ArtDog Istanbul’un Sanatçıların Karantina Günlükleri serisi, farklı disiplinlerden sanatçıların karantina deneyimlerini paylaşmaya devam ediyor. Bugünkü konuğumuz Bilsart’ta gerçekleştirdiği kişisel sergisi “Autre” ile hatırlayabileceğiniz sanatçı Umut Kambak…
* Evlerde geçirdiğiniz bu karantina süreci içerisinde en çok kafa yorduğunuz meseleler, zihninizi meşgul eden soru ve konulardan bahsedebilir misiniz?
Genel olarak hayatın birçok alanında derdi olan bir insanım, bu süreçte de günlük hayatın işleyişi üzerinde oldukça düşünmeye başladım. Bir gezegende ikamet ediyor olup kira ödemek zorunda kalmaktan tutun da pandemi sürecinde komplo teorilerine kadar birçok şeyi düşünebiliyorum… Tüm bunların yanında üretimlerimde ağırlıklı olan konular halen güncelliğini koruyor, o yüzden bu süreçte özellikle eller, temaslar ve iletişim üzerine kafa yoruyorum.
- Bu süreçte neler izlemeyi tercih ediyorsunuz?
Yeni filmlerden öte izlemeyi ertelediğim ve uzun zaman önce izlediğim filmleri tekrar izliyorum. Genel olarak ise fikir vermem gerekirse; “Naked”, “Léolo”, “The Cook, the Thief, His Wife & Her Lover”, “Ghost Dog”, “Trois Couleurs” tekrar izlediğim filmler arasında…
- Müzikle ilişkiniz nasıl? Podcast ya da müzik türleri söz konusu olduğunda, neler dinliyorsunuz?
Müzik bir şekilde hayatımın içinde hep var olmuştur. Duyguları ve anıları çok etkilediğini düşünüyorum. Her anın, her zamanın bir müziği vardır. O yüzden dinlediğim müzikler değişiklik gösteriyor. Tindersticks, Philip Glass, Thom Yorke, I am Kloot, Keep Shelly and Athens ile Antenna çalışırken dinlediğim birkaç sanatçı ve grup. Podcastlere bu süreçte daha fazla şans vermeye başladım. Önceden “Fularsız Entellik” adlı podcast’ı dinlerdim, bu aralar “Arayışlar” ve “Uyku Öncesi: Karanlık Masallar”ı dinledim.
- Son olarak okuduğunuz eserleri paylaşabilir misiniz?
İşlerimde sosyal bilimlerden sıkça yararlanıyorum. O yüzden standart okumaları aksatmamaya çalışıyorum ama bu aralar Aldous Huxley’in “Algı Kapıları” ile Daniel Quinn’in “İsmail” kitabı arasında gidip geliyorum.