Beşinci yılından itibaren uluslararası kimlik kazanan Aspendos Opera ve Bale Festivali, 1994 yılından bu yana, her yaz sonu Antalya’da 5000 yıllık antik Aspendos tiyatrosunda düzenleniyor. Bu festivalde şimdiye dek hiçbir şey izlemediyseniz, kendinizi benzersiz bir deneyimden mahrum bıraktığınızı söyleyelim. Yıllar geçse bile aklınızdan çıkmayacak bu deneyimi, imkanı olan hemen bu yıl yaşamalı, olmayan da hayatında ölmeden önce yapılacaklar listesine almalı.
NEREDE BİZİM GEÇMİŞİMİZ?
26. Aspendos Opera ve Bale Festivali bu yıl 1-18 Eylül tarihleri arasında düzenleniyor. Programda dördü yerli ikisi yabancı olmak üzere toplam altı eser yer alıyor. Önceki yıllarda program biraz daha zengin olurdu; daha çok yabancı topluluk gelirdi. Fakat bunu eski programları inceleyerek doğrulayabilmenin bir imkanı yok çünkü ne yazık ki bütün devlet opera, bale ve tiyatro internet siteleri gibi Aspendos festivalinin internet sitesi de kötü ve doğru düzgün çalışmıyor. Arşiv linki var ama açılmıyor. Her şeyin internet üzerinden döndüğü bir dünyada ödenekli kurumların internet sitelerinin bu durumda olması gerçekten acı. Doğru düzgün, çekici ve en önemlisi işleyen bir internet sitesi yaptırmak günümüzde son derece kolay ve küçük bütçelerle halledilebilen bir şey. Neden yapılamıyor, anlamak mümkün değil.
AZ AMA ÖZ İÇERİK
Geçmiş festivallerle karşılaştıramadığımız programın içeriğine gelelim. Az ama öz, doğru bir program aslında. Böyle bir festivalin seyircisi çok değişkendir. Oraya tatile gelmiş, hayatında operaya gitmemiş turist de gelir, sırf o antik tiyatroda opera izlemek isteyen meraklısı da. Bu göz önünde bulundurularak her kesime hitap edecek eserler seçilmiş. Bunlara popüler klasikler diyebiliriz. Festivalde, üç devlet opera ve bale kurumunda kapalı gişe oynamış başarılı prodüksiyonlar var. İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin Carmen’i, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin Troya’sı ve Antalya Devlet Opera ve Balesi’nin Aida’sı bu festivalde görülebiliyor. İzmir, Samsun ve Mersin Opera ve Baleleri’nin festivalde neden yer almadıklarına gelince, sebeplerin teknik ve pratik olduğunu söyleyebiliriz. Bu yaz Efes opera Festivali ve Bodrum Bale Festivali de gerçekleştirildi ve bu kurumlar eserlerini bu festivallere götürdüler. Opera ve bale eserlerinin kadrolarının, orkestralarının, dekor ve kostümlerinin çokluğu düşünüldüğünde bir sezonda ancak bir festivale katılabilmeleri/yetişebilmeleri çok doğal.
Yurtdışından Viyana Devlet Balesi Kuğu Gölü balesini getiriyor Aspendos’a, bir de Ulusal Onursal Akademik Ukrayna dansları Pavel Virsky dans topluluğunun folklorik temaları modern koreografilerle sentezleyen bir halk dansları gösterisi var programda. Festival, Devlet Opera ve Balesi Genel Sanat Yönetmeni Murat Karahan’ın da katıldığı, ünlü solistlerin sevilen eserlerden parçalar seslendireceği bir gala konserle sona erecek.
VİYANA’DAN KUĞU GÖLÜ
Gelelim programdaki eserlere… Viyana Devlet Balesi bale repertuarının en popüler klasiği, Çaykovski’nin Kuğu Gölü’yle konuk oluyor Aspendos’a. Prömiyerini 1877’de Moskova Bolşoy tiyatrosunda yapan Kuğu Gölü’nün konusu bir Rus halk öyküsüne dayanıyor. Prens Siegfried’in evliliğe henüz hazır olmamasına rağmen, onuruna verilen bir baloda annesinin dileğiyle bir eş seçmek zorunda kalmasını, ancak avlanmak üzere gittiği gölde, büyücü Rothbart’ın kuğu şekline soktuğu Prenses Odette’ye aşık olmasını anlatan bale aşk-ihanet, iyi-kötü, yaşam-ölüm gibi temel karşıtlıkları işliyor. Eser, dünyada herhalde en sık sahnelenen bale yapıtlarından biri. Viyana Balesi prodüksiyonunun en önemli özelliği çok klasik bir yaklaşıma sahip olması. Dansçı ve koreograf Mihail Sosnovschi efsane balet Nureyev’in 50 yıl önce Petipa ve İvanov’un 1895 tarihli orijinal koreografisine dayanarak Viyana Balesi için yarattığı 2 perdelik koreografiyi temel almış. Eleştirilere göre klasik bale geleneğine son derece sadık, her solosu, ensemble, ikili ve dörtlü danslarıyla dört dörtlük bir kesinlik ve sağlamlıkla kurulmuş, mükemmel bir prodüksiyon. Klasik bale geleneğinin korunması ve yaşatılmasını misyon edinmiş bir kurumdan daha azı beklenemezdi zaten. Sürprizsiz ama hatasız bir iş izleyeceğinizden emin olabilirsiniz.
TROYA VE CARMEN
Antalya Devlet Opera ve Balesi’nin Troya’sı yeni bir opera. 2018 Troya yılı kapsamında hayata geçirilen Troya henüz geçtiğimiz Kasım ayında prömiyer yaptı. Bestesi Türkiye’de yaşayan Romen besteci, piyanist ve orkestra şefi Bujor Hoinic’e, libretto ve kurgusu ise oğlu Artun Hoinic’e ait. Homeros’un Odysseia ve İlyada destanlarına dayanan libretto efsaneyi mitlerden arındırıp gerçekçi bir tarih olayı olarak işliyor. Troya dev bir prodüksiyon. Sahnede aynı anda 300 kişinin yer aldığı oluyor. Müzik, ses, dans, görüntü ve ışığıyla görkemli, oldukça ihtişamlı. Özellikle müziği çok etkileyici. Kısacası hem görsel hem de işitsel bir şölen. Rejisi operamızın en enteresan yönetmenlerinden Recep Ayyılmaz’a ait. Fakat Troya, tahminen çok geniş bir kadronun aynı anda sahnede olmasını gerektirdiğinden Aspendos antik tiyatrosunda değil Expo’da sahneleniyor. Yine de görülmeye değer.
İstanbul ise Aspendos’a Carmen’le katılıyor, Carmen festivalin açılışını yapacak olan eser. Carmen, İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçı ve orkestrasıyla sahnelenen yeni bir prodüksiyon ve 2000-2002 yılları arasında Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin direktörlüğünü de üstlenmiş İtalyan yönetmen Vincenzo Grisostomi Travaglini’nin rejisi. Yani, hem festivali açacak hem de prömiyer yapmış olacak. Carmen Fransız oyun yazarı Prosper Merimee’in aynı adlı kısa romanından Fransız besteci Bizet tarafından sahneye uyarlandı ve 1875’te Paris Opera Komik’te prömiyer yaptığında hiç beğenilmedi. Zamanla opera repertuarının en sevilen eserlerinden birine dönüşen romantik opera Sevilla’da geçiyor ve başına buyruk, asi ve güzel çingene kızı Carmen ile asker Don Jose arasındaki fırtınalı aşk hikayesini konu alıyor. Akılda kalıcı, melodik arya ve ensemblelarının yanı sıra operada nadir görülen bir durum olan, güçlü bir kadın karakteri merkezine oturtmasıyla da çok önemli bir eser. Carmen her zaman, her rejiyle izlenebilir bir operadır ve eminiz ki Aspendos’ta daha bir zevkle izlenecek.
GÖRKEMLİ AIDA
Antalya Devlet Opera ve Balesi ev sahipliğini yaptığı festivale Verdi’nin başyapıtlarından Aida’yla katılıyor. Antik Mısır’da geçen, Romalı komutan Radames ile tutsak Habeş Prensesi Aida’nın imkansız aşkını anlatan eserin rejisi yine İtalyan yönetmen Vincenzo Grisostomi Travaglini’ye ait, orkestra şefliğini ise ünlü İtalyan orkestra şefi Fabrizio Maria Carminati yapıyor. Antalya’nın prodüksiyonuna Ankara koro sanatçıları da eşlik ediyor. Aida operası Verdi’ye Kahire operası tarafından ısmarlanmıştı ve prömiyerini de 1871’de Kahire operasında yaptı. Çoğunlukla görkemli dekor ve kostümlerle sahnelenen Aida Aspendos antik tiyatrosunun atmosferine en çok yakışan operalardan. Yıllar önce orada bir Yekta Kara rejisi Aida izlemiştim, etkisi hâlâ benimle. Aspendos’ta tek bir eser izleme şansınız varsa Aida’yı izleyin derim.
YILDIZLARIN ALTINDA
26. Aspendos Opera ve Bale Festivali, değerli opera solistlerinin çok özel seçilmiş bir repertuarı yorumlayacağı bir gala konserle sona erecek. Antalya’da yaşıyorsanız, tatile gidecekseniz ya da iş için yolunuz Eylül’ün ilk yarısında Antalya’ya düşecekse kesinlikle kaçırmayın ve en az bir eser izlemeye çalışın deriz. Unutamayacağınız bir deneyim yaşayacağınız garanti.