Sergi Haberleri

//

| Ne Yerde Ne Gökte

Anna Laudel, sanat sezonunu Kazancı Yokuşu’ndaki yeni mekânındaki Ramazan Can sergisiyle açıyor. Can’ın “Ne Yerdeyim Ne Gökte” isimli kapsamlı kişisel sergisi 09 Eylül – 18 Kasım 2021 tarihleri arasında ziyaret edilebilir. Sergi, sanatçının son 7 yıl içerisinde farklı materyallerle ürettiği eserleri bir araya getiriyor. Can’ın 2018’de yine Anna Laudel’de gerçekleşen “Evvel Zaman İşi” sergisinin devamı niteliğinde olan “Ne Yerdeyim, Ne Gökte”, yörükleri konu ediniyor. Yörükleri tanımlamak için kullanılan konmak ve göçmek eylemlerine gönderme yapan sergi, galerinin iki farklı katında düzenleniyor. Farklı materyaller kullanılarak üretilen eserlere yer verilen sergi Göçebelik, Şamanizm ve Kimlik Konuları ve Temellük (sanatı kendine mal etme) temaları etrafında üç bölümden oluşuyor. Sanatçı ilk bölümde eski halılar, neon işler ve heykelleriyle Anadolu kültürüne ve geleneksel el sanatlarına atıfta bulunuyor. İkinci bölümde ise Şamanizm’e ait motifler öne çıkıyor. Can, temellük sanatını konu edinen son bölümde de tanınmış ustaların eserlerinin üzerini boya ile kapladığı işlere yer veriyor.

Ramazan Can, Daha Güzel Olma Arzusu II, 2021, Tuval Üzerine Yağlıboya, 69 x 59 cm

| Candeğer Furtun’dan İlk Retrospektif

Arter, 2021-2022 sezonunu Candeğer Furtun’un ilk restrospektif sergisiyle açıyor. Sanatçının 60 yıllık yapıtını kapsayan serginin küratörlüğünü Selen Ansen üstleniyor. Sergi, Furtun’un 1960’lı yıllardan bu yana ürettiği seramik ağırlıklı heykellerden ve nesnelerden meydana geliyor. Ayrıca seçkiye üretim süreçlerine eşlik eden arşiv malzemeleri de eşlik ediyor. Sergi, Furtun’un seramiğe dair özgün yaklaşımlarını sunarken pratiğinin yaşamsal, felsefi, tarihsel, toplumsal ve siyasi sorunsallardan beslenen katmanlarına da ışık tutuyor. Sergi, sanatçının seramikten ve kendi üretiminden bahsederken sıklıkla referans verdiği “kabuk” kavramı etrafında kurgulanıyor. Ayrıca Furtun’un sanatında biçimsel ve düşünsel bir öneme sahip doğa ve beden temalarını odağına alıyor. Candeğer Furtun retrospektifi 17 Nisan 2022’ye kadar ziyaret edilebilir.

Candeğer Furtun, Bacak, 1994, Seramik, 48 x 46,5 x 40 cm. Fotoğraf- Hadiye Cangökçe

| İstanbul’da Zaman Yolculuğu

Sakıp Sabancı Müzesi’nde kapılarını açan “Dün Bugün İstanbul” sergisi, 22 genç sanatçının gözünden İstanbul’a dair bir durum tespitinde bulunuyor. Sabancı Üniversitesi öğretim görevlisi ve sanatçı Murat Germen’in çağrısıyla buluşan ve yolu Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı programından geçmiş 22 sanatçının bir araya geldiği sergi, İstanbul’un dünü ve bugününü ortaya koyarken ziyaretçileri şehrin geleceği üzerine de düşünmeye davet ediyor. Sergide Ahu Akgün, Aslı Narin, Begüm Yamanlar, Beril Ece Güler, Burak Dikilitaş, Canan Erbil, Cemre Yeşil Gönenli, Deniz Ezgi Sürek, Didem Erbaş, Ege Kanar, Eren Sulamacı, Eser Epözdemir, Korhan Karaoysal, Mekânda Adalet Derneği, Neslihan Koyuncu Bali, Nora Bryne, Onur Özen, Örsan Karakuş, Serkan Taycan, Sıla Ünlü İntepe, Sinan Tuncay ve Zeynep Kaynar’ın eserleri yer alıyor. Mekâna özel hazırlanan eserler, çevre, hayvan popülasyonu, kentsel dönüşüm, toplumsal yaşam, tarihi mekânlar, su kaynakları, ulaşım ve ütopya/distopya kavramlarının da dahil olduğu temalar ışığında, kent dinamiklerine dair yorumlar içeriyor. Sabancı Holding desteğiyle düzenlenen “Dün Bugün İstanbul” sergisini 28 Kasım’a kadar Sakıp Sabancı Müzesi’nde ücretsiz olarak ziyaret etmek mümkün.

Aslı Narin, Bir Direniş Olarak Oyun. Fotoğraf: Murat Germen

| Önce Kitap Sonra Sergi

Ressam Fahrelnissa Zeid’in erken tarihli figüratif resimleri, soyut çalışmaları ve 1970 yılı sonrasında yaptığı portrelerini içeren Fırtınaya Doğru adlı sergi Bozlu Art Project’te ziyaretçilerini bekliyor. Serginin küratörlüğünü ise Oğuz Eren üstleniyor. 30 Ekim tarihine kadar devam edecek olan sergi, Yahşi Baraz’ın yazdığı ve Bozlu Yayınları tarafından yayımlanan Fahrelnissa Zeid: Fırtınaya Doğru adlı kitap vesilesiyle düzenlendi. Editörlüğünü sanat tarihçisi Dr. Özlem İnay Erten ve Oğuz Erten’in yaptığı kitap, Zeid ailesinin katkılarıyla hazırlandı.

Fahrelnissa Zeid, Alyoşa, 1973, Tuval üzerine yağlıboya, 81 x 65 cm

| İnsan Eliyle İklim Değişikliği

İnsan eliyle iklim değişikliğinin, gıda üretimi ve tüketim alışkanlıklarıyla ilişkisini CLIMAVORE [İKLİMCİL] projesiyle sorgulayan Cooking Sections’ın SALT Beyoğlu‘ndaki “İKLİMCİL: Mevsimler Sürüklenirken” başlıklı sergisi 24 Ekim’e kadar uzatıldı. İnsan faaliyetleri iklimleri değiştirirken nasıl beslenilmesi gerektiğini beş vaka araştırmasıyla inceleyen sergi, pazartesi hariç her gün saat 11.00’den 17.00’ye kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebilir. Britanya’nın görsel sanatlar alanında en prestijli ödüllerinden Turner Prize’ın 2021 adaylarından olan ve Daniel Fernández Pascual ile Alon Schwabe’den oluşan Cooking Sections’ın sergisi, Anadolu’daki büyük kuraklıkları, Karadeniz’in Akdenizleşmesi meselesini, İstanbul’un çevresindeki sulak alanların durumunu, balık çiftliklerinin su altı yaşamına etkilerini ve “Bereketli Hilal” bölgesindeki ilk tarım topluluklarından günümüz İstanbul’una kısırlık krizini araştırıyor.

Water Buffalo in the Water, 1930, Dr Zimmer’in önerdiği tarım projesinden bir fotoğraf. United Church of Christ (UCC) izniyle Türkiye American Research Institute (ARIT); ve SALT Araştırma.

| Şiddet ve Öfkenin Bulaşıcılığı

Mural sanatçısı Canavar’ın ilk kişisel sergisi Beyoğlu’ndaki Versus Art Project’te 9 Ekim’e kadar görülebilecek. Serginin merkezinde toplumsal baskı, iktidar sevdası, fetihçilik, insanın şehirdeki varoluş ve yaşam mücadelesi yer alıyor. “Her Şey Yolunda” adlı sergi, Canavar’ın üç yıllık üretim sürecini kapsıyor. Sanatçı toplumun kötücül yanı, acı ve hazlarını gözlemleyerek, bu kültürel baskıların insan psikolojisi üzerinde yarattığı travmatik etkilerden besleniyor. Canavar’ın üretiminin referans noktaları ise Kafka’nın “Dönüşüm” ve “Babaya Mektup”u ile Nietzsche‘nin “Böyle Söyledi Zerdüşt”üne dayanıyor. Sergide, Canavar’ın 60’a yakın sprey boya çözümlemesi, pentür, gravür ve duvar üzerine gerçekleştirdiği performatif uygulama yer alıyor.

Canavar, C1, 2019 Tuval Üzerine Sprey Boya, 178 x 198 cm

| Paranın Toplumdaki İşlevi Üzerine

Yeni sezonu sanatçı Alican Leblebici’nin “Milyon Dolarlık Sergi”si ile açan Merdiven Art Space, Beyoğlu’nda ziyaretçilerini bekliyor. Sergideki eserler, paranın maddiliğinin yanı sıra toplumda bir araç olarak gördüğü işleve odaklanıyor. Sanatçı, paranın piyasa içindeki akışkan döngüsünü donduruyor ve durağanlaşan para yığınının fizikselliği ile kendi gerçekliğini sorguluyor. 14 Eylül’de açılan sergi 9 Ekim tarihine kadar gezilebilecek.

| Pera’da Geçmişle ‘Yüzleşme’

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrenci ve mezunlarının üretimlerinden oluşan «Yüzleşme «adlı sergiye ev sahipliği yapıyor. 24 Ekim tarihine kadar ziyaret edilebilecek serginin küratörlüğünü ise Sanat ve Kültür Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Marcus Graf üstleniyor. Sergi, alışılagelmiş öğrenci veya mezun sergisi anlayışını aşmayı hedefleyerek çok katmanlı bir forum şeklinde kurgulanıyor. Yüzleşme, ziyaretçilerine bugünün güzel sanatlar, grafik tasarım, tiyatro, gastronomi, mutfak sanatları, sanat ve kültür yönetimi alanlarının etkileyici dünyasını keşfetme fırsatı yaratmayı amaçlıyor. Doğa-kent ve birey-toplum arasındaki ilişkileri eleştirel bir bakışla ele alan sergi, profesyonel sanatçı ve tasarımcılar ile öğrencilerin çalışmalarını bir araya getiriyor. Yüzleşme, 25 yılı geride bırakan fakültenin geçmişi ve bugünüyle yüzleştiği bir alan niteliği de taşıyor.

Rasim Aksan İsimsiz,2020-2021, Kâğıt üzerine sulu boya ve akrilik, 27,9 x 47,1 cm

| Stelyanos Hrisopulos Gemisi’nden Esinlendi

SALT’taki “Ardışık” sergilerinin üçüncüsü olan, Volkan Aslan’dan “Sağlıcakla Kal” 17 Ekim’e kadar SALT Galata’da görülebilir. Aslan, “Sağlıcakla Kal” için Sait Faik Abasıyanık’ın, umut edip düşleyenlerin eninde sonunda özgürlüğe ulaşacağını salık verdiği Stelyanos Hrisopulos Gemisi adlı hikayesinden esinlendi. Sanatçı sergide, İstanbul’un aciliyetlerine ve politik iklimle şekillenen ruh hallerine atıfta bulunuyor. “Sağlıcakla Kal” sergisinin merkezinde iki arkadaş arasındaki hayali mektuplaşmalara dayanan Sağlıcakla Kal (2021) ve En İyi Dileklerimle (2019) filmleri bulunuyor

| Sessizliklere Dair

Nişantaşı’ndaki Galeri Selvin, Dilşad Akçayöz’ün “Aklımda bir söz vardı sessizliklere dair…” isimli heykel sergisine 10 Ekim’e kadar ev sahipliği yapıyor. Sanatçı sergisini, “Çocukluk ile yetişkinlik arasında, toplumun biçimlendirme arzuları ve kendi gerçekliği kıskacında sıkışmış, sıkıştırılmış genç bireylerin içsel yolculukları ve sessizlikleri bunlar. Belki de hepimizin bir defa çıktığı kendini var ettiği, özgürleştiği ve en büyük umudun içinde olduğunu keşfettiği bir yolcuk vardır” cümleleriyle anlatıyor. Sergide yer alan işlerini ise ‘cam kalpli çocuklar’ diye tabir ettiği kırılgan, hassas çocukların sessizlik ve umutlarına dair bir şey söylemek adına ürettiğini belirtiyor. ‘Sessizliğe dair bir söz’ söylemeyi hedefleyen heykeltıraş, bu açıdan ele alındığında zaman kavramının ortadan kalktığını paylaşıyor.

İlginizi çekebilir:  Mısır Apartmanı'ndaki Daire, Mehmet Akif Ersoy Müze Evi'ne Dönüşüyor

| Çapraz Sorgu

Kültürlerarası sanat kuruluşu Protocinema’nın 10’uncu yılı vesilesiyle Beykoz Kundura’da “Bir Zamanlar Kavranamayan” adlı sergi düzenleniyor. 10 Ekim tarihine kadar devam edecek olan sergide Abbas Akhavan, Hera Büyüktaşçıyan, Banu Cennetoğlu, Ceal Floyer, Gülşah Mursaloğlu, Zeyno Pekünlü, Paul Pfeiffer, Amie Siegel ve Mario Garcia Torres’in işleri görülebiliyor. Grup sergisi, algı ve kavrayış ikilisini ve bunların zaman ve mekânla ilişkilerini çapraz sorguya çekiyor. Bir Zamanlar Kavranamayan, ziyaretçileri algı ve kavrayışın işleyiş biçimlerini tekrar düşünmeye çağırıyor. Sergi, algılanan zaman ve mekânı büken sanat eserleri ile idrak sürecine ışık tutuyor.

| Edebiyat ve Resim Ekseninde

Mixer sanat galerisinde yeni sezon Bora Âşık ve Gurur Birsin sergileriyle başlıyor. 10 Eylül’de başlayan sergiler 23 Ekim’e kadar sürecek. Âşık’ın, “Çarpık Bilgiler İmparatorluğu II” adlı sergisi galerinin proje odasında ziyaret edilebiliyor. Sanatçı ilk kişisel sergisinde, edebiyat ile resmi bir araya getirip düşünme pratiğinde yeni bir dil oluşturarak hayal gücünün sınırlarını esnetmeye çalışıyor. Aşık, bu ikili ilişkiden yola çıkarak edebiyat ve resim ekseninde ürettiği çalışmalarını izleyici ile buluşturuyor. Mixer’in ana galeri mekanında ise Birsin’in “Zamanın Enkazı II” sergisi görülebiliyor. Birsin’in de ilk kişisel sergisi olma özelliği taşıyan “Zamanın Enkazı II”, sanatçının sanatsal pratiğinin büyük kısmını oluşturan pentür çalışmalarının yanında desenlerini ve bir gravür çalışmasını bir araya getiriyor.

| Kadına Şiddetin Belgesi

Beyoğlu’ndaki Zilberman Gallery, 4 Aralık tarihine kadar Azade Köker ve Berlin’de yaşayan Singapurlu sanatçı Sim Chi Yin’in sergisine ev sahipliği yapıyor. Köker’in “Bir Katilin Provası” başlıklı sergisi galerinin Mısır Apartmanı’ndaki ana mekanında ziyaret edilebilir. Köker’in kadın cinsiyeti, kimliği ve bedenine yönelik sorgulamalarını yansıtan sergi, “Dünya ve yaşamın doğuşuna kaynaklık eden güçte bir dişil enerji nasıl oluyor da toplumsal düzende kayboluyor? Onu susturup sınırlandıran ve edilgen kılan nedir?” sorularını soruyor. Eserlerdeki görsel referanslar ise kadına yönelik taciz ve şiddet sahnelerini belgeliyor. Yin’in sergisinde ise sanatçının Zilberman Berlin’de gerçekleşen sergisinden bir seçki görülebiliyor. Bu seçki kapsamında, sanatçının video yerleştirme ve fotoğraf çalışmaları Mısır Apartmanı’nın ikinci katında seyirciyle buluşuyor. “Bir Gün Anlayacağız” başlıklı sergide Güney Tayland çatışmaları konu ediniliyor.

Azade Köker, Child Bride, Kağıt, tel, epoksi, 78 x 20 x 115 cm, 2021

| Türkiye’deki İlk Sergisi Pilevneli’de

Pilevneli’de sonbahar sezonu İngiliz sanatçı Richard Wilson ve Defne Tesal sergileriyle renkleniyor. Wilson’ın Türkiye’deki ilk sergisi olan “Stealing Space” sanatçının heykelleri, çizimleri ve ikonik enstalasyonu “20:50”ye ev sahipliği yapacak. Sanatçı, inşaat ve mühendislik disiplinlerinden aldığı ilhamla biliniyor. Tesal’ın “Hesitation”ı ise sanatçının ilk solo sergisi. Nakış işleri ve çizimleriyle tanınan Tesal’ın sergisinde mekana özel bir yerleştirme de bulunuyor. İki sanatçının sergisi de 8 Ekim’e kadar Pilevneli Dolapdere’de görülebilir.

| İsmi CIA’in Oyunundan Geliyor

Beyoğlu’ndaki SANATORIUM, üçüncü kez Fransız sanatçı ve yazar Ludovic Bernhardt’ın sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi, sanatçının jeopolitika, oyun ve şiir alanlarıyla tanımlanan işlerini sunuyor. “The Gaming Room” adlı serginin ismi CIA’in ajanlarını eğitmek için yarattığı bir kutu oyunundan geliyor. Bernhardt, oyunu büyük bir labirent oyununa dönüştürmek için tekrar üretip tasarladı. Sanatçı sergide ayrıca pandemi sırasında küresel finans borsalarının düşüşüne ilişkin grafiklere, duvar kağıtları ve el yapımı duvar halıları formunda yer verdi. The Gaming Room 24 Ekim’e kadar ziyaret edilebilecek.

| Heykelin Görünürlüğü

Heykel sanatçısı Burcu Erden’in üçüncü kişisel sergisi “Mühür”, 28 Ekim tarihine kadar Art On İstanbul’da görülebilecek. Mühür, heykelin görünürlüğüne ilişkin problemleri araştırıyor. Mermer silindirler, seramik rölyefler ve polyester heykellerin bir arada sunulduğu serginin kavramsal çerçevesi, antik dünyadaki görsel anlatım nesnelerinin yerleştirme sorunsalı etrafında kuruluyor. Serginin düşünsel arka planını, nesnelerin nereye konulduğu, neden oraya konulduğu, ne amaçla üretildiği, formlarının nasıl tasarlandığı gibi sorular ve sanatçının kendi heykelinin esasına dair yaptığı karşılaştırmalar oluşturuyor. Mühür’de teknik birliği, malzeme ve form çeşitliliği olan üç seri görülüyor.

| 14 Yıllık Emeğin Ürünü

Fotoğraf sanatçısı Serkan Taycan’ın 14 yıllık emeğinin ürünü olan “Kente Doğru” sergisi, Müze Gazhane’nin açılış sergisi olarak ziyaretçilerini bekliyor. Ocak ayına kadar devam edecek olan sergi, “Kentleşme nedir ve kentlileşme nasıl olur?” sorusu etrafında şekilleniyor. Kentleşme konusunu masaya yatıran sergi Habitat, Kabuk, Agora ve İki Deniz Arası adlı dört bölüme ayrılıyor. 600 metrekarelik bir alana yayılan sergide fotoğraflar ve video yerleştirmeleri yer alıyor.

‘Kente Doğru’ Yerleştirme Fotoğrafı Credit: Serkan Taycan

| Boğaz Hattında Bir Sergi

Borusan Contemporary, “Düş Suda” adlı koleksiyon sergisine ev sahipliği yapıyor. 6 Mart 2022’ye kadar sürecek olan sergi, Borusan Contemporary’nin internet sitesi üzerinden 360 derece sanal tur ile gezilebiliyor. Aynı zamanda Artırılmış Gerçeklik (AR) ve Sanal Gerçeklik (VR) teknolojilerinin desteğiyle kamusal alana taşınıyor. Eserler, Avrupa Yakası’nın Boğaz hattında gezerken kullanılabilen Düş Suda Sergi Rotası mobil uygulaması aracılığıyla görülebiliyor. Sergi, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan 45 sanatçının 60’a yakın eserini bir araya getiriyor. Koleksiyon sergisinde Peter Coffin, Thierry Dreyfus, Boomoon, Ellen Kooi, Frank Thiel, Michael Wolf, Antti Laitinen, Rafaël Rozendaal, Jim Campbell, Marizio Nannucci ve Hans Kotter’ın aralarında olduğu, güncel sanatın önemli isimlerinin işleri yer alıyor.

| Klasiğin Dışında Bir Perspektif Algısı

Ankara’daki Galeri Siyah Beyaz yeni sezonu Nihat Kemankaşlı’nın “Ben Nihat Kemankaşlı” adlı sergisi ile açıyor. 16 Ekim’e kadar ziyaret edilebilecek olan sergi, Kemankaşlı’nın son dönem resimlerinden oluşuyor. Eserlerinde mekânı ve figürleri sıra dışı bir şekilde tuval yüzeyine aktaran sanatçı nesneleri ve figürleri var oldukları halleriyle etkin bir biçimde ifade ediyor. Eserlerinde klasik perspektif algısını bozan Kemankaşlı, gerçeğin dışını en doğal şekliyle göstermeye çalışıyor. Sanatçının kendine has denilebilecek mekân ve figür anlayışı ile canlı renkler tablolarında öne çıkıyor.

| İstanbul’a Dair

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık iş birliğiyle hazırlanan “BURASI” adlı sergi, 27 Şubat 2022 tarihine kadar Yapı Kredi Kültür Sanat’ta. Serginin küratörlüğünü Yapı Kredi Kültür Sanat Sergiler Direktörü Kevser Güler üstleniyor. Sergide, İBB Kent Müzesi Koleksiyonları ile Atatürk Kitaplığı Arşivleri’nden oluşturulan bir seçki, çağdaş sanat yapıtlarıyla görülebilecek. Sergide, İBB arşiv ve koleksiyonlarından, İstanbul bağlamında kent, çevre ve doğa ile ilgili resimler, hat çalışmaları, haritalar, fotoğraflar, albümler, gazeteler, dergiler dahil çeşitli yayınlar ile kentin farklı tarihsel dönemlerinden günlük yaşama dair parçalardan oluşan bir seçki yer alıyor. İsmini Füsun Onur’un 1993 tarihli aynı adlı yapıtından alan “BURASI” sergisinde sanatçılar Ahmet Ziya Akbulut, Ali Sami Boyar, Ali Taptık, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Burak Delier, Can Altay, Can Aytekin, Canan Tolon, Deniz Aktaş, Elif Naci, Erol Eti, Ezgi Tok, Ferruh Başağa, Feyhaman Duran, Füsun Onur, Gökçen Erkılıç & Ahmet Ünveren, İnci Eviner, Lara Ögel, Marina Papazyan, Mıgırdiç Civanyan, Muhtar Aykın, Mümtaz Yener, Nalan Yırtmaç, Nazmi Dayan, Nermin Er, Nilbar Güreş, Ömer Uluç, Özlem Günyol & Mustafa Kunt, Selma Gürbüz, Şemsi Arel, Sena Başöz, Şevket Dağ, Sinem Dişli, Yasemin Özcan ve Zeyno Pekünlü’nün eserleri yer alıyor.

Previous Story

“Bugün İlham Almak, Nefes Almak Demek”

Next Story

Bursa’nın Yeni Kültür-Sanat Merkezi Zindankapı

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.