Ankara’daki Galeri Siyah Beyaz, yaşamı ve üslubu ile Türk Çağdaş Sanat Tarihi’nde önemli bir kavşakta yer alan ve 2018’de aramızdan ayrılan ressam Mehmet Nâzım’ın eserlerini izleyicilerle buluşturacak. 24 Ocak-15 Şubat tarihleri arasında görülebilecek Mehmet Nâzım solo sergisi, sanatçının Sera Sade’ye bırakmış olduğu farklı dönemlere ait serilerden oluşan bir seçki sunacak.
Sergide Mehmet Nâzım’ın 1985-2000 arası dönemine ait bu eserleri, dört farklı seriden oluşuyor. Kısas-ı Enbiya (1985), Loncalar Geçerken (1989), Oryantalistler (Les Orientalistes, 1993-1995) ve Yıldızlar’dan (1995) oluşan bu seriler, Ortadoğu’nun toplumsal yapısı üzerinde güçlü etkileri olan anlatıların izlerini taşıyor. Osmanlı İslam kültürünü merkeze aldığı okumaları ve sembolik ifadelere yer veren kompozisyonları ile döneminin önemli temsilcileri arasında yer alan sanatçı, tuval ve kâğıt üzerine yağlı boya, akrilik ve mürekkep kullandığı eserleri ile ön plana çıkıyor.
Figürleri yorumlama biçimi ve renk kullanımı, eserlerinde öne çıkan diğer unsurlar olurken parçalanmış beden formlarında el, ayak, kafa gibi uzuvlarda vurguyu arttırarak anlatıyı kuvvetlendiren bir perspektif yaratıyor. Eserlerindeki kavuk, asa, parmak, yıldız formlarını birer sembol olarak kullanan Mehmet Nâzım’ın dönemleri ve serileri arasındaki ortak dil, bu sergide bir araya geliyor.
Sanatçının renk paletinden yola çıkılarak oluşturulan sergi kurgusu, kronoloji bölümünün yer aldığı alt salonda devam ediyor. Mehmet Nâzım ile Faruk Sade’nin arkadaşlığı ve ortak tarihleri etrafında kurgulanan kronoloji bölümü, video ve fotoğraflarla oluşturulan kapsamlı bir izlek sunuyor.
Münevver Andaç, Mehmet Nâzım ve Faruk Sade’ye ithafen, Dr. Necmi Sönmez editörlüğünde hazırlanan La Vie immédiate: Mehmet Nâzım* isimli kitap, serginin odak noktası oluştu Sanatçının 1985-2000 arası dönemini kapsayan kitapta yer alan tüm eserler sergi süresince görülebilir.
Mehmet Nâzım’ın solo sergisi 24 Ocak-15 Şubat tarihleri arasında Galeri Siyah Beyaz’da ziyaret edilebilir.
*Bu kitabın başlığı, Fransız sürrealist şair Paul Éluard’ın 1932 yılında yayımlanan “La Vie immédiate (Hemen Yaşam)” adlı şiir derlemesinden ilham almıştır.