Çam, meşe, kızılağaç ve kestane gibi çeşitli ağaç türlerini barındıran; ayı, geyik, yaban domuzu, tilki ve tavşan gibi çeşitli hayvan türlerine de ev sahipliği yapan Akbelen Ormanı 2021 yılından bu yana kömür madeni açılma planı nedeniyle tehdit altında. Akbelen Ormanı’nda kömür madeni tamamen açılırsa ormanın yaklaşık 400 hektarlık bir alanını ve binlerce ağacı kaybedeceği öngörülüyor. Son dönemde Akbelen Ormanı’nı korumak adına yöre halkı ve STK’lar ardı ardına protestolar yaptılar. Kömür madeni projesi, İkizköy halkı tarafından büyük bir tepkiyle karşılanmıştı. Bölge halkı ve STK’lar ve çevre aktivistleri Limak Holding’in Akbelen Ormanı’nda kömür madeni açmak istemesine karşı eylemler yapmaya devam ediyor. Limak Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir ise sanatsal projeleri destekleyen ve SAHA grubunun üyelerinden biri.
Limak örneği kuşkusuz bu konunun tek örneği değil ama en güncel örneği. Çevreye zarar veren şirketler, çevrecilikle ilgili sanatsal projelere sponsor olarak, sürdürülebilirlik konusunda kararlı oldukları ‘yanılsamasını’ yaratmaya çalışıyor. Yakın tarih, şirketlerin modern ve çağdaş sanat müzelerine veya sergilere sponsor olmalarının örnekleriyle dolu. Hem Türkiye hem dünyada. Dr. Öğr. Üyesi Fırat Arapoğlu bu ay merkezime aldığımız bu konuyu işliyor ve şu soruları soruyor.
* Çevreye zarar veren şirketlerin sanata sponsor olması uygun mudur?
* Bu çelişki sanat dünyası tarafından görünür kılınacak mıdır yoksa görmezden mi gelinecektir?
* Bu şirketlerin sanatsal etkinliklere sponsor olmaları çevreyi tahrip etmelerine dair sicillerini aklar mı?
* Bu şirketlerden sponsorluk kabul eden sanat kurumlarının hiçbir sorumluluğu yok mudur?
* Bu kurumlara karşı sanat dünyasının güveni sürecek midir?
Yaz aylarında kültür sanat dünyasında “şeffalık” tartışmaları gündeme oturmuşken en az onun kadar önemli olan bir diğer problemi enine boyuna tartışmak boynumuzun borcudur kanısındayız.
Türkiye’nin son dönemde yaşadığı deprem felaketleri, tüm toplumu her anlamda derinden etkileyen seçim ve sonuçları, süregelen ve daha da derinleşen ekonomik kriz, devam eden göçmen krizi ve yansımaları, bir de yadsınamayacak barınma krizi ile birlikte ülkede var olan sorunlar ve belirsizlik içerisinde sonbahar geldi. Sonbahar kültür-sanat dünyası için hareketli bir sezon olarak bilinir. Alanında önemli isimlere kültür-sanat sezonunda yakın geleceği yorumlamalarını istedik; tüm bu veriler ışığında nasıl bir resim çizdiklerini sorduk ve cevapları “Nereye Gidiyor Bu Gemi?” başlığı altında topladık.
23 Eylül’de Adıyaman’da Nemrut Zirvesinde yapılacak Land&River Art Bienali radarımızda. Türkiye’de çok yaygın olmayan Land Art türü iklim krizinin yarattığı ekolojik felaketlerin çağında iyice anlam kazanıyor. Nefes kesen bir coğrafyada gerçekleşecek olan bienal yıl sonuna dek sürecek.
A Milli Kadın Voleybol takımı uzun süre konuşulacak bir başarıya imza attı ve Avrupa Şampiyonu oldu. Sanat ve sporun her şeyin üstünde olmak gibi bir özelliği var. Bu yüzden bu başarıdan bahsetmeden ve kızların temsil ettiği Cumhuriyet değerlerine selam çakmadan olmaz.
ArtDog Istanbul Eylül – Ekim 2023