9. Senfoni’nin El Yazmalarının Kayıp Parçaları Bilgisayarınızda

/

2020 yılı, doğumunun 250. yılı sebebiyle Beethoven yılı olarak kutlanıyor. Aslında kutlanıyordu, demek daha doğru çünkü bütün etkinlikler korona virüsü salgını nedeniyle ya iptal edildi ya da ertelendi. Adını Friedrich Schiller’in ‘Neşeye Övgü’ şiirinin dizelesinden alan ‘Bu Öpüş Tüm Dünyanındır’ isimli sergi de iptal edilen etkinlikler arasında.

Sergi aslında 11 Mart’ta açılmıştı ve Berlin Eyalet Kütüphanesi’nin sahip olduğu Beethoven Koleksiyonu sergileniyordu. Kütüphane, ünlü bestecinin el yazmalarından oluşan önemli bir koleksiyona sahip. Koleksiyonda dört, beş ve dokuzuncu senfonilerin yanı sıra bir, üç ve beşinci piyano konçertolarının ve Fidelio operasının el yazma notaları ile bestecinin mektupları bulunuyor.

Beethoven’in nota defterleri.

Neredeyse tamamen yenilenen ‘Unter den Linden’ binasında düzenlenen serginin Covid-19 salgını nedeniyle kapatıldığı 13 Mart’ta açıklandı. Eyalet Kütüphanesi bunun üzerine  ‘Bu Öpüş Tüm Dünyanındır’ isimli sergiyi çevrimiçi olarak sanal tura açtı. Sergiye özel olarak hazırlanan web sitesinde, Beethoven’in dünyasını açıklayan çok sayıda materyal bulunuyor. Ayrıca bestecinin el yazması notaları PDF olarak da indirilebiliyor.

Biz de bu vesileyle 9. Senfoni’nin, Beethoven’ın elle yazdığı nota defterinden bazı sayfaları ve defterin başına gelen, Almanya tarihiyle bire bir bağlantılı talihsizliklerin hikâyesini yayınlıyoruz.

NOTA DEFTERİ ÖLÜMÜNÜN ARDINDAN DAĞILDI

Beethoven, uzun yıllar Friedrich Schiller’in ‘Neşeye Övgü’ şiirini bestelemek istemişti. Bir senfoni yazmak ve bununla insanlara hümanist bir mesaj bırakmak istiyordu. Fakat, uzun yıllar sadece fikri olgunlaştırmak için bekledi, araya hastalıkları, bunalımlar, sosyal izolasyonda yaşadığı yıllar, siyasi ve politik çalkantılar da girmişti. Tüm bu uzun yılların ardından Beethoven, ancak Londra Filarmoni Topluluğundan yeni bir beste siparişi aldığı Kasım 1822’de 9. Senfoninin başına oturabildi. O sırada 52 yaşındaydı ve birçok hastalıktan muzdaripti, hatta neredeyse tamamen sağırdı. Senfoninin ana çalışmasını, 1823 yılında Viyana’nın Windmühle banliyösündeki dairesinde yaptı. Bu yıl içinde senfoninin yalnız orkestradan oluşan ilk üç bölümünü bitirdi; orkestra, koro ve solistlerden oluşan dördüncü bölüm üzerindeyse 1824 baharına kadar çalıştı.

9. Senfoni ilk kez, 7 Mayıs 1824’te, Beethoven’ın huzurunda, Viyana’daki Kärntnertor Tiyatrosu’nda verilen konserde çalındı. Ancak, Beethoven müziği duyamadı. Solistlerin sözlerini dudaklarından okudu. Konserin sonunda, Beethoven’in alkışlardan ve yaşanan büyük çoşkudan haberdar edilmesi gerekmişti, çünkü konser boyunca sırtı izleyicilere dönüktü, duymuyordu ve izleyenlerin tepkilerini de görememişti. Bu performans bir zaferdi!

Beethoven’ın ölümünden sonra 9. Senfoni’nin el yazması notalarının bir kısmı bestecinin yardımcısı, sekreteri ve erken biyografisti Anton Schindler’in eline geçti. Schindler, el yazmalarının ölümünden birkaç hafta önce, Şubat 1827’de, Beethoven tarafından kendisine bizzat hediye edildiğini söyledi. Fakat ne garip ki Schindler, senfoninin bütün el yazmalarına sahip değildi; sadece el yazmalarının bir kısmını elinde bulunduruyordu. Schindler, Eylül 1827’de, el yazmalarının içinden iki sayfayı, Beethoven’ın Viyana’dan arkadaşı olan ve bestekârın mirasından bir hatıra talep eden genç piyanist ve besteci Ignaz Moscheles’e gönderdi. Bu iki sayfa yıllar sonra, 1956 yılında, Bonn’daki Beethoven Müzesi’ne döndü. Schindler’in elindeki sayfalardan üçü başka birine aktarılmıştı, bu sayfalara yıllarca sahip olan kişi veya kişilerin kim olduğu bilinmiyor. Ancak, bu üç sayfa bugün Paris’teki ulusal kütüphanenin koleksiyonunda bulunuyor.

İlginizi çekebilir:  Borusan’dan Genç Müzisyenlere Burs

Schindler elinde kalan yazmaları, 1846’da, Berlin’deki Kraliyet Kütüphanesi’ne miras bıraktı. Bugün hâlâ el yazmalarını muhafaza eden kırmızı cildiyle birlikte 9. Senfoni’nin 137 sayfası, bu bölüm içinden beş yaprak eksik olarak, Kraliyet Kütüphanesi’nin koleksiyonuna böylece girdi. Schindler’de başından beri eksik olan sayfalarsa Beethoven’ın evinde bulundu ve Domenico Artaria tarafından, Kasım 1827’deki düzenlenen bir açık artırmada satın alındı. Artaria ailesinin sahip olduğu bu son derece değerli el yazmalarıysa 1901 yılında Erich Prieger’in sağladığı finansman yardımıyla alınarak Berlin’e getirildi ve Kraliyet Kütüphanesi’ne teslim edildi. Böylece Beethoven’ın, 26 Mart 1827’de ölümünden sonra ilk kez 9. Senfoni’sinin 204 sayfası tek bir yerde birleştirilmişti.

ALMANYA’NIN TARİHİ EL YAZMALARININ KADERİNİ BELİRLEDİ

Ancak, kavuşmanın mutluluğu uzun sürmedi; 2. Dünya Savaşı 9. Senfoni’yi yeniden parçalayıp birbirinden ayırdı. El yazmalarının kaderi bu kez Alman tarihine bağlanmıştı. Prusya Devlet Kütüphanesi, 1941 yılında, savaşın etkilerinden ve bombardımandan değerli varlıkları kurtarmaya başladı. 9. Senfoni’nin el yazmaları da bu sırada daha güvenli görülen farklı yerlere taşındı.  El yazmaları, hepsinin birden kaybolma riskini olabildiğince düşük tutmak için üç parçaya ayrılarak farklı yerlere götürüldü.

Schindler’den kalan bölümler, Almanya’nın doğusunda Silezya’da önce Fürstenstein Kalesi’nde, ardından Grüssau Manastırı’nda saklandı. Bu bölümler,  savaşın bitiminden sonra Polonya topraklarında vardı, 1946 yılında Krakow’daki Jagiellonian Kütüphanesi’ne getirilmelerine rağmen, yazmalar yıllarca ‘resmen’ kayıp olarak kabul edildi.

Senfoninin final bölümü, önce Almanya’nın Pomeranya bölgesine götürüldü, savaşın bitmeden kısa bir süre önce Elbe’deki Schönebeck’e taşındı. Sonunda, 1946’da, daha sonra Doğu Berlin tarafında kalacak ve Devlet Kütüphanesi haline getirilecek Unter den Linden Kütüphanesi’ne ulaştı. El yazmalarının dördüncü ve beşinci fasikülleriyse 1947  yılında Tuna vadisindeki Beuron Manastırı’na getirilmişti. Bu fasiküller,  daha sonra Tübingen Üniversitesi Kütüphanesi’ne, 1967 yılındaysa Batı Berlin’deki Prusya Kültürel Miras Vakfı Devlet Kütüphanesi’ne ulaştı.

Polonya hükûmeti yetkilileri, 1977’de Doğru Berlin’e yaptıkları ziyaret sırasında Krakow’da bulunan Beethoven’a ait el yazmalarını Doğu Berlin Devlet Kütüphanesi’ne teslim etti. Bu kez 9. Senfoni’nin el yazmaları bölünmüş bir şehrin iki yakasında kalmıştı.

Berlin Duvarı’nın 1989’da yıkılması sadece iki Almanya’nın değil, 9. Senfoni’nin de birleşmesi anlamına geliyordu. İşte bu yüzden ABD’li orkestra şefi Leonard Bernstein ’89 yılının sonunda Berlin’e gitmiş ve dünyanın en iyi müzisyenleriyle 9. Senfoniyi çalmıştı; böylece Beethoven’ın geride bıraktığı hümanist mesajı tüm dünyaya veriyorlardı. 

Alman yeniden birleşmesinin ardından Berlin’deki iki kütüphane, 1992 yılında Prusya Kültürel Miras Vakfı çatısı altında birleştirildi. 2. Dünya Savaşı’nın birbiriden ayırdığı Beethoven’in el yazmaları yeniden ve son kez birleştirildi. El yazmaları Berlin Eyalet Kütüphanesi’nin koleksiyonunda bulunuyor.

 

 

Previous Story

Metropolitan Müzesi 100 Milyon Dolar Kaybetmeyi Bekliyor

Next Story

Art Basel Hong Kong’un İlk Online Satış Sınavı

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.