Ve Perde... Sezona Bir Bakış - ArtDog Istanbul
Antigone

Ve Perde… Sezona Bir Bakış

//
Salgından henüz tam kurtulmuş olmasak da aşının yaygınlaşmasıyla normalleşme yolunda önemli adımlar atılıyor, tekrar perde açan sahneler de bu normalleşmenin önemli bir parçası. 2021-2022 sezonunun yenilerinden ümit vadedenlerine de bir göz atıyoruz. Aralarında geçtiğimiz sezon çıkan ama kısıtlamalar yüzünden hakettiği ilgiyi göremeyenler de var.

Şehir Tiyatroları

Mehmet Ergen’in genel sanat yönetmenliğinde resmen sarsılıp kendine gelen İstanbul Şehir Tiyatroları yeni yönetimde ilk gerçek sezonunu açıyor diyebiliriz çünkü geçen yılkini olağanüstü koşul senaryosu saymak gerekiyor. Şehir tiyatroları yeni sahneler açmasının yanında misyonuna uygun bir sezon repertuarı yapmış, dolu dolu, klasiklerden yerli ve yeni oyunlara dengeli, renkli… Sonbahar ilk devre perde açacak altı yeni oyundan ikisi Eski Yunan klasiği (Antigone, İfigenya, ikisi yerli çağdaş klasik (Yaftalı Tabut, Mavi Bisikletim) biri genç yetişkin oyunu (Moby Dick) biri de bir modern klasiğin yeniden yazımı (Veba)…

VEBA

YÖNETEN: MEHMET ERGEN

İngiliz yazar ve yönetmen Neil Bartlett’in Nobelli yazar Albert Camus’nün 1947 yılında yazdığı ve Nazi İşgalinin bir alegorisi olarak biline romanından uyarladığı “Veba”yı Mehmet Ergen daha önce Londra’daki tiyatrosu Arcola’da sahnelemiş. Faşizm alegorisinin veba salgını esnasında yaşanan kaotik durum üzerinden anlatıldığı oyun pandemi ve karantina dönemindeki korku ve belirsizlikle verilen mücadeleye yakınlığıyla günümüz için mükemmel bir seçim.

IFIGENYA

YÖNETEN: SERDAR BİLİŞ

Yunan mitolojisi dünyanın en eğlenceli hikâye anlatma araçlarından biri olmasının yanında sayısız sanat eserinin ilham kaynağı, özellikle de eski Yunan trajedilerinin. Aiskhulos ve Sofokles’le birlikte eserleri tam bir şekilde günümüze ulaşan üç klasik Yunan trajedi yazarından biri olan Öripidesin son oyunlarından İfigenyada ortalığı Artemis karıştırır. Olay Troya savaşı öncesi ve esnasında geçer. Agamemnon kutsal geyiği öldürdüğü için Artemis’in asabını bozmuştur. Artemis savaş için bekleyen gemileri rüzgârsız bırakır. Kâhine göre Agamemnon’un tek çaresi kızı İfigenyayı kurban etmektir. Ülkemizde pek sahnelenmeyen, erkek yönetim dünyasını kadınların perspektifinden anlattığı için feminist sayılabilecek oyunu yetenekli yönetmen Serdar Biliş’ten izleyecek olmak heyecan verici.

Antigone

ANTIGONE

YÖNETEN: ENGİN ALKAN

Şehir Tiyatrolarının bir diğer yeni sezon Yunan klasiği İfigenyaya kıyasla oldukça sık sahnelenen Sofokles’in Antigone’si. Edebiyatta direnişin ilk örneği kabul edilen eserde Kral Oedipus’un kızı Antigone savaşta birbirini öldüren fakat biri kahraman biri hain ilan edilen iki kardeşine de eşit davranarak ikisini de gömmek ister ama babasından sonra kral olan dayısı Kreon hain sayılan kardeşin cesedinin kurda kuşa yem olsun diye açıkta bırakılmasını emretmiştir. Antigone doğru bildiği uğruna Kreonla vücut bulan devlet”e karşı gelir. Antigone’yi değişik bir üslubu olan, rejilerinde çoğunlukla karnavalesk yaklaşımı benimseyen Engin Alkan yönetecek. Bir Yunan trajedisine nasıl yaklaşacağı merak konusu.

MOBY DICK

YÖNETEN: SEZA GÜNEŞ

Melville’in ölümsüz eserinden Sebastian Armesto’nun uyarladığı genç yetişkin oyunu genç bir denizci olan ve dünyayı görmek için bir balinayla kan davası güden Kaptan Ahab’ın gemisine yazılan Ismael’in maceraları anlatılıyor. Ben çevirdim diye söylemiyorum cidden çok tatlı oyun.

DEVLET TİYATROLARI

SENEYE BUGÜN

YÖNETEN: CELAL KADRİ KINOĞLU

Devlet Tiyatrosu sezonu 2019’da vefat eden Kanadalı yazar Bernard Slade’in tatlı iki kişilik bir oyunuyla açıyor. “Tiyatro tarihinde yazılmış en güzel romantik komedi” diye nitelendirilen 1975 tarihli oyun, ikisi de evli olan, romantik hislerini yeniden canlandırmak için her sene bir kez buluşan George ve Doris’in hikayesini anlatıyor. Bir gece tesadüfen tanışan kahramanlar bu yolla aşkı sonsuza dek yaşamanın sırrını keşfediyorlar. Çok iyi bir oyuncu olmasının yanında tiyatroyu çok iyi bilen gerçek bir entelektüel Kınoğlu’nun iyi bir iş çıkardığına şüphe yok.

ÖZEL TİYATROLAR

DEMİRYOLU HİKAYECİLERİ

KUMBARACI50/DOT

Kumbaracı50’nin oyununa DotOrmanda arada bir ev sahipliği yapıyor. Oyunu Yiğit Sertdemir Oğuz Atay’ın“Korkuyu Beklerken” eserindeki “Demiryolu Hikayecileri”, “Unutulan” ve “Beyaz Mantolu Adam” hikayelerinden sahneye uyarlamış. Terkedilmiş bir demiryolu istasyonunda seyyar hikâye satıcılığı yapan üç kişinin hikayesini geriye kalan son kişi seyirciye aktarıyor. Unutulan ve Beyaz Mantolu Adam ise kalan son kişinin hikayesine eşlik ediyor. Yiğit Sertdemir, hep yaptığı gibi hem oynuyor hem de yönetiyor. Oğuz Atay çok “mühendis” ve çok “erkek hikayecisi” bir yazar, kendine has bir okuyucu kitlesi var. Oyun da aynı kitleye mi hitap ediyor göreceğiz.

İlginizi çekebilir:  En İyi Yönetmen Ödülü "Bizim İçin"in
Sesin Resmi

SESİN RESMİ

DOT

Dot’un yeni oyunu iki kişilik… İskoçyalı genç aktör ve yazar Kieran Hurley bir şehirde iki insanı ele almış. Yazmaya olan inancını kaybetmiş oyun yazarı bir kadın ve resim yaparak kendini hayattan korumaya çalışan bir erkek. Bu iki kişi şehrin tepelerinde bir yerde karşılaşır ve aralarında geçenler ikisini de değiştirir. Seksen dakikalık, tek perde, samimi bir oyun. Esra Bezen Bilgin’le Yağızcan Konyalı oynuyor, Mert Öner yönetiyor.

YALNIZ BAŞAKLARA AZGIN BOĞA

DEVR-İ ALEM OYUNCULARI

İsmi bile çekici değil mi? Oyunun merkezinde 50li yaşlarda, mutluluğu bulamamış iki kadın var. Biri zengin, diğeri İngilizce dersleri vererek geçimini sağlıyor. Paralı olan arkadaşının günübirlik ilişkilerle mutluluğu yakalayabileceğine inanır ve bunun için bulunan erkeğin eve gelmesiyle olaylar gelişir. Yanlış anlaşmalar, erkeğin yalnızlığı ve kararsızlığı, kadınların mutluluğu ne kadar yanlış yerde aradıklarının farkına varmaları…Alexander Galin’in oyununu Hasan Can Türkkanı uyarlayıp yönetmiş.

ROMEO VE JÜLYET

DASDAS SAHNE

Yeni sezon Shakespeare’siz olmaz. DasDas’tan Mert Fırat-Nagihan Gürkan yönetiminde bir Romeo ve Jülyet geliyor. İtalya’nın Verona kentinde birbirine düşman iki ailenin çocukları arasındaki “yasak” aşk dünyanın en romantik ve hüzünlü hikayelerinden biri aynı zamanda. Bakalım ne yapıyorlar? Modernize ediyorlar mı, döneminde mi işliyorlar? Romeo ve Jülyet her şekil izlenir, Shakespeare’in metni yeter değil mi ama?

REVERT

KOREOGRAFİ: TUĞÇE TUNA

Yetenekli, yaratıcı ve üretken bir koreograf, dansçı ve akademisyen Tuğçe Tuna mekana özel yarattığı bir işle yeni sezonda. 200 yılı aşkın bir geçmişe sahip, Osmanlı’dan Cumhuriyete kesintisiz faaliyet göstermiş, ekonomiye katkılarıyla çok değerli bir kültürel miras olan ve artık etkinlik mekanı olarak faaliyet gösteren Beykoz Kundura için yazılan eser insan bedeninin ilkelliğine, zamansızlığına ve aklına odaklanan disiplinler arası bir performans.

Küvetteki Gelinler

KÜVETTEKİ GELİNLER

TATBİKAT SAHNESİ

Üç kadının tek hikayesi… Aynı adam tarafından kandırılan, sahte sözlerle sevilen, dolandırılan ve öldürülen üç kadın. Cesetler nerede, ne şekilde bulunacak? Bavulda, boğazı kesilmiş halde, merdivenin dibinde? Zeytinburnu Fişekhane’de sahnelenecek, ülkemizde hiç bitmeyen kadın cinayetleri gündemine uygun düşen oyunu Beth Graham, Charlie Tomlinson ve Daniela Vlaskalic yazmış, Erdal Beşikçioğlu yönetiyor. ‘The Drowning Girls’den Beliz Coşar’ın çevirdiği ‘Küvetteki Gelinler’ için Erdal Beşikçioğlu bir tanıtım videosu çekti. Üç oyuncu üzerindeki gelinliklerle girdikleri, içinde küvet olan havuzu performans alanı haline dönüştürdüler.

AMADEUS

YÖNETEN: IŞIL KASAPOĞLU

Peter Schaeffer’in oyununu çoğumuz 1984’te toplam 8 Oscar kazanan Milos Foreman filmiyle tanıdık. Merkezine bir müzik dehası olmasının yanında insani yönleriyle ele alınan Mozart’ı ve onun kadar yetenekli olmayan fakat disiplinli Salieri’nin çatışmasını koyan oyun büyük bir oyuncu kadrosu, başrollerde Okan Bayülgen ve Selçuk Yöntem ve yetenekli yönetmenimiz Işıl Kasapoğlu’nun yaratıcı rejisiyle aslında geçtiğimiz sezon seyirci karşısına çıktı ama pandemiye denk geldiği için yeni sezondan sayıyoruz.

Amadeus

VUR, YAĞMALA, YENİDEN

DOT – NİLÜFER KENT TİYATROSU

Dot yıllar önce bizi Mark Ravenhill’in 5 episodluk kısa oyunlarıyla buluşturduğunda kelimenin tam anlamıyla çarpılmıştık. Şimdi aynı proje Murat Daltaban’ın sanat yönetmenliğinde bu kez Bursa Nilüfer Kent Tiyatrosu’nun Balat Atatürk Ormanı’ndaki açık hava gösteri alanı “Ormandaki Kulübe”de yeniden hayat buluyor. Vur Yağmala Yeniden savaş, barış, otorite, özgürlük, suç, ceza, hastalık gibi kavramlar üzerinden günümüzün kaosunu ve şiddeti işleyen kısa oyunlardan oluşan bir büyük epik oyun. Nilüfer Kent Tiyatrosu’nun projesinde her bir episod üçer oyundan oluşuyor ve her bir oyunu farklı bir yönetmen sahneliyor. Tüm episodların sahnelenmesinden sonra 7 saat süren ve bütün oyunların arka arkaya sahnelendiği bir de maraton var. Tekrar büyük ihtimal sezon boyunca sürecektir.

Previous Story

Bu Coğrafyada Çeyrek Asır 25. İstanbul Tiyatro Festivali

Next Story

AKM Yeniden

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.