Venedik Film Festivali’nde Gazze Protestosu - ArtDog Istanbul
27 Ağustos 2025’te Venedik Film Festivali öncesinde düzenlenen İsrail karşıtı protestodan bir kare. Fotoğraf: Aldara Zarraoa.

Venedik Film Festivali’nde Gazze Protestosu

Venedik Film Festivali’nde binlerce kişi, Filistin bayraklarıyla Gazze’ye yönelik saldırılara karşı “Özgür Filistin” sloganları eşliğinde Lido sokaklarında yürüdü.

Venedik Film Festivali bu yıl sinemadan çok siyasetin gündeminde. Cumartesi günü festival tarihinin en büyük kitlesel protestolarından biri gerçekleşti: İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını durdurmak için binlerce kişi festival alanında bir araya geldi. Protestonun örgütlenmesinde, İtalyan ve uluslararası sinema profesyonellerinden oluşan Venice4Palestine adlı oluşum kritik bir rol oynadı; geçen hafta sonu yayımladıkları açık mektupla festival yönetimine ve sanatçılara çağrıda bulunmuş, protestonun planlanmasını hızlandırmıştı.

Festival konuklarıyla halkın iç içe geçtiği yürüyüşte ellerde Filistin bayrakları, dillerde “Özgür Filistin” sloganları vardı. Dövizlerin üzerinde “Barış” pankartları açan göstericiler, müzikler, sis bombaları ve meşalelerle yürüyüşe adeta bir karnaval havası kattı. Ancak talepler son derece netti: “Soykırımı durdurun, Batı’nın suç ortaklığına son verin.”

Organizatörlerin yayımladığı açıklamada, “Venedik Film Festivali, dünyadan yalıtılmış bir etkinlik olarak kalmamalı; İsrail’in işlediği soykırımı, Batılı hükümetlerin suç ortaklığını ifşa etmeli ve Filistin halkına somut destek sunmalı” denildi.

Yürüyüş sırasında Lido’nun ana caddeleri polis tarafından trafiğe kapatıldı; protestonun sesi festival merkezine kadar ulaştı. Açıklamada, “Gazze’de hastaneler, okullar, mülteci kampları bombalanıyor; gazeteciler ve doktorlar öldürülüyor; siviller açlık ve susuzluğa mahkûm ediliyor. Batı Şeria’da apartheid ve yerleşimci şiddeti sürüyor. Bu barbarlık, insanlığın ve uluslararası hukukun bütün sınırlarını aştı” ifadeleri yer aldı.

Protesto planları, İtalyan ve uluslararası sinema profesyonellerinden oluşan Venice4Palestine’in geçen hafta sonu yayımladığı açık mektubun ardından hız kazandı. Fotoğraf: Alessandra Tarantino/Invision, AP.

Festivale günler kala yüzlerce uluslararası sanatçı ve sinemacı da benzer bir çağrı yapmış, festival yönetiminden İsrail’in saldırılarını açıkça kınamasını ve kamuoyunda İsrail’i destekleyen isimleri —örneğin In the Hand of Dante oyuncuları Gal Gadot ve Gerard Butler’ı— davet listesinden çıkarmasını istemişti. Gadot’un festivale katılmayacağı daha sonra doğrulandı.

Biennale yönetimi ise festivallerin “tarih boyunca açık tartışmaların alanı” olduğunu, programlanan filmlerin zaten güncel meseleleri görünür kıldığını vurguladı. Festival direktörü Alberto Barbera, “Sanatçıların davetini geri çekmeyeceğiz. Ancak Gazze ve Filistin’de yaşananlar karşısında derin üzüntümüzü her fırsatta dile getirdik. Sivillerin, özellikle de çocukların ölümü kabul edilemez” açıklamasında bulundu.

Jüri başkanı Alexander Payne ise tartışmaya mesafeli kaldı: “Ben burada sinemayı konuşmak için bulunuyorum. Politik görüşlerimi kendime saklıyorum.”

Annie Ernaux ve Céline Sciamma’nın Duruşu

Festivalin en çarpıcı anlarından biri, Isola Edipo önünde gerçekleşti. Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Annie Ernaux ve yönetmen Céline Sciamma, Cannes Film Festivali sırasında kaleme alınmış ve Gazze’deki dramatik gelişmelerle güncellenmiş olan “Da Venezia a Gaza” metnini okudu. Pasolini’nin simgesi olan Edipo Re teknesinin önünde gerçekleşen okuma, insan hakları mücadelesinin simgesi olarak festivalin kalbinde yankı buldu.

Metinde, Gazze’deki sivillerin maruz kaldığı şiddet, açlık ve yokluk vurgulanırken, Ernaux ve Sciamma sessiz kalamayacaklarını açıkça ortaya koydu.

Festivalden festivale, cinayetler artmaya devam ediyor. Cannes’da, dünyanın dört bir yanından binin üzerinde kişi, İsrail ordusunun Fatma Hassouna ve ailesini öldürmesine karşı duyduğumuz acıyı ve tutumumuzu ifade eden bir bildiriyi desteklemek için bir araya geldi.

O zamandan beri katliam durmadı. Barış aktivisti, öğretmen ve Oscar’lı No Other Land belgeselini yaratan kolektifin bir üyesi olan Awdah Hathaleen, bir yerleşimci tarafından öldürüldü. O zamandan beri İsrail, Gazze’deki son gazeteci ekiplerinden birini hedef aldı ve öldürdü: Anas Al-Sharif ve beş Al-Jazeera meslektaşı. 7 Ekim 2023’te başlayan katliamdan bu yana 250’den fazla gazeteci yaralandı.

İsrail ordusu, yerleşimciler ve hapishanelerde öldürülen sivil sayısı artmaya devam ediyor. Ekim 2023’ten bu yana 150.000’den fazla Filistinli yaralandı.

Gazze’de tüm nüfus hedef haline geldi. Sanatçılar, oyuncular ve kültür çalışanları olarak, Gazze’de bir soykırım gerçekleşirken ve her gün topluluklarımızı derinden sarsan tarif edilemez haberler gelirken sessiz kalamayız.

Sanatın en kötüsüne ortak olmasına izin vermeyelim. Sesimizi yükseltelim. Gerçeği söyleyelim, artık susturulup gizlenemesin. Hayal gücümüzü sürekli işgal eden ve insanlık duygumuzu kaybettiren propagandayı reddedelim. Biz çok sayıda ve her yerdeyiz.

Venedik’teyiz ve tüm spot ışıkları üzerimizde. Fatma için, Awdah için, Anas için; tüm çocuklar, kadınlar, erkekler, gazeteciler, doktorlar, siviller için harekete geçelim. Çok geç olmadan harekete geçelim.

Venedik’ten Gazze’ye gücümüzü her gün, her saat, her nefeste kullanmalıyız. Tüm platformları kullanarak soykırımın sona ermesini talep etmeliyiz.

ifadeleriyle protestoya sanatsal bir duruş eklediler.

Bu yıl Venedik Film Festivali, sinemayla siyasetin zorunlu karşılaşmasına sahne oldu. Lido sokaklarında yükselen ses, sadece sinema tarihine değil, uluslararası vicdana da kaydedildi.

Previous Story

Osman Kavala, Li Yuan ve Van Reybrouck’a Goethe Madalyası

Next Story

Akbank Sanat Karaköy’e Taşınıyor

0 0,00