Toplayamazsın, Hapsedemezsin, Öldüremezsin!

Hayvan Hakları Kanunu'nda yapılacak değişiklikle sokak hayvanlarının "uyutulmasına" yönelik hazırlanan yasa teklifine tepkiler çığ gibi büyüyor… Kültür sanat dünyasından aralarında Sezen Aksu, Ajda Pekkan ve Zülfü Livaneli'nin bulunduğu pek çok isim de sokak hayvanlarının yasa eliyle katledilmesine karşı çıkıyor. Araştırma şirketlerinin farklı kesimlerle yaptığı anketler ise toplumun da bu yasa teklifine karşı olduğunu ortaya koyuyor. MetroPOLL Araştırma'nın yaptığı anket, AKP’li seçmenin sadece yüzde 2,4'ünün hayvanların uyutularak öldürülmesine destek verdiğini gösteriyor.

Son iki yılda özellikle sahipsiz sokak köpekleri üzerinden yürütülen nefret söylemi sonuçlarını verdi. AKP’li Cumhurbaşkanın geçtiğimiz hafta “Bu işi halledin” talimatının ardından hızlanan süreçte Hayvan Hakları Kanunu’nda yapılacak değişiklikle “sokak hayvanlarının ölüm fermanı” TBMM’den geçirilmek isteniyor. İktidarın canlıların özgürce yaşama hakkını kanun yoluyla “gasp” edeceği yasa teklifine karşı toplumun her kesimi tepkili ve ayakta… Söz konusu yasada hayvanların yaşam haklarının ihlalinin yanı sıra, köpeklerin belediye barınaklarına hapsedilmesi maddesinin de hayvan hakları savunucularına göre kabul edilebilir bir yanı yok. “Toplayamazsın, hapsedemezsin, öldüremezsin!” sloganıyla yürüttükleri kampanyalara toplumun her kesiminden destek sürüyor.

Salt Mid
Salt Mid Mobil

Prof. Dr. İlber Ortaylı geçmiş tarihli bir televizyon yayınında hayvan barınakları ile ilgili “Buralar çok ayıptır. Ayıptır, günahtır… Orası bir ölüm kampı. Bu köpekler için bir zulüm,” diyor. Söz konusu yasa değişikliği yer alan maddelerle göz göre göre sokak hayvanlarının yaşam hakları ihlal edilecek. Hızla TBMM’den geçirilmek isten yasaya karşı çeşitli itirazlar sürüyor. Hayvan Hakları Kanunu’nda yapılacak değişikliğe “HAYIR” demek için yurttaşlar CİMER üzerinden başvuruda bulunabiliyor. Change.org’da başlatılan imza kampanyasında ise yüz binlerce kişi, “Katliama, Barınaklara Toplanmaya HAYIR #SokakHayvanlarıSahipsizDeğil” diyor. 2 Haziran’da Ankara Tandoğan Meydanı’nda (14.00), İstanbul Yenikapı’da (13.00) ve İzmir Gündoğdu Meydanı’nda “Sen Susarsan Ben Ölürüm, Susma!”, “Sokak Hayvanları Sahipsiz Değildir” çağrısıyla büyük hayvan hakları mitingleri düzenlenecek.

Türkiye’nin önemli isimleri de söz konusu yasa değişikliğine karşı sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlarla seslerini yükseltiyor. Aralarında Sezen Aksu, Ajda Pekkan ve Zülfü Livaneli’nin de bulunduğu pek çok isim sosyal medya hesaplarından #SokakHayvanlarıSahipsizDeğil hastag ile paylaşımlarda bulunarak yasa teklifine karşı çıkıyor.

Fotoğraf: Semra Dursun / Antalya

Sezen Aksu: “Neden Ülkemde Çare Ararken Akla İlk Yok Etmek Gelir?”

“Tarihimizdeki Sivriada hikâyesi vicdanıma, kalbime batıyor… 80 bin köpeğin; kâh bir turiste saldırdılar diye kâh sayıları arttığından, toplanıp Sivriada’ya götürülmelerini, her zaman var olagelmiş iyi insanların çabalarına rağmen açlığa ve ölüme terk edilmelerini okurken seslerini duydum. Biz orayı hak edilmiş sıfatıyla ‘Hayırsız Ada’ diye anarız. Açlıktan olduğu yazılsa da, vefasızlığa attıklarından emin olduğum çığlıkları hepimizin gökyüzünün bir yerlerinde kayıtlı, bundan eminim. Hayırsızlığın başı ademoğlunca tutulmuş, adanın günahı yok.

“Bir asırdan fazla zamanın affına sığınacak yüzümüz de… Neden benim sevgili ülkemde çare ararken akla ilk yok etmek gelir…”

 

View this post on Instagram

 

A post shared by Sezen Aksu ⠀ོ (@f.sezenaksu)

Zülfi Livaneli: “Katliam Çözüm Olamaz”

“Kamu kurumları yıllar boyunca her gün binlerce köpeği kısırlaştıramaz mıydı? Rahatlıkla yapabilirlerdi ama şimdi kendi ihmallerinin bedelini zavallı hayvanlara ödetmek istiyorlar. Köpek katliamından sonra kediler arttı diye kedi katliamı, kediler gidince fare istilası. Lütfen çağdaş çözümler bulun. Katliam çözüm olamaz.”

Ajda Pekkan: “Bizi de Uyutsunlar”

“Hayvan severler sandığınız gibi Facebook, Instagramda hayvan sayfaları olan insanlardan ibaret değildir. 15 tane sahte hesap yürütüp, bütün gün sokak hayvanlarına düşmanlık eden insanların lafına bakıp hareket ediyorsanız; hata yapıyorsunuz. Bu ülkede daha önce hiç karşı karşıya kalmadığınız vicdanlı, merhametli milyonlarca insan, sonu ne olursa olsun asla buna izin vermeyecektir. Ki bunu savunmak için hayvan sever olmak gerekli değil, vicdanlı olmak yeterlidir. Ayrıca Enam suresi 6/ 38 hayvanların da Allahın (c.c.) ümmeti olduğunu buyuran Peygamber efendimizin ümmeti olduğumuzun altını çizelim. “-Haksız yere bir serçeyi öldürenden Allah Teala kıyamet gününde hesap soracaktır.

Yıllardır yapılmayan kısırlaştırmalarda artan nüfusu çözmeyi beceremeyince, onları öldürmeye karar vermezsiniz. Belediyelere görevini yaptıramadınız diye bedelini hayvanlara ödetemezsiniz. KISIRLAŞTIRMA YAPILACAK NÜFUS KONTROL ALTINA ALINACAK. Başka bir çözüm söz konusu değildir.”

Pekkan Antalya’da verdiği bir konserde ise “Lütfen ses çıkarın, lütfen sesimiz olun. Ne olur, yalvarıyorum size. Eğer şu kadarcık kıymetim varsa. Onlar masumlar. Su istemezler, yemek istemezler, verirseniz yerler. Kimseye kötülük yapmazlar. Tabii ki başıboşlar olduğu zaman korkan insan var ve maalesef tırnak içinde söylüyorum yanlış yapanlar. Hayvanlar anlıyor onu. Vallahi ben öyle bir hale geldim ki, biraz radikal bir tipim zaten. Bakmayın öyle sahnede ‘fiş fiş’ yaptığıma. Bizi de uyutsunlar o zaman,” çağrısında bulundu.

Prof. Dr. Naci Görür: “Lütfen İnsanlığımızı Kaybetmeyelim”

“Sokak köpekleri insanları tehdit ediyormuş, bu doğru olabilir ama çözüm olarak uyutulmalarını düşünmek zalimlik, kabul edilemez. İnsanı insan yapan sevgidir, insana ve tüm mahlukata hizmet etmektir. Lütfen insanlığımızı kaybetmeyelim, sevgiyle”

Nazan Öncel: “Bi’ Dakika Durup Düşünmeden Öldür Gitsin Diyebiliyor”

Onlar bizim sessiz dostlarımız; hiç kimseden görmediğimiz sıfır beklenti, koşulsuz sevgi, sonsuz sadakat. İnsanın da iyisi kötüsü, hırlısı hırsızı var.. İmdat dediğinizde kaç kişi koşup geliyor, kim başucunuzdan ayrılmadan ömrünü adıyor, yeri geliyor evlat bile anayı babayı huzur evine atarken, gözünü kırpmadan zarar verirken kalkmış neler söylüyoruz. Hem insanoğlu değil midir doğanın asıl sahiplerinin yerini alan? Dağdaki gelmiş bağdakini kovma hakkını kendinde görüyor. Bi’ dakika durup düşünmeden öldür gitsin diyebiliyor. Aferin bize. Boyumuz bir karış uzasa bari 🙁
#sokakhayvanlarısahipsizdeğil #kafka’ ma bütün güzellikler için binbir özlemle.

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Nazan Öncel (@nazanoncel)’in paylaştığı bir gönderi

Melis Alphan: “Belediyeler Baş Sorumlu”

“Ağzından salyalar akarak hayvanların katlini savunanlar potansiyel katildir. Sokak hayvanlarını toplu halde öldürmek, ahlaki olmayan bir şiddet eylemidir. Yaşam hakkını elinden alma, şiddetin en ileri biçimidir. Araştırmalar ve bulgular, hayvana şiddet uygulayan insanların insanlara karşı da şiddet uygulama eğiliminde olabileceğini kanıtlıyor. Psikolojik ve kriminolojik çalışmalarda, hayvanlara zarar veren kişilerin, ilerleyen dönemde insanlara karşı da şiddet eylemleri gerçekleştirme olasılıklarının daha yüksek olduğu gösterilmiştir. Bu durum, “şiddetin sürekliliği hipotezi” olarak bilinir. Sokak hayvanlarının popülasyonları, kısırlaştırma gibi insancıl yöntemlerle yapılmalıdır. Görevini yapmayan, sokak hayvanlarını yük gören, oy için her türlü israfı yapıp sokak hayvanlarını kısırlaştırmak için yeterli bütçe ayırmayan ve şu anda sus pus duran belediyelerdir baş sorumlu.”

Erol Evgin: “Sokak Hayvanlarına Kıymayın Efendiler”

“Sevgili dostlar şu anda çimlerin üzerinde sere serpe uzanmış Lucky’i görüyorsunuz. Lucky yedi yaşında; altı yıl önce torunlarım Lucky’i barınaktan aldılar. Altı yıldır bizimle, çok mutlu. Ayrıca biliyorsunuz benim kangallarım da var. Onlar da bizimle çok mutlular. Sevgi dostlar can almanın bahanesi olmaz. Devlet can almaz, yaşatır. Barınaklar, aşılama ve kısırlaştırma gibi tedbirler varken can almak niye? Sokak hayvanlarına kıymayın efendiler!”

Ceylan Ertem: “Bu Yasa Tasarısı Geçemez”

“Bu yasa tasarısı geçemez. Hadi geçti diyelim. Benim nasıl bir canavara dönüşeceğimi izleriz hep birlikte. Öldürün bakalım 1 tanesini de görelim neler oluyor. Şuraya yazıyorum”

Leman Sam: Bu Görüntüler İçin Hayvanları Nasıl Çileden Çıkartıyorsunuz”

“#köpekler Devlet doğrudan bu katliamlarla antipati toplamak istemiyor, halka ihale etti, buna televizyon kanalları güzel çanak tutuyor, sadece KRT’de sn Zafer Arapkirli dile getirdi, her şeyi biliyorum, bu görüntüleri çekmek için hayvanları nasıl çileden çıkartıyorsunuz. Biliyoruz.”

Nevşin Mengü: “Yeni Yasa Kötü Niyetli İnsanları Gaza Getirdi”

“Sokak hayvanları son derece hassas bir konu. İşin ucunda öldürülecek binlerce hissedebilen canlıdan söz ediyoruz. Yeni yasa kötü niyetli insanları gaza getirdi. Urla Gülbahçe’de 20’ye yakın köpek zehirlendi, acı içinde can verdi. Basına sızan yasa tasarısı da korkunç. Devleti masum canlıları öldürme makinesi haline getirmek kimseye huzur getirmez, getirmeyecek.”

Orhan Aydın: “Adları İnsanlık Tarihi Boyunca KATİL Olarak Kalacak”

“Sokak canlarını öldürülmesini talep edenlerin, buna destek vereceklerin adları tüm insanlık tarihi boyunca KATİL olarak kalacak. #sokakhayvanlarisahipsizdeğil”

Sumru Yavrucuk: “Kararı Kabul Etmiyoruz!”

“Kısırlaştırmak varken katletmeyi savunacak bir kararı kabul etmiyoruz!”

İlyas Salman: “Uyutma Kelimesini Kullanmak Sahtekarca”

“Hayvan öldürmek için ‘uyutma’ kelimesini kullanmak da ne kadar sahtekarca. “Sessiz olun, çocuğu uyuttum” der gibi. #HayvanKatliamıİstemiyoruz”

Zeynep Altıok Akatlı: “Bu Vahşiliğin Karşısında Hak Savunucularının Yanında Olmaya Devam Edeceğim”

“Hayvan hakları için kanun tasarısı hazırlamış bir geçmiş dönem vekili olarak bugün resmi görevim devam etmese de her şekilde bu vahşiliğin karşısında hak savunucularının yanında olmaya devam edeceğim. Ayrıca sokak köpeklerinin çocuklar için bir güvenlik sorunu olduğu yönünde, özellikle siyasilerin beyanları bilgisizce ve sosyal medyada köpürtülen mesnetsiz kampanyadan etkilenerek / çekinerek söylenmiş çok talihsiz açıklamalardır. Bu ülkede çocuklar için güvenlik sorununun başında cemaatler, erkekler ve şiddet çığırtkanlığı vardır. Çocukları başıboş bırakan, işine geldiği için tablet/telefon ekranıyla oyalayan, bilimsel eğitime mesafe koyan, minik yüreklere hayvan sevgisi yerine korku, nefret aşılayan ve şiddet duygusunu körükleyen aileler de güvenlik sorununun ta kendisidir.”

Demet Sağıroğlu: “Merhametli Uyutma’ Denilen Vahşi Bir Katliam”

Kısırlaştırma veya sahiplendirme üzerine onlarca yıl yapıcı bir cümle kurulmamış, adım atılmamış, hayvan hakları yasası çıkartılmamışken; tek çözüm olarak ‘merhametli uyutma’ denilen vahşi bir katliamdır bu! Bu hayvanlar bugüne kadar itina ile kısırlaştırılsalardı, üremeleri engellenseydi bugün bu ‘merhametli katliam’ı konuşmayacaktık. Çoluğu, çocuğu korumak, çareler üretmek bu kadar vahşi bir kararla sonuca bağlanamaz, bağlanmamalı!!”

Ayşegül Aldinç: “Toplu Halde Ölümü Kabul Etmeyin”

Yeni yasaya göre barınaklara toplatılan köpekler 30 gün içinde sahiplenilmezse öldürülecek! Akıl alır gibi değil! Hayvanların toplanarak toplu halde ölümünü içeren bu yöntemi ve yasayı KABUL ETMEYİN! 30 gün sahiplenilmezse uyutmak ne demek?! Lütfen bu katliama sessiz kalmayın ve imzalayın  https://chng.it/2RDRrrgfxR #SOKAKHAYVANLARISAHİPSİZDEĞİL #KısırlaştırAşılatYerindeYaşat”

Nebil Özgentürk: “Masumiyetin Gözlerine İyi Bakın”

“Bu evladımız.. Meclis’ten “uyutma kararı” çıkarsa yargısız infaz edilecek, itlaf edilecek! akrajazz konuğu olarak geldiğim Antalya sokaklarında çektim bu videoyu.. Masumiyetin gözlerine iyi bakın.. #sokakhayvanlarısahipsizdeğil”

Leman Dergisi: “Zamların, Enflasyonun, Pahalılığın, İşsizliğin, Kur Krizinin, Ücret yetersizliğinin, Gelir Dağılımı Uçurumunun ve Barınamamanın Suçlusu Bulundu”

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Tuncay Akgün (@tuncay.akgn)’in paylaştığı bir gönderi

Sahte Hesaplarla Yürütülen Dezenformasyon

Gazeteci Nevşin Mengü 24 Mayıs tarihli YouTube yayınında sokak hayvanları meselesiyle ilgili sosyal medyada yürütülen dezenformasyona dikkat çekti. Mengü, sosyal medyada eski Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından da takip edilen sahte hesapların da bulunduğu bir grubun sokak hayvanları ile ilgili yalan bilgiler yaydığına dikkat çekti. “Müthiş bir dezenformasyon, müthiş bir yalan haber fırtınası var. Bunu sosyal medya üzerinden yürütüyorlar. Sokak Kedisi Ebru tek tek çıkarmış bu hesapları. Bunların bir kısmı gerçek kişi bir kısmı değil. Benzer profiller ve hepsi de Melih Gökçek tarafından takip ediliyor. Anladığım kadarıyla bir ajans bu… Müthiş bir dezenformasyon yayılıyor ‘sokak köpekleri insanları yiyor’ ya da ‘işe gidemiyoruz’ gibi paylaşımlar yayılıyor.”

İlginizi çekebilir:  Times Meydanı'na Sosisli Heykeli

Araştırmalar Ne Diyor?

Sokak hayvanlarını “uyutma” adı altında öldürmeyi içeren yasa tasarısıyla ilgili Metropoll Araştırma şirketi toplumun farklı kesimlerine “Sokak hayvanları ne yapılmalı?” diye sordu. 16-20 Eylül 2023 tarihinde toplamda 1807  kişi ile yapılan anketin sonuçlarını Metropoll Araştırma şirketi sahibi ve yönetici Özer Sencar’ın X hesabından paylaştı. Araştırmanın sonuçlarına göre  CHP seçmenin yüzde 1,5’i AKP’li seçmenin ise yüzde 2,4’ü hayvanların uyutularak öldürülmesine destek verdi. Sencar’ın konuyla ilgili paylaşımı ise şöyle:

Sokak Hayvanları Hayatımızda Yeni Değil

Aşağıdaki “Taşkafa ve Ailesi” adlı fotoğraf Kayıhan Güven imzalı. Fotoğraf yoluyla İstanbul hayatının kaydı tutan Güven’in bu fotoğrafı, Galata’nın meşhur köpeği Taşkafa ve ailesini bize yeniden hatırlatıyor. Bir zamanlar semtin asayişinin sorulduğu Taşkafa, İstanbul tarihinin  sokak köpekleri süregelen hikâyesini öncülerinden. Öyle ki onun semt ile olan bağı ve hikayesi Andrea Luka Zimmerman isimli Alman yönetmeni de etkiler. Zimmerman, Taşkafa’nın hikayesinde de yola çıkarak İstanbul’un köpeklerinin öyküsünü Taşkafa: Bir Sokak Hikayesi filminde işler. İstanbul’un ve İstanbullunun sokak hayvanları ile özellikle de köpekleriyle olan bağı şehrin tarihi boyunca dışarıdan gelenleri hep etkiler… Bunlardan biri de 1870’lerde İstanbul’a gelen ünlü İtalyan seyyah Edmondo De Amicis’dir.

Fotoğraf: Kayıhan Güven, Taşkafa ve Ailesi, Galata

Dilerseniz bu yazıyı İstanbul’u karış karış dolaşan Amicis’in İstanbul’un köpekleri için kitabında açtığı başlıktan bir alıntı ile sonlandıralım:

“İstanbul devasa bir köpek kulübesidir: Herkes buraya adım atar atmaz bunun farkına varır. Köpekler sayıca az olmakla beraber şehrin ikinci nüfunu oluştursa da, insan nüfusundan daha az değildir. Türklerin köpekleri ne kadar sevdiğini ve koruduğunu cümle alem bilir. Bunun, Kuran’ın hayvanlara karşı da olunması buyurduğu merhamet hissiden mi, yoksa köpeklerin de tıpkı kuşlar gibi şans getirdiğine inanılmasından mı ya da Peygamber köpekleri sevdiği için mi yahut kutsal rivayetlerin onlardan söz etmesinden mi, belki de bazılarının iddia ettiği gibi, Fatih Sultan Mehmet, Romanus kapısından şehre muzaffer girerken peşinde kurmayı bir köpek sürüsü olduğundan mı kaynaklandığını bilmiyorum. Ancak bu hayvanları gönülden severler, birçok Türk bu hayvanların beslenmesi için önemli meblağlar bağışlar, hatta Sultan Abdülmecid köpekleri Marmara’da bir adaya naklettirdiği vakit, halk pek yakınmış ve nihayetinde geri getirdiklerinde bayram etmiştir ve Hükümet halk nezdinde bir huzursuzluğa sebebiyet vermemek için hayvanları rahat bırakmıştır.”

Previous Story

“Ben Hiç Kimseyim! Ya Sen?”

Next Story

“Fatih Sultan Mehmet Doğunun ve Batının Ötesinde”

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.