Sanat piyasası, 2024’e girildiği dönemde küresel ölçekte 65 milyar dolar civarında sabitlendi. Bu rakam, 2023’te %4’lük bir düşüş yaşamasına rağmen, hâlâ pandemiden önceki seviyelerin üzerinde bulunuyor. ABD, %42’lik pazar payı ile sanat piyasası içinde liderliğini sürdürdü, ancak üst segmentteki satışların zayıflaması nedeniyle
Sanat piyasası da diğer pek çok piyasada olduğu gibi içinde bulunduğumuz ekonomik ve politik koşulların etkisiyle sürekli değişen bir dinamik sergiliyor. Bu dinamizm de tüm sanat piyasasını derinden etkileyen sonuçlara yol açacak bir hareketlilik yaratıyor. Bunun sonucu oluşan toz bulutunu biraz aralayarak,
Candaş Şişman, dijital ve mekanik teknolojileri ifade aracı olarak kullanan bir sanatçı. Çalışmaları, çoklu duyusal enstalasyonlar, kapsayıcı deneyimler, ses enstalasyonları, kinetik heykeller, animasyonlar ve görsel-işitsel performanslar gibi birçok farklı disiplini kapsar. Çalışmalarında dijital ve mekanik teknolojiler kullanarak zaman, mekân ve hareket algılarımızı
Bağımsız sanatçı olmak içinde zorluklar barındırsa da bundan önceki söyleşilerimizde çoklukla üretimde özgürlükle özdeşleştirildi. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir? Sizin süreciniz nasıl gelişti? Sanatta veya üretimde özgürlük bana göre; dönemler, kişiler, kurumlar ve iktidarlara rağmen sanatçının kendi varoluşsal mücadelesinin bir yansıması olarak
Bugüne dek gerçekleştirdiğimiz söyleşilerde, sanatçılar kişinin bağımsız olmayı seçmesi konusunda farklı yaklaşımlarda bulundu. Kimine göre bağımsızlık kavramsal olarak sanatın olmazsa olmazı biçiminde karşımıza çıkarken, kimi sanatçı ise bu tercihi şu anki sanat piyasasında daha verimli seçeneklerin olmayışıyla ilişkilendirdi. Sizin bu konu hakkındaki
Söyleşilerimizde kimi sanatçılarımız bağımsız olmayı sanat üretiminde özgürlükle özdeşleştirirken kimi sanatçılarımız fon eksikliğinin ve koleksiyonerler, fuarlar gibi etmenlere bağlı katı bir sanat ekosisteminin olduğu coğrafyalarda sanatçının bir galeriye bağlı olsun olmasın özgür olmadığından söz etti. Sizin düşünceniz nedir? Kendi sürecinizden söz edebilir
Bugüne dek yaptığımız söyleşilerde bağımsız sanatçılık kavramı karşımıza ya bilinçli bir tercih ya da öteki seçeneklerin verimsizliğinden kaynaklanan zorunlu bir tercih olarak çıktı. Sizin için nasıl gelişti bağımsızlık süreci? İşlerimi sergilemeye 1980’lerde başladım. O dönemin politik ve sosyolojik yapısı herkesin malumu, o
Bundan önceki söyleşilerimizde bağımsız sanatçı olmanın kişiye içerik ve üretim anlamında özgürlük sağladığı yine de belli zorluklar barındırdığı konuşuldu. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? Sizin süreciniz nasıl ilerledi? Bu sorunun birden fazla açısı olduğunu düşünüyorum. “Bağımsız sanatçı” ifadesinden kastımız bir ticari galeriye
Galeri sanatçısı olmamanız, bu anlamda bağımsız olmanız size sanat üretiminizde düşünsel ve pratik anlamda da bağımsızlık sağlıyor mu yoksa bu durumu bir yoksunluk olarak mı tanımlarsınız? Bir galeriye bağlı çalışmamanın, kendi tasarrufunda üretmenin ve kendi temsiliyetini üstlenmenin düşünme ve üretme özgürlüğü olduğunu
Bağımsız sanatçı olmanın tanımı üstünde bundan önceki söyleşilerde çokça durduk. Size bu tanımın anlamını değil size hissettirdiklerini sormak istiyorum. İlk neler geliyor aklınıza bağımsız sanatçı denince. Aklıma ilk gelen, hep etkileşim içinde üretmek, bağımsız sanatçı olmaktan çok bu tanımlıyor beni. Onur Haftası