@changethemuseum isimli hesabın sahibi aktivist grup, koronavirüs sebebiyle gerçekleşen kapanmalarının ardından yeniden açıldıkları ekim ayı sürecinde, ABD’deki müzeleri ziyaret etmemeleri adına halka açık bir çağrı yayınladı. Fakat bazı müze çalışanları, bu girişimin çalışanlara verebileceği hasara dair endişelerini dile getirirken bu tarz bir boykotun kurumsal değişim sağlamayacağına dair korkularını belirtti.
Talepleri Aşı Bulunana Kadar Tehlike Ödemesi
Grubun Instagram sayfasında #NoMuseumOctober hashtag’iyle yayınlanan talepleri ise, her kurumun kamuoyu önünde, ön saflarda çalışan işçilerine Covid-19 aşısı bulunana kadar tehlike ödemesi ve emeklerini karşılayacak ek ödemeler sağlayacağını duyurması. Grup, bu talepleri gerçekleşene kadar ise halka bu ‘demokratik’ kurumlara, ihtiyaçları olan parayı vermekten kaçınmaları çağrısında bulundu.
Kurum İçi Irkçılık ve Eşitsizlikle Savaş
Boykotun bir diğer amacı ise, kurumlarda süregelen ırkçılık ve eşitsizlik konularını ele alan kapsamlı bir çeşitlilik, eşitlik, erişilebilirlik ve katılım planı geliştirmelerini ve duyurmalarını sağlamak.
Grubun bildirisindeki açıklama şöyle: “Amerika Birleşik Devletleri’ndeki müzeler küresel bir salgının ortasında yeniden açılmaya başladı, aslında bunu ön saflardaki işçilerin emeğine borçlular. Çoğunluğu siyahi, kızılderili ve farklı etnik kökenlerden insanlardan oluşan; kazandıkları miktarlarla hayatlarına zar zor devam edebilen profesyonel müze çalışanları, büyük ölçüde beyaz olan ve yüksek miktar maaşlar alan müze yöneticilerinin daha zengin olmaları ve “beyaz” müze kurulları tarafından belirlenen mali hedeflere ulaşabilmeleri için sağlık ve güvenliklerini riske atıyorlar.”
Müzeler Personel Şikayetlerini Dikkate Alıyorlar Mı?
Bu esnada ise müzelerin ırkçılık ve eşitsizlikle ilgili personel şikayetlerinin üzerine yeterince eğilmediğinin altını çiziyor.
28 Eylül’de ilan edilen boykot, Guerilla Girls (Gerilla Kızları) olarak bilinen feminist aktivist grup tarafından desteklense de yeterince taraftar toplayamadı; hatta pek çok kişi caydırıcı yorumlarda bulundu. Bir müze çalışanı yaptığı yorumda tehlike ödeneğinin hakları olduğunu ancak boykotun bunu sağlayamayacağını, aksine bunun işten çıkarmalarla sonuçlanacağını yazdı.
Çalışanlar Boykotun İşlerini Tehlikeye Atacağından Endişeli
Bir başka yorumda ise azınlık çalışanların zaten çok zor şartlarda yaşadıklarını ve işlerinin bu şekilde tehlikeye atılmaması gerektiği uyarısında bulundu.
Facebook sayfasında #NoMuseumOctober çağrısını paylaşan grup, duyulan endişeleri kabul etti ve boykot stratejisi hakkında pek çok farklı savunma grubuna danıştıklarını belirten bir paylaşım daha yaptı.
Öte yandan, müze yönetim kurulunun çeşitliliği artırmaya yönelik çalışmaları artırmasını sağlayan Detroit Çağdaş Sanat Müzesi’nde olduğu gibi başarılı olan bazı müze boykotları da bulunuyor.
Ayrımcılık İddiaları ve Anonim Hikayeleri Yayınlıyorlar
George Floyd’un ölümünün ardından ülkeyi kasıp kavuran protestoların gerçekleştiği haziran ayında Instagram hesabını açan @changethemuseum adlı grubu, sanat çalışanı ve sanatçı lardan oluşan küçük bir grubunun yönettiği düşünülüyor. Grup cinsiyet, cinsel yönelim, ırk ve sınıfa dayalı ayrımcılığa tanık olduklarını ve maruz kaldığını iddia ediyor.
Hem büyük hem de küçük müzelerde ayrımcılık iddialarını detaylandıran anonim hikayeleri kamuya açık bir şekilde yayınlayan grubun takipçileri 37.000 kişiyi geçmiş durumda ve onların ardından ortaya çıkan ve aynı şeyi amaçlayan @abetterguggenheim ve @cancelartgalleries gibi hesaplar da bulunuyor.
Kaynak: theartnewspaper.com
Yazar: Margaret Carrigan
Tarih: 01.10.2020
Orijinal Başlık: Social Media Advocacy Group Calls for a Boycott of All US Museums in October
