Sanat dünyasındaki eşitsizlik ve kadın sanatçıların yetersiz temsiliyetleri uzun süredir gündeme getirilen bir konu. Arkada bıraktığımız yılın sayısal verileri de durumu göz önüne serdi. Artnet’in haberine göre, 2020 yılında dünyanın en büyük üç müzayede evi olan Christie’s, Sotheby’s ve Philips’in organize ettiği müzayedelerde sunulan lotların yaklaşık yüzde 90’ı erkek sanatçıların işlerine aitti.
Satılan eserlerin yaklaşık yüzde 90’ı yine erkek sanatçıların eserleriyken bu üç müzayede evinin New York ve Londra akşam satışlarından elde ettiği gelirlerin yine yüzde 90’ı erkek sanatçıların eserlerinden geldi.
Müze Koleksiyonlarında Erkek Sanatçıların İşleri Ağırlıkta
2020 yılının ilk yarısında en pahalıya satılan 100 eserden 85’i yine erkek sanatçılara aitti. Benzer bir durum müzelerde de yaşanıyor. Dünyanın birçok müzesinin koleksiyonunda erkek sanatçılara ait eserler kadın sanatçıların eserlerinden daha fazla.
Bu durum, karar verici konumundaki kişilere bakıldığında karşılaşılan erkek-kadın sayısındaki dengesizlikle ilişkili. Müzelerdeki yetkili isimlerin çoğu erkek iken müzayedelere katılan müşterilerin çoğunluğunu da erkekler oluşturuyor…
Sanatçının Cinsiyeti Fiyatlandırılmasını, Satın Alınmasını Etkiliyor
Kadınların Amerika’da siyaset ve çağdaş sanat alanlarında seslerini duyurabilmeleri, eşitlik ve temsiliyet mücadeleleri için çalışan Barbara Lee Family Foundation’ın kurucusu ve başkanı Barbara Lee, cinsiyetin fark yarattığını belirtirken “Hala, erkek veya kadın sanatçıların işlerinin değerlendirilmesi, fiyatlandırılması ve koleksiyona eklenmesi söz konusu olduğunda belirgin bir farklılık var” diye konuştu. Kendi koleksiyonerliğini ise “sosyal aktivizmimin bir uzantısı” olarak tarif etti.
Erkek Koleksiyonerler Daha Çok Erkek Sanatçıların İşlerini Aldı
Geçtiğimiz ekim ayında Artnet News tarafından müzayede evi yetkilileriyle yapılan araştırmada 10 yetkiliden 7’si müşterilerinin çoğunlukla erkek olduğunu söyledi. Yine Artnet’e konuşan New Yorklu sanat danışmanı Liz Parks da müzayedeler için danışmanlık verdiği koleksiyonerlerden dörtte üçünün erkek olduğunu ve bu kişilerin satın aldığı eserlerin yüzde 85’inin de yine erkek sanatçılara ait olduğunu dile getirdi.
Cinsiyetler arasında doğuştan psikolojik farklılıklar vardır gibi bir tez öne sürülemeyecek olsa da, yapılan anketler bu farklılıkta yaradılış ve yetiştirmenin birlikte rol aldığını gösteriyor.
Motivasyonları Farklı
Bir sanat danışmanı konuyla ilgili olarak müzayedelerin yatırım bankacılığında olduğu gibi yüksek risk alma isteğinin sürekli canlandırıldığı bir alan olduğuna dikkat çekerken kişinin egosuna etkisini ve sosyal olarak kabul gören bir etkinlik olduğunu hatırlattı. “Pek çok erken başka türlü değeri nasıl ifade edeceğini bilemiyor” dedi.
Sanat danışmanları, müzayedelere katılan bazı erkek müşterilerinin diğer insanların (özellikle erkeklerin) ‘değerli’ bulduğu bir eserde hak iddia etmekten zevk aldığını paylaşırken; Artnet News’a konuşan kadın koleksiyonerlerin motivasyonları ağırlıklı olarak “daha önce var olmayan bir alanda değer yaratmak” oldu.
Ortak Koleksiyonlarda da Alıma Dair Son Karar Yine Erkekte
Öte yandan kadınların müzayedelerde çok fazla alım yapmamalarının bir diğer sebebinin ise erkeklere göre risk almayı daha az tercih etmeleriyle ilgili olabileceği, bunun da yetiştirmeyle ilişkili, toplumsal olarak öğrenilmiş bir davranış olabileceğine dikkat çekildi. 2012 yılında Current Directions in Psychological Science dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre kadınlar, stres seviyeleri yükseldiğinde erkeklere göre daha az risk almaya yatkın oluyor.
Barbara Lee ise farklı bir noktaya daha dikkat çekti: Birlikte koleksiyon yapan bir çiftte de, söz konusu özellikle yüksek fiyatlı sanat eserleri olduğunda alım yapıp yapmamaya dair son kararı çoğunlukla erkeğin verdiğini gözlemlediğini söyledi.