Tüm dünyada hızla yayılan korona virüsü salgını nedeniyle kültür -sanat alanında pek çok etkinlik ya ertelendi ya da iptal edildi. Büyük küçük tüm müzeler ve galeriler veya kitapçılar kapatıldı. Kültür-sanat alanında pandemi nedeniyle ‘yaprak kımıldamayacak’ zannedilirken yeni duruma ilk uyum sağlayanlar müzeler ve galeriler oldu; sergiler peş peşe sanal tura açıldı. Müzik dünyası da ‘zamanın ruhuna’ hızla uydu; hızlıca eski konser kayıtları açıldı, ya evin odasından ya balkonundan verilen canlı konserler sosyal medya ve sanal platformlar üzerinden müzikseverlere ulaştırıladı. Yayıncılık dünyası ‘korsan kitap’ belasıyla uğraşsa da yine de bu sürece uydu; yayınevleri basılı kitapları e-kitap formatında çıkararak okurlara ulaştırmak için bu günlerde hummalı bir çalışma içindeler.
Sinema dünyası içinse durum farklı. Başta Netflix ve Disney olmak üzere pek çok platform zaten pandemi öncesi de filmleri ve dizileri sinemaseverlerin evine getiriyordu. Ama söz konusu festivaller ve bağımsız filmler olduğunda beyazperde hâlâ bir olmazsa olmaz sayılıyor. Sektörde, ‘film bilgisayar ekranından izlenmez izlenecekse beyazperdede izlenir’ görüşü hâkimiyetini koruyor. Film bilgisayardan mı izlenir tartışması yeni de değil epey eski sayılır. Robert De Niro ve Al Pacino’nun başrolünde yer aldığı yeni Martin Scorsese filmi, ‘The Irishman’, Netflix’te yayınlandığında da aynı tartışma alevlenmişti.
Şimdi de Covid-19 pandemisi nedeniyle tekrar aynı soru soruluyor: “Wes Anderson’ın ya da Paul Verhoeven’in filmleri bilgisayardan mı izlenecek?” Bu soru, Cannes Film Festivali’nin yöneticisi Thierry Fremaux tarafından yöneltildi. Çünkü, Toronto Uluslararası Film Festivali (TIFF) organizatörleri, pandemi nedeniyle festivalin bazı etkinliklerini sinemaseverlere çevrimiçi olarak nasıl ulaştırabileceklerini düşündüklerini açıklamışlardı.
Tartışma geçen hafta Toronto Uluslararası Film Festivali (TIFF) organizatörlerinin yaptığı geniş açıklamayla başladı. Toronto’da, 10-20 Eylül 2020 tarihlerinde düzenlenmesi planlanan Uluslararası Film Festivali yönetimi, yeni korona virüsü salgınının yarattığı endişeler nedeniyle ‘online festival’ seçeneklerini tartıştıklarını açıkladı.
Festival Genel Müdürü Joana Vicente ve Sanat Yönetmeni Cameron Bailey, geçen hafta yaptıkları açıklamada, geleneksel olarak eylül ayında düzenlenen etkinlikle ilgili planlama yapmaya devam ettiklerini, ancak gerekirse, korona virus pandemisi nedeniyle alınan güvenlik önlemlerine uymak için bazı etkinlikleri çevrimiçi (online) platformlara taşımayı düşündüklerini belirtiler.
Açıklamada “Şu anda Eylül ayında ‘insanların tekrar bir araya gelmesinin’ nasıl mümkün olacağına dair hâlâ belirsizliğin olduğunun farkındayız. Bu nedenle izleyicileri, film yapımcılarını, ortaklarımızı ve sektörü destekleyecek hem fiziksel hem de dijital seçenekleri değerlendiriyoruz,” denildi.
TIFF bir taraftan Eylül’de düzenlenecek etkinliği planlarken, bir taraftan da festival yöneticileri, daha önce salgın sebebiyle iptal edilen veya ertelenen başka festivallerle işbirliği arayışı içine girdi. Joana Vicente, bu konuda “Hedefimiz programlamayı paylaşmak için birleşik bir platform sunmaktır” açıklaması yaptı.
Festival çalışanlarının evlerinden uzaktan çalışmaya başladığını açıklayan Cameron Bailey ise kriz sebebiyle gelişen dijital dünyada faaliyet göstermenin yeni yollarını aradıklarını ekledi.
Eve kapanan Kanadalılar, Bailey’in modöratörlüğünde yapılan çevrimiçi “Hollywood yıldızlarıyla sanal sohbet” etkinliğine katıldılar bile. ‘Homeland’ oyuncusu Mandy Patinkin’in katıldığı bir etkinlik TIFF’in Instagram hesabı üzerinden canlı yayınlandı. Bailey bundan sonra da sanal sohbetlere devam edeceklerini söyledi.
TIFF organizatörleri, bununla birlikte Eylül ayından önce salgın krizinin geride kalmasını umuyor. Çünkü, yaşanan iptaller nedeniyle festivalin gelirleri şimdiden azalmış durumda.
Tartışmaların başlamasına neden olan açıklamasında TIFF, “Geçtiğimiz birkaç hafta, daha önce yaşadığımız hiçbir şeye benzemiyordu. COVID-19’un yayılmasını sınırlamaya yardımcı olmak için Toronto sinemalarımızı ve TIFF Bell Lightbox’taki ofislerimizi kapatma kararını aldık. Bu zamanlarda içerik oluşturucu, izleyici, arkadaş veya aile bireyleri olarak ‘bağlı kalmanın’ zorluklarının farkındayız,” denildi. TIFF’in ‘toplulukları bir araya getirmeye inanan bir kuruluş’ olduğu belirtilerek, “Şimdi ve gelecekte de sizinle bağlantı kurmaya ve film paylaşmaya kararlıyız,” diye devam edildi. Açıklama, TIFF’nin çalışanlarının ve festival kitlesinin korunmasına yardımcı olmak için hükümet tarafından ortaya konan yönergelere uyulacağı belirtildi anacak, “elbette” bu durumun Eylül’de yapılması planlanan festivalin durumunu “belirsiz bıraktığı” vurgulandı. “Bu nedenle film yapımcılarını, ortaklarımızı, sektörü ve izleyicilerimizi destekleyecek seçenekler sunmak için hem yerinde hem de dijital yeniliklere bakıyoruz,” denilen açıklamada, “Sizi tekrar görene kadar evde size ulaşmanın yeni yollarını bulmaya kararlıyız,” diye devam edildi.
TIFF en azından etkinliklerinin bir kısmını çevrimiçi olarak sinemaseverlere ulaştırmanın yollarını ararken dünyanın en önemli festivallerinden ikisi, Cannes Film Festivali ile Venedik Film Festivali bu seçeneğin “söz konusu olmadığını” açıkladılar.
Cannes Film Festivali’nin yöneticisi Thierry Fremaux, çevrimiçin seçeneklere ilişkin “Cannes Film Festivali fiziksel bir etkinliktir; ruhu, tarihi, etkisi böyle bir modelin işlemesine uygun değildir,” dedi. Fremaux, “Dijital bir yarışma mı? Öncelikle eser sahiplerine bunu sormamız gerekmez mi? Wes Anderson’ın ya da Paul Verhoeven’in filmleri bilgisayardan mı izlenecek? ‘Top Gun 2’yi ye da Pixar’ın yeni filmi ‘soul’u salonda değil de başka bir ortamda mı izleyeceğiz ilk kez? Bu filmler büyük perdede gösterilmek için ertelendiler, biz neden dijital bir aygıtta gösterelim ki?” diye sordu. Fransa’da 12-23 Mayıs’ta yapılması planlanan 73. Cannes Film Festivali, yeni tip Covid-19 salgını nedeniyle ertelenmişti.
Venedik Film Festivali direktörü Alberto Barbera da çevrimiçi seçeneklere karşı olduklarını açıkladı. Barbera, TIFF tarafından başlatılan tartışmaya ilişkin de “Orayı Venedik ve Cannes ile karşılaştıramazsınız. Farklı bir festival Toronto” dedi. Venedik Film Festivali ile Toronto Film Festivali her yıl hemen hemen aynı tarihlerde yapılıyor. Bu yıl 77. Venedik Film Festivali’nin 2-12 Eylül tarihleri arasında düzenlenmesi planlanıyor. Üstelik korona virüsü salgınının yarattığı endişelere rağmen, yönetim festivali planlamaya devam ediyor. Peki, pandemi tehdidi Eylül’e kadar ortadan kalkmazsa ne olacak? Barbera, bu soruya “En kötü senaryoda pandemi devam edecek olursa biz de bir yıl ara veririz. Ya da belki bazı bakımlardan kısıtlanmış bir festival düzenleriz” yanıtını verdi.