ArtDog İstanbul farklı alanlarda üretim yapan sanatçıların karantina günlerini kayıt etmeye devam ediyor. Kısıtlamalar yavaş yavaş kaldırılsa da, korona virüs pandemisi nedeniyle halen çoğunlukla evde olduğumuz şu dönemde farklı disiplinlerden sanatçılardan nasıl vakit geçirdiklerini dinliyoruz. Bugünkü konuğumuz BASE 2019 sanatçılarından Gizem Çeşmeci. Çeşmeci ilerleyen günlerde ilk kişisel sergisiyle Ferda Art Platform’da izleyiciyle buluşacak…
- Evde geçirdiğiniz bu karantina süreci içerisinde, zihninizi en fazla meşgul eden, üzerinde en fazla kafa yorduğunuz konular neler oldu?
Günümüzde yaşanan kentlerdeki değişim ve dönüşüm süreci içerisinde plansız yapılaşmanın ortaya çıkardığı kentsel sorunlarla birlikte aidiyet ve kimlik kavramları üzerinde yoğunlaştığım bir sanat yaklaşımım var. “Ben kimim?” “Evim neresi?”, “Nereye aitim?” gibi soruların cevabını bulmaya çalıştığım bu dönemde pandemi ile birlikte aidiyet ve ev kavramı üzerine daha da yoğunlaşarak bu kavramların fiziksel ve toplumsal yansımalarını gözlemlemeye çalışıyorum. Bana göre bu süreç bireyin kendi kimliğini sorgulayarak kendisini keşfetmeye başlamasına neden oldu. Birey kendi aidiyet ve ev kavramı ile mahremiyet ve güven duygusu etrafında örgütlenen kutsal mekanını yarattı diyebilirim. Umut ediyorum ki bu yansımalar kalıcı hale gelir ve kentsel sorular üzerine düşünülen bir dönemi başlatır.
“Üretirken klasik müzik dinliyorum”
- Bu süreçte kendimize filmler, belgeseller izleyecek vakit yaratabiliyoruz. Siz neler izliyorsunuz?
Pandemi sürecinde ağırlıklı olarak üretim biçimime destek olan film ve belgeselleri izlemeyi tercih ediyorum. “Ekümenopolis”, “Hayat Var”, “Bir Zamanlar Anadolu’da” gibi kent temalı ve toplumsal sorunlara ağırlık veren filmleri izlemeye çalışıyorum.
- Peki müzik türlerinden, Podcast’lerden ağırlıklı olarak hangilerini dinliyorsunuz?
Atölyemde resim üretmeye devam ediyorum, bu yüzden ağırlıklı olarak klasik müzik dinliyorum. “Şimdi Karşıya Geçebilirsiniz” ve “Açık Radyo” uzun zamandır dinlediğim podcast’ler arasında.
- Bu süreçte hangi kitaplar size eşlik ediyor?
Farklı türlerde kitaplar okumaya çalışıyorum. David Harvey “Umut Mekanları” kitabında kent kavramını sosyolojik açıdan ele alırken, Feride Çiçekoğlu “Şehrin İtirazı” adlı kitabında sinemanın perspektifinden kent temasını ele alıyor. Multidisipliner yapılar bana farklı bakış açıları sağlarken yeni alanları keşfetme imkanı da sunuyor.