Yeni Müze Dalgası

Yepyeni bir müze dalgası başladı. Yıl 2019. 2000’li yıllarda hayata geçirilen müze kurma girişimleri sadece özel sektör ve sermaye grupları tarafından gerçekleştirilirken, bu yeni hareketlilik döneminde devletin bu alanlarda varlığını daha da hissettireceğini söylemek mümkün. 2019-2021 dönemi itibariyle, hem özel sektörün girişimleriyle hem de yerel yönetimler aracılığıyla açılması planlanan çok fazla sayıda müze var.

 

BEKLENEN AN ARTER’LE BAŞLADI

Arter, Dolapdere. Fotoğraf: Cemal Emden
Ayşe Erkmen, Beyazımtırak, 2019, Fotoğraf: Hadiye Cangökçe

Bu yeni müze dalgası kapsamında; Vehbi Koç Vakfı’na bağlı olarak 2010 yılında İstiklal Caddesi üzerinde açılan Arter’in, Dolapdere’deki yeni binasına taşınmasıyla bu ay itibariyle yeni bir sergi alanı olarak faaliyet göstermeye başlıyor. Müzede, VKV Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nda yer alan ve 1960’lı yıllardan itibaren resim, heykel, fotoğraf, video, film, yerleştirme, ses, ışık ve performans gibi çeşitli mecralarda üretilmiş 1350 adet eser yer alıyor. Arter koleksiyonun dışından sergilerle birlikte, sahne sanatları, klasik, çağdaş, elektronik müzik, film, performans gibi farklı disiplinlerinden gösteri ve etkinliklere de yer verecek. İngiliz Grimshaw Architects tarafından yapılan müzenin mimari projesinde akışkanlık ve açıklık kavramlarından yola çıkılarak, dinamik, çok yönlü ve dışadönük bir mekân oluşturuldu.

Dolapdere bu dönemle birlikte; Dirimart, Pilevneli Galeri, koleksiyoner Sarp Evliyagil’in Ankara’da bulunan Müze Evliyagil’den sonra açtığı Evliyagil Dolapdere ve tabii Arter ile bir- likte İstanbul’un çağdaş/güncel sanat alanındaki temel eksenlerinden biri olma yolunda ilerliyor. Arter’in kurucu direktörü Melih Fereli basın toplantısında, müzenin konumlandığı kentsel dönüşüm bölgesindeki yerel halkın sürece katılımının önemini ve yerel dinamiklerin müzenin yönetimi açısından getirdiği sorumluluğun altını çizercesine ‘’mahalleye sırtını dönmeyen, mahalleyi içine davet eden bir yapı’’ kurguladıklarını belirtti.

 

RESİM VE HEYKEL MÜZESİ

MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Karaköy Antrepo 5

Türkiye son yüzyılının sanat tarihine dair en geniş koleksiyona sahip, Türkiye’nin ilk kamusal müzesi olan MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ise, Karaköy Antrepo 5’deki Emre Arolat imzalı yeni binasında kapılarını açmaya hazırlıyor. 1937 yılından 2012 yılına kadar Dolmabahçe Sarayı Veliaht Daire’sinde konumlanan müze, 2007 yılında kaynak bulma sorunu nedeniyle kapatılmıştı. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, 2002 yılından beri tartışma konusu olan Karaköy Rıhtımı’ndan MSGSU Fındıklı Kampüsü’ne kadar uzanan sahil şeridini kapsayan Galataport Projesi için de önemli bir konumda yer alıyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin rektörü Prof. Dr. Handan İnci’nin girişimleriyle birlikte açılacak müzenin danışmanlığını küratör Vasıf Kortun yürütüyor. Kortun, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin koleksiyonunda Zühtü Müridoğlu, Sabri Berkel gibi sanatçıların nefes kesici bölümleri ve yeterince değerlendirilmediğini düşündüğü isimler ve eserlerin de olduğunu belirtmişti.

 

TERSANE BÖLGESİ

Haliç kıyısındaki 558 yıllık Tersâne-i Âmire bölgesinde inşaatı devam eden ve Kasım 2020’de açılışının yapılması öngörülen “Tersane İstanbul” projesinin ihalesi, Akp hükümetine yakınlığı ile bilinen Fettah Tamince’nin Sembol-Ekopark Turizm-Fine Otel’e ihale edilmişti. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz aylarda “Tersane İstanbul” projesi kapsamında Sadberk Hanım Müzesi, Kadın Müzesi ve Türk İslam Eserleri Müzesi gibi üç büyük müzenin bu bölgede inşa edileceğini açıklamıştı. Türkiye’nin ilk özel müzesi olan ve Vehbi Koç’un eşi Sadberk Hanım’ın kişisel koleksiyonuna yer veren Sadberk Hanım Müzesi 1980 yılında açıldı. Müze, bugün 20 bine yakın eseri bünyesinde topluyor. Koleksiyonda, M.Ö 6. binyıllardan Bizans dönemi sonuna kadar Anadolu’da yaşayan uygarlıkların maddi kalıntılarını yansıtan arkeolojik eserler ve Osmanlı ağırlıklı İslam eserleri, Osmanlılar için yapılmış Avrupa, Uzak ve Yakın Doğu eserleri ile Osmanlı dönemi dokumaları, kıyafetleri ve işlemeleri yer alıyor.

İlginizi çekebilir:  Dirimart Eylülü Yeni Sergiyle Karşılıyor

 

ODUNPAZARI MODERN MÜZE

Bu yeni müze dalgası İstanbul dışına ise, Polimeks Holding Yönetim Kurulu başkanı ve koleksiyoner Erol Tabanca’nın Eskişehir Odunpazarı bölgesinde açacağı Odunpazarı Modern Müze (OMM) ile taşınıyor. UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Odunpazarı bölgesinde inşa edilen bina Japon mimarlar Kengo Kuma ve Yuki Ikeguchi’nin imzalarını taşıyor. Müzenin sürekli koleksiyonu, Erol Tabanca’nın koleksiyonundan seçilen Türkiye’den 60’a yakın sanatçının, 100 civarında eserlerinden oluşuyor. Koleksiyonda; Bedri Rahmi Eyüboğlu, Canan Tolon, Erol Akyavaş, İlhan Koman, Ramazan Bayrakoğlu, Sinan Demirtaş ve Tayfun Erdoğmuş gibi sanatçıların eserleri bulunuyor.

OMM, Fotoğraf: Murathan Özbek

 

ORTAÇAĞ İŞKENCE MÜZESİ’NDEN MAGNAURA SARAYI MÜZESİNE

2016 yılında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür A.Ş. Genel Müdürü Nevzat
Kütük, İstanbul’a 16 yeni müze daha kazandıracaklarını açıkladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından, Haziran 2019’da Tekfur Sarayı ve Temmuz 2019’da Hafıza 15 Temmuz müze olarak kapılarını ziyaretçilere açtı. Bunlara ek olarak; 2021 yılına kadar olan dönemde Anemas Zindanları’nın Ortaçağ İşkence Müzesi, Feshane’nin Tasavvuf Kültürü Müzesi, İslam Sivilleşmeleri Müzesi, Yenikapı Arkeoloji Müzesi, Gelenekli Sanatlar Müzesi ve Atölyesi, İstanbul Müzesi, Galata Kulesi Müzesi, Magnaura Sarayı Müzesi gibi müzelerin açılışının yapılması öngörülüyor. Türkiye kültür ve sanat alanındaki en tartışmalı binalardan biri Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) 2018 yılındaki yıkımının ardından, yapım süreci devam eden yeni AKM binası projesi 2021 yılında tamamlanacak. Projesi Mimar Murat Tabanlıoğlu tarafından hazırlanan yeni AKM; 2 bin 500 kişilik opera binası, 800 kişilik konser salonu, tiyatro salonu, oda tiyatrosu, kütüphaneler, kafeler ve restoranları ile dev bir kültür ve sanat kompleksine dönüştürülmesi planlanıyor.

ICOM’un (Uluslararası Müzeler Konseyi) 2019 yılında açıkladığı yeni müze tanımına göre; müzelerin geçmiş ve gelecek hakkında kritik diyaloglar için demokratikleştirici, kapsayıcı, şeffaf ve kâr amacı gütmeyen alanlar olduğunun altı çiziliyor.

Bu yeni başlayan müze dalgasının Türkiye kültür ve sanat alanında ne gibi dönüşümlere/ yeniliklere yol açacağını toplumsal alandaki izdüşümleriyle birlikte önümüzdeki süreç içinde takip edeceğiz.

Previous Story

Hayali Ada’dan James Baldwin filmine 16. İstanbul Bienali

Next Story

“Öğrenme Bozukluğu Olan Tesadüfi Bir Vahşiyim”

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.

Verified by MonsterInsights