Friedrich Naumann Vakfı İstanbul Ofisi tarafından desteklenen Sanat Özgürlüğünü İzleme Platformu (SÖZ), Türkiye’de sanatsal ifade özgürlüğü ihlallerini 2024 raporunu yayımladı. Raporda altı ay boyunca Türkiye’de kültür sanat alanındaki tüm sektörlerde sansür, hukuksal engeller, etkinlik iptalleri / yasakları, hedef gösterme ve saldırılar, cinsiyetçilik
Venedikli ressam Titian‘ın (Tiziano Vecellio) genç yaşta yaptığı 1510 tarihli “Mısır’a Kaçışta Dinlenme” (Rest on The Flight into Egypt) adlı eseri, ilginç ve maceralı geçmişiyle koleksiyonerlerin dikkatini çekti ve eser rekor bir fiyattan satıldı. Bu eşsiz tablo, ilk olarak Wiltshire’daki Longleat House’un
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) 22 Mayıs’ta aldığı kararla Açık Radyo’da 24 Nisan günü yapılan Açık Gazete programında geçen “Osmanlı topraklarında gerçekleşen tehcir ve katliamların, soykırım olarak adlandırılan katliamların 109. yıldönümü, sene-i devriyesi. Bu yıl da anma yasaklandı biliyorsunuz” ifadeleri nedeniyle,
Türkiye’nin toplumsal ve siyasal tarihinde derin izler bırakan Sivas Katliamı’nın anlatıldığı “Çok Kötü Bir Şey Oldu” belgesel filmin ilk gösterimi gerçekleşti. Yönetmenliğini Ümit Kıvanç’ın yaptığı 4.5 saat süren film, 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta katledilen 33 insanın tek tek hikâyelerinin yanı sıra, sürece
Hatay, Adıyaman, Şanlıurfa ve Gaziantep’te tarih boyunca varlık göstermiş kadim medeniyetlerin mozaiklerinden ilham alan ve CultureCIVIC Sanatsal Üretim Fonu tarafından desteklenen “In Situ” projesi sergisi 5 Temmuz’a kadar Kasa Galeri’de izleyiciye sunuluyor. Doç. Dr. Ebru Nalan Sülün’ün mentörlüğü ve küratörlüğünde ilerleyen, Renknar
İnsan deneyiminin ve çeşitliliğinin dokusunda, her biri tanınmayı, saygıyı ve eşitliği hak eden bir kimlikler yelpazesi var. Ancak tarih boyunca bu çeşitliliğin bazı kesimleri marjinalleştirme, ayrımcılık ve baskıyla karşı karşıya kaldı. Maalesef tarihi düz bir çizgi gibi okuma arzusu içerisindeyiz. Oysa özellikle
Sadece kabare tiyatrosunun ya da Türkiye tiyatrosunun değil, Türkiye’deki kültür sanatın da son 60 yılının içeriden ve birebir tanıklarından biri Metin Akpınar. Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım oyunu ile profesyonel olarak adım attığı sanat hayatında sinemadan televizyona, oyunculuktan yönetmenliğe her zaman üretim ve
30 yıldan fazladır tiyatro sahnesinde, 20 yıldan fazladır televizyonda ve 15 yıldan fazladır beyazperdede… Haluk Bilginer, Güven Kıraç, Çetin Tekindor ve her zaman ayrı bir yere koyduğunu belirttiği Genco Erkal gibi isimlere sahnede partnerlik etmiş bir oyuncu. Son olarak Netflix’teki Testament: The
Nâzım Hikmet’in Kuvâyi Milliye Destanı’nında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e yazdığı dizesi “karanlıkta akan bir yıldız”, şu günlerde Ankara Cermodern’deki bir sergiye ilham oldu. Karanlıkta Akan Bir Yıldız: Mustafa Kemal Atatürk sergisi, Atatürk’ün şimdiye kadar Türkiye’de ilk kez kamuoyu önüne çıkan 250 adet
Çağdaş sanat alanında, “özgünlük” kavramı ve sanatçının asıl amacının yapıtı tanımlamadaki rolü, uzun zamandır önemli bir tartışma ve merak konusu. İngiliz sanatçı Damien Hirst’ün formaldehit heykellerine ilişkin yakın zamanda ortaya çıkan bilgiler, bu tartışmalara farklı bir katman ekleyerek kavramsal sanatın karmaşıklığına ve
Ersin Pamuksüzer, acımasız bir rekabetin varolduğu iş dünyasında çok yoğun geçen 20 yılın ardından 2002 yılında hayatını değiştirecek bir yola girer. Yıllarca Ericsson’un genel müdürlüğünü yapan, Turkcell’in kuruluş aşamasında yer alan ve yönetim kurulu üyesi olan Pamuksüzer, 50 yaşına geldiğinde, 24 saatin
Şemsiye, bahçe hortumu, giysi askısı, kemer, mandal, gömlek, su terazisi, katlanır metre, halı, hatta tuvalet kâğıdı ruloları ve mercimek taneleri… Gündelik yaşam içinde sıkça karşılaştığımız tüm bu malzemeleri kullanarak ürettiği yerleştirme ve heykelleriyle görsel sanata yeni yollar sunan isimlerden biri Şakir Gökçebağ…