Koronavirüsle birlikte hızlanan dijital gelişmelerin sanat dünyasına nasıl yansıyacağını Türkiye’nin belli başlı sanat kurumlarına sorduk. Ve şu sorular bağlamında bir yanıt aradık:
* Koronavirüs, sanat endüstrisini yeniden mi yapılandırıyor?
* Daha dijital olan yeni düzende sanatın yeni aracı ne olacak?
* Online etkinlikler bu süreçten sonra da devam edebilir, dolayısıyla, daha da dijitalleşen yeni düzende nasıl bir konum belirleyeceksiniz?
* Sanat dünyasında beklenen yenilikler neler?
* Dijital platformlarla sanatın duygusu iletilebilir mi?
* Sanatın tanımı değişiyor mu?
Asıl Bu Süreç Dijitalleşmeyi Nasıl Etkileyecek?
Aydın Dorsay
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, Borusan Quartet ve Borusan Müzik Evi Müdürü
İçinde bulunduğumuz durum, alınan önlemler ile beraber sanatın sunuluş biçimlerini de etkiliyor. Bu süreçte kurumlar ve/veya kişiler kendi sanat icralarını, yeni döneme uygun hale getirmeye çalışıyorlar. Her sanat dalı için farklı zorlukları veya kolaylıkları var içinde olduğumuz durumun.
Evet online etkinlikler olacaktır ancak canlı ve yerinde bir sanatı izlemenin keyfi de ayrıdır. O yüzden insanlar bir süre sonra birlikte olmak, aynı havayı, mekânı solumak için tekrar salonları, alanları sanat için dolduracaktır.
Alternatifli Plan Yapıyoruz
Bu sürecin normale dönmesini beklerken bizler de alternatif mecraları, sunum teknikleri ve teknik alt yapıları araştırıyoruz. Sonuçta üç markamızın da farklı dinamikleri, kolaylıkları ve zorlukları var. Büyük orkestraların ilk etapta sanatçı sağlığı için bir araya gelmesi şimdilik zor gözüküyor. Oda orkestrası veya küçük gruplar halinde repertuvar değiştirerek yeni program yapmayı da planlıyoruz. Bunları online konserler olarak da sunabiliriz. Borusan Quartet için de online konser planlamaları yapıyoruz. Ama bugünden sezonun başlangıç tarihi olan ekim ayını görmek çok kolay değil. Bu nedenle iki-üç alternatifli plan yapmak durumundayız. Borusan Müzik Evi için, konserlerin kaydının alınması, yayınlanması planlarımız arasında. Tabii bu işlerin tamamının düzgün ve doğru yapılması için teknik alt yapılarımızı güncellememiz gerekiyor. Bunun için de çalışmalarımız devam ediyor.
Belki Kalıcı Belki Geçici
Sanat dünyasında beklenen yenilikleri değil de aniden, hiç beklemediğimiz bir anda gelişen bu sürecin dijitalleşmeyi nasıl etkilediğinden ya da nasıl şekillendirdiğinden söz etmek lazım çünkü biz, bizatihi organizasyonu gerçekleştiren insanlar olarak beklentilerimizi de sürece göre şekillendiriyorduk. Ancak sanatı izleyiciye ya da seyirciye sunma biçimimiz belki kalıcı belki de geçici olarak değişime uğrayacak. Bu bağlamda yenilik dediğimizde, onun geçici -sürece uygun- ya da kalıcı olarak tanımlanması gerekiyor; bunun için de oldukça erken olduğunu henüz sürecin kendi karakterini almadığını düşünüyorum. Dolayısıyla dijitalleşmenin de farklı sanat dalları ve bunların izleyici ya da seyirciye ulaşma biçimine göre bir karakter almasını sürecin kendisi belirleyecek.
Bir Konser Salonunda Yüzlerce Kişiyle Beraber Dinlemek…
“Sanatın dijitalleşmesi mümkün mü?”: Dijital çağda en çok tartışılan konulardan biri olan bu soruyu, şu anda içinde olduğumuz durumda yorumlamak biraz zor. Dijital arşiv için ve kolay paylaşım için evet, dijital (video/ses) kaydının alınması iyi bir şey. Ancak bir konser salonunda büyük bir orkestrayı oturup, yüzlerce kişiyle beraber dinlemenin keyfi de ayrı.
İcra sanatın içeriğine, tekniğine göre değişir. Bir konser salonunun (örneğin Musikverein/Viyana) görkemini, yaşanmışlığını, kokusunu ancak orada olunca anlayabiliriz. İleride teknoloji daha da geliştiğinde belki de bu cevabımı değiştirmem gerekebilir.
Sanatın Tanımı Her An Değişiyor
Sanatın tanımı her an değişiyor. Yeni türler, akımlar ortaya çıkıyor, bazıları uzun soluklu bazıları kısa sürüyor. Aynı zamanda uzun yıllardır hayatımızda olan türlerin de devam ettiğini görüyoruz. O yüzden tanımın değişmesi, gelişmesi insan hayatı sürdüğü sürece devam edecektir. Bu durum bittiğinde ancak sanatın tanımının değişip değişmediğini söyleyebiliriz.