İnsanın doğayla olan ilişkisini temel alarak, çevresel bilincin oluşmasına katkıda bulunan 10 sanatçının farklı medyumlardan yarattığı eserlerden oluşan “Varoluşa Saygı” sergisi, 14 Mart – 1 Nisan tarihleri arasında MERKUR’de izleyiciyle buluşuyor.
Alper Aydın, Ahmet Duru, Burcu Perçin, Evren Sungur, İrem Tok, Serkan Demir, Sibel Horada, Sinem Dişli, Yusuf Sevinçli ve Yüksel Arslan’ın eserlerinin yer aldığı “Varoluşa Saygı” sergisinin küratörlüğünü Burcu Perçin üstleniyor.
“Varoluşa Saygı” sergisi süresince eser satışlarından elde edilen gelirin bir kısmı, depremden etkilenenlere destek olmak için deprem bölgelerine bağışlanacağı belirtiliyor.
Sergisiyle ilgili küratör Perçin, “Sanatçılar her çağda doğadan beslenmiş ve onu bir kaynak olarak görmüştür. İnsan doğanın bir parçası olduğuna göre doğa insan sanat birlikteliğinin ortaya çıkması çok normal. 1960’lardan günümüze ise sanatçılar, sanayileşmenin doğayı nasıl kırıp geçtiğinin farkında olarak, tabiatın yok oluşuna ve kendi işleyişinden çıkarak insanın denetimine ve kullanımına dönüşmesine dikkat çekmişlerdir,” şeklinde konuşuyor.
Yaratıcılık ve sanatsal duyarlılık
Küratör, “Bugüne kadar birçok sanatçı gezegenimizin karşı karşıya olduğu sorunları işaret eden işler üretmiş ve üretmeye devam etmektedir,” ifadelerini kullanarak cümlelerini şöyle sürdürüyor:
“Son dönemde özellikle Türkiye’de yaşanan çevre tahribatları, doğal kaynakların, güzelliklerin yok edilmesi, bize, tüm canlılara büyük ölçüde zarar verdi. Çevremiz için sanatçının ya da herhangi bir bireyin sorumluluklarını birlikte daha fazla düşünmeye ve tartışmaya ihtiyacımız var. Öyleyse şimdi ne yapacağız?
“Farkındalık ve eylem araçları sunmak, yeni yollar bulmak için birlikte neler yapabiliriz? Yaratıcılık ve sanatsal duyarlılığın değişimi tetikleyebilme gücüne inanarak, antroposen sanat dünyası ile, duyarlı çevreciler ve aktivistlerin iş birliğini nasıl güçlendirebiliriz?”
Konuşmanın ötesinde
Perçin, “Sürdürülebilir bir dünya hayal ederken, sürdürülebilir bir tepki ve kararlılıkla biz neleri farklı yapabiliriz? Sorunların üzerine konuşmanın ötesinde nasıl çözümler üretebiliriz?,” diyerek serginin amacını şöyle açıklıyor:
“Bu soruların temel alındığı sergide, insanoğlunun çevre üzerinde giderek artan yıkıcı etkisine yönelik derin kaygı ve duyarlılığın yansıdığı yapıtlar yer alıyor.
“Davet ettiğim sanatçılarla, sosyal ve çevresel farkındalıkların daha geniş kitlelere iletebilmenin arayışı içinde, beraber yeni yollar bularak değişime daha güçlü katkı sağlayabileceğimize inanıyorum.
“Bir arada hareket etmenin gücünü kullanmanın merakı ve heyecanı içinde, bu serginin önümüzdeki süreçte büyüyerek devam etmesini arzu ediyorum.”