Şubat 2025 Sergileri - ArtDog Istanbul
“Solo Botter: Burhan Uygur” sergisinden

Şubat 2025 Sergileri

ArtDog İstanbul editörleri, haftanın öne çıkan sergilerini sizler için listeledi. Bunlar arasında “Solo Botter: Burhan Uygur”, Maçka Sanat Galerisi'ndeki Murat Germen'in “Serap | Mirage” ve Meşher'in Ömer Koç Koleksiyonu’ndan yaklaşık 300 kitabın merkezde olduğu "Hikâye İstanbul'da Geçiyor" sergileri var. 

//

İstanbul ve İstanbul dışından birçok galeri ve sanat kurumu 2025 sanat sezonunu yeni sergilerle karşıladı. Ocak – Şubat ayında açılan ve devam eden sergilerden öne çıkanları sizler için listeledik.

01-IST
01 IST M

“Solo Botter: Burhan Uygur” Sergisi

Botter Sergileri serisinin dördüncü olan Solo Botter: Burhan Uygur sergisi kapılarını açtı.  Küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu’nun, asistan küratörlüğünü ise İrem Büşra Coşkun’un üstlendiği sergi, 1992 yılında kaybettiğimiz sıra dışı sanatçının hikâye anlatımındaki çok katmanlı yaklaşımı ve görsel şiirselliğini keşfediyor. Solo Botter: Burhan Uygur sergisi resimleriyle anılar ve duygular arasında köprü kuran, hayatın her anını sanata dönüştüren Burhan Uygur’un pratiğine kapsamlı bir bakış sunuyor.

“Solo Botter: Burhan Uygur” sergisinden

Her şeyden ilham alabilen, yaşadığı her anın ve herkesin resmini yapabilen Burhan Uygur, resimlerinde boyanın katman katman dönüşmesi, çizgilerin melankoli ve coşku arasında dans etmesiyle yaşadığı anların ruhunu derin bir şiirsellikle sunuyor. Şiir ve edebiyattan da etkilenen, bu sanat dallarıyla da yakından ilgilenen sanatçı, resimlerinin içine yerleştirdiği notlar, dizeler ve şiirler ile anlatmak istediği hikâyenin görünmeyen bir yüzünü yansıtıyor. Burhan Uygur’un sanat pratiği, farklı malzemeleri ve teknikleri iç içe geçirerek her anın ruhunu yakalamayı hedefleyen deneysel bir yaklaşıma dayanıyor. Boyayı tüpten çıktığı haliyle kullanmayı reddeden sanatçı, parmaklarıyla, avuç içiyle ve rastgele nesnelerle çalışarak renk ve dokuyu bir arada dönüştürür; böylece resimleri, anlamlar dünyasına kapı aralayan birer anlatı halini alıyor.

Sergi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) bünyesindeki İBB Miras’ın restorasyon ve yeniden işlevlendirme çalışmaları sonucu Beyoğlu’nun kültür sanat hayatına yeniden kapılarını açan Casa Botter‘de 20 Mayıs’a dek görülebilecek.

Murat Germen’in Eserleri Maçka Sanat Galerisi’nde

Fotoğrafı bir ifade aracı olarak kullanan Murat Germen’in Serap | Mirage adlı kişisel sergisi, Maçka Sanat Galerisi‘nde izleyiciyle buluşuyor. 8 Mart’a dek görülebilecek sergi, netlik ve belirsizlik arasındaki etkileşimde gezinirken; tanınabilir olan ile tanınamaz olan arasındaki geçici gerilime odaklanıyor.

Murat Germen’in “Serap | Mirage” Maçka Sanat Galerisi

Serginin merkezinde hem modernitenin yalın düzenini hem de parçalanmayı temsil eden bir yapı olan örgü yer alıyor. “Kullandığım kare mozaikleme süreci, Maçka Sanat Galerisi’nin duvarlarını kaplayan karoların yönlendirici ve bir o kadar da kısıtlayıcı ızgara deseninden doğrudan ilham alıyor,”  diyen Murat Germen pikselli ve mozaikli estetiği benimseyerek, anlamı nasıl inşa ettiğimizi ve yapıbozuma uğrattığımızı sorgulamayı amaçlıyor. Hem optik hem de kavramsal çözünürlüğün karşılıklı etkileşiminden ilham alıyor ve izleyicileri görülen ile hayal edilen arasındaki boşlukları düşünmeye davet ediyor. Sergiye, Selin Arslan’ın tasarladığı “Aks-i Serap” adlı meditasyon enstrümanlarından kaydedilen, şehrin düzenini kaosunu temsil eden döngüsel ve tekrar eden ses katmanlarından oluşan sonik bir yerleştirme de eşlik ediyor.

Hikâye İstanbul’da Geçiyor

Meşher‘in yeni sergisi Hikâye İstanbul’da Geçiyor, 16. yüzyıldan günümüze farklı zamanlarda ve çeşitli edebî türlerde üretilmiş İstanbul temsillerini odağına alan sergi, fantastik öykülerden grafik romanlara, bilimkurgudan casusluk hikâyelerine Batı edebiyatının kurmaca yapıtlarındaki İstanbul tahayyüllerini inceliyor.

Meşher, Hikâye İstanbul’da Geçiyor sergisinden

Ömer Koç Koleksiyonu’ndan yaklaşık 300 kitabın merkezde olduğu seçkide yazarlara ait elyazmaları, nadir ilk baskılar ile imzalı ve ithaflı kitaplara farklı kaynaklardan gravür, resim, nota kitapçığı, film, afiş gibi çeşitli yapıtların yanı sıra yayımlanan Türkçe çeviriler ve gazete kupürleri eşlik ediyor. 23 Ocak’ta kapılarını açan serginin küratörlüğünü Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin üstleniyor. Sergi, 13 Temmuz’a dek görülebilecek.

Mekânsal Kurgu ve Metinleri Buluşturan: NUX 9

Aras Seddigh’in Galeri Nev İstanbul’deki kişisel sergisi NUX 9 u görmek için son gün 15 Şubat.  “Manzara” ve “ambiyans” kavramlarının karşılaşmasından doğan saydam sınırlar ve tanımları esneterek yeni bir kurguyu izleyiciye açan sergi, sanatçının yıllar önce çektiği iki fotoğraftan yola çıkarak galeri mekânında bir gezinti rotası yaratıyor. Sergiye, Seddigh’in yaklaşık 2 yıldır üzerinde çalıştığı ve resimleriyle deneme metinlerini buluşturan Koloni Vatos* adlı kitabı eşlik ediyor.

Aras Seddigh, Vatos 8, Tuval üzerine akrilik ve kara kalem, 200×223 cm, 2024

Mekânsal kurgu ve metinlerin buluştuğu sergi, sanatçının 2022 yılında Galeri Nev İstanbul ve Müze Gazhane – İklim Müzesi’nde gerçekleştirdiği deneysel projesi Koloni N’nin ardından kaleme aldığı yazılarla şekillenmeye başlamıştı. Sergiye ilham veren fotoğraflardan biri, bir tepenin zirvesinden çekilen engin bir manzara görüntüsüyken, diğeriyse bir bahçe kapısından dağ köyündeki bir evin ambiyansını yansıtıyor. Böylece sanatçı, bu ikisi arasında birbirinden bağımsız iki gezintiyi ve izlerini hatırlıyor.

“Biz Hâlâ Buradayız”

Maraş depremlerinin ikinci yılında, depremden etkilenen genç sanatçıların işlerini bir araya getiren Biz Hâlâ Buradayız sergisi Depo’da açıldı. Sanat Elçileri projesi kapsamında ilk olarak Arsuz, Hatay’da gösterilen sergi, Hatay’daki lise ve üniversite öğrencileri ile yeni mezun sanatçıların sanatla yeniden inşa edilen umut hikâyelerini aktarmayı amaçlıyor. Dayanışma ve dönüşüm temalarını merkezine alan sergi, birlikte iyileşmenin mümkün olduğuna dair bir çağrı işlevi görmeyi hedefliyor.

Biz Hâlâ Buradayız sergisinden

Kültür-sanata eşit erişimini ve aktif katılımını artırarak gençlerin iyi olma haline katkıda bulunan Talebeyiz Biz tarafından, Füsun Sayek Sağlık ve Eğitim Geliştirme Derneği ortaklığında, Sivil Toplum için Destek Vakfı, Turkey Mozaik Foundation ve Turkish Philanthropy Funds desteğiyle hayata geçirilen Sanat Elçisi Gençlerle Kültür-Sanata Erişim ve Aktif Katılım: Toplum Tabanlı Bir Model Önerisi projesi, Şubat 2023 depremlerinden en ağır etkilenen illerden biri olan Hatay’da sürdürülebilir mekanizmalar yoluyla gençlerin kültür-sanata erişimini ve alana aktif katılımını sağlayarak gençlerin travmatik deneyimlerle baş etme kapasitelerini artırmayı hedefliyor.

Uğurcan Ataoğlu’un Çizgileri Metrohan’da

Kişisel çalışmalarında BOB imzasını kullanan usta grafik tasarımcı Uğurcan Ataoğlu’nun çizgilerinden oluşan İsimsiz/Untitled sergisi Metrohan’da izleyicilerle buluşuyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi Başkanlığı (İBB Kültür) ve İBB Miras’ın katkılarıyla düzenlenen sergi, sanatçının çizgilerinin yanı sıra çizdiklerinin üç boyutlu heykellerini ve dijital animasyonlarını da sunuyor. 30 Mart’a dek görülebilecek serginin proje yönetmenliğini Hande Bilten üstleniyor.

Uğurcan Ataoğlu’nun “İsimsiz/Untitled” sergisinden

Sanatçı, İsimsiz/Untitled başlıklı yeni kişisel sergisinde sadece çizgileriyle değil, çizdiklerinin üç boyutlu heykelleri ve dijital animasyonlarıyla da izleyiciyle buluşuyor. BOB’un yerel ruhundan beslenen evrensel çizgilerinin fiziksel formlara dönüşmesi, hem mekânsal deneyimi zenginleştiriyor hem de ziyaretçileri BOB’un dinamik dünyasını keşfetmeye davet ediyor.

“Işığın İkilemi” EArt Galeri’de

EArt Galeri, 9 Mart’a dek ışığın varlığı ve yokluğu kavramlarına odaklanan Işığın İkilemi başlıklı karma sergiye ev sahipliği yapıyor. Siyah ve beyazın yalnızca fiziksel değil, felsefi ve sanatsal anlamlarını da derinlemesine inceleyen ve küratöryel danışmanlığını Dilara Güven’in üstlendiği sergi, ışık, karanlık ve gölgenin birbirini tamamlayan varlıklarını yeniden düşünme fırsatı yaratıyor.

“Işığın İkilemi” başlıklı karma sergiden

Işık ve karanlığın, zıtlık ve uyum arasındaki ince dengede nasıl bir ilişki kurduğunu irdelemek üzere tasarlanan sergide sanatçılar, eserlerinde bu iki temel unsurun birey ve doğa üzerindeki etkilerini; varlık, yokluk, bellek ve kayıp temaları çerçevesinde ele alıyor. Gölgelerin derinliklerinde saklanan hikayeler, metaforlar ve ışığın görünürlüğü artıran gücü, serginin temel kavramsal çerçevesini oluşturuyor. İzleyiciye ışık, gölge, karanlıkla; varoluş ve bellek arasındaki ilişkiyi yeniden düşünme fırsatı sunan sergide A. Elif Aydoğmuş, Ayşegül Düşek, Ferhat Tunç, Hamza Kırbaş, Sümer Sayın, Uğur Bişirici, Yağmur Korkut ve Yılmaz Bulut’un eserleri izleyiciyle buluşuyor.

Mardin’de Karma Seçki: Yansı

Arura Mardin, bünyesindeki çağdaş sanat galerisinde yeni bir seçkiyi ağırlıyor. Arura’nın üçüncü sergisi Yansı, Fırat Engin, Mustafa Duymaz, Şeniz Polat, Bawer Doğanay, Siya Fatih Gürbüz, Canan Budak, Deniz Aktaş ve Mehmet Ali Boran’ın yapıtlarını izleyiciyle buluşturuyor. Görünmeyeni görünür kılmayı amaç edinen sergi, derin çatlaklar arasından sızan, silinmeye çalışılan ama her defasında kendini yeniden var eden izlere odaklanıyor. Kentlerin ruhunu yutan beton duvarların ardında yankılanan insan çığlıkları, yok edilen doğanın sessiz haykırışları ve giderek görünmez kılınan kadın ve çocukların varoluş mücadelesi seçkide beden buluyor. Sergi, 25 Mart’a dek görülebilecek.

“Yansı” başlıklı karma sergiden

Gülden Bostancı’nda Yeni Sergi: Ara

Antalya’nın çağdaş sanat galerisi Gülden Bostancı, Baran Kurtoğlu’nun küratörlüğünü üstlendiği Ara başlıklı karma sergiyi 8 Mart’ta kadar sanatseverlerle buluşuyor. Cem Adrian, P. Hazal Aktaş, Pelda Aytaş, Baki Bodur, Serdar Eğer, Hale Feriha Hendekcigil, Alp İşmen, Burhan Kum ve Baran Kurtoğlu’nun eserlerinin yer aldığı seçkide sanatçıların yaratım süreçlerine dair araştırma materyalleri ve düşünsel notlarını eserleriyle birlikte sergileniyor.

Burhan Kum, ‘Kampanya’ 61x88cm 2003. Gülden Bostancı Gallery

Ara, izleyiciyi sanatın epistemolojik dinamikleriyle yüzleştirmeyi amaçlarken, keşifsel bir alanda da sunuyor. Sergideki eserler ve düşünsel süreçler arasında mekânsal bir ağ kurmak için gölgelerin metaforik dilini kullanıyor. Sergide materyaller ve eserler, duvarda oluşan gölge iz düşümleri aracılığıyla birbirine bağlanarak, üretim süreçlerini görünür kılan soyut bir harita oluşturuyor. Böylelikle sergi, üretimleri fiziksel ve kavramsal bir bağlamda yeniden yorumlayarak, sürecin çok katmanlı yapısını eleştirel bir düzlemde sorguluyor.

Previous Story

2025’de Netflix’te Neler İzleyeceğiz?

0 0,00