Çok uzun bir süre- 2020’nin Mart ayından 2021 yılının yaz aylarının başına kadar gezegenin başrolünde pandemi vardı. Gözle görünmeyen bir virüs gündemin en tepesine oturdu, hakimiyeti eline aldı, yaşam ve ölüm arasında tercih yapmakla sınanınca insan türünün yarattığı uygarlığa ait ne varsa bir süreliğine “kapandı.”
Aşı bulunana kadar devam eden süreçte bu kapanmalardan, içe dönmelerden en çok nasibini alan kültür sanat sektörü oldu. Tiyatrodan sinemaya, çağdaş sanattan tasarıma tüm uluslararası etkinlikler iptal oldu, ertelendi, yeniden iptal oldu…
Nispeten daha rahat geçen bir yazın ardından maskeleri tam atmamış olsak da sonbahar mevsimine girdik. Sonbahar kültür sanat sezonunun zamanı.
Bu sefer gözle görünmeyen başrol oyuncusu “Korona Hazretleri” insanoğlunun onu defetmek için bulduğu aşı sayesinde gündemin ilk sırasında değil. Mevsim daha önceleri olduğu gibi birbirinden güzel ve görülmesi şart olan tiyatro oyunları, sergiler ve konserlerle açılıyor. Pandemi can alacak kadar ileri gitmesine ve lanetlenmesine rağmen aslında verdiği dersler açısından da hatırlanacak.
2020’nin Şubat sayısında, üçüncü sayının kapağında henüz pandemi ortada yokken “..Ve Kıyamet” başlığını atmıştık.
İlk sayımız 2019 yılının Eylül ayında “Çöplüğe Çevirdiğimiz Dünya” başlığı ile yayımlanmıştı. 2020 Mart ayında çıkardığımız sayı raflarda yer almaya başladıktan kısa bir süre sonra pandemi tüm haşmetiyle oturdu gündeme.
2020 Haziran sayısını “Nefes Alamıyoruz” başlığıyla dijital olarak çıkardık. Ardından pandeminin içimize kapanmamıza diretmesine inat İngilizce bir sayı yapıp “İstanbul Into the Future” başlığını attık. Pandeminin etkilerinin kalkmaya başladığı andan itibaren İstanbul’un kültür sanat dünyasının nasıl bambaşka bir evreye geçiş yapacağının habercisiydi bu sayı. Yeni açılacak sanat ve kültür mekanları bu derginin odağındaydı.
Bu mekanlardan biri Ekim ayında Contemporary Istanbul fuarının yapıldığı Tersane İstanbul. Tarihi Haliç’te yer alan tersane dönüştürülerek şehrin kültürel noktalarından biri olacak demiş Murat Tabanlıoğlu’ndan projeyi dinlemiştik.
Bu yazın başında “Yeni Dijital Dünya” başlığıyla çıkardığımız yedinci sayı yani yaz 2021 sayısının kapağında arttırılmış gerçeklik ile tasarlanan dijital bir heykel yer alıyordu. Pandeminin hızlandırdığı teknolojik kırılma ile kültür ve sanat dünyasının yaşadığı evrimlerin izleri vardı sayıda.
ArtDog Istanbul 2019 yılının Eylül ayında bir sorumluluk hissederek yola çıkmıştı. İstanbul’un kültür sanat dünyasının uzun süren bir kuraklıktan sonra açılan müzeler ve benzeri kurumlar ile bambaşka bir döneme gireceği ve bu dönemi kayıt altına almak sorumluluğu ile. İklim kriziyle şekillenen dünyanın çektiği acıların sesleri en çok kültür sanat alanından yükseliyor, global anlamda adeta mahşere doğru gidilen bir dünyanın resmini ortaya koyuyorduk. Kültür sanat aracılığıyla bu farkındalığı yaratmaya çalışırken birde küresel salgın girdi büyük resme. ArtDog Istanbul şimdiye kadar çıkardığı tüm sayılar, attığı tüm başlıklarda dünyanın durumunu kültür sanat aracılığıyla anlattı.
İklim krizi ve pandemiden alınacak dersler belli, elinizde tuttuğunuz bu yayın bunların bilincinde olmaya çalıştı hep. Kendini dünyanın hakimi sanan insan türünün bambaşka bir bilince geçip doğaya ve canlılara eziyet etmeyi bırakıp; onlarla uyum içinde yaşaması gerekiyor. Kapitalizm denilen canavar paramparça olurken yerine henüz bir alternatif üretilememiş olsa da herkesin birbirine karşı sömürücü değil destekleyici bir tavır alması gerekiyor. Kendi zevkimiz için hayvanları yemekten vazgeçip, daha fazla para kazanmak için ormanları ateşe vermekten vazgeçtiğimiz gün belki bir şansımız olabilir. Kültür sanatın her alanında bu bilince sahip olan kişi ve kurumların yükseldiği bir yeni dünyaya adım attığımız dileğiyle sonbahara selam edelim. Bu sayıda yer alan konularda bu bilince yaklaşan, varmaya çalışan fikirleri bulacaksınız. “Yeniden İstanbul” başlığı bu gizli umudu barındırıyor.
İyi Okumalar,
Şebnem Kırmacı
sebnem@artdogistanbul.com