Mardin ve çevresinde kültürel çalışmalar alanında sanatsal üretimler yapan Amar Kılıç’ın kişisel sergisi ŞîN, C.A.M. Galeri’de açıldı. Adını yas, mavi ve yeşermek anlamına gelen ve Kürtçede yaşama anlamına gelen Jin sözcüğüyle kökteş yapıdan alan sergi, mitik tanrısal anlatılardan günümüzün sözlü ve görsel hafızasına uzanan çok katmanlı bir yapı sunuyor.
Mitik, geleneksel ve güncel olan anlatılar arasında bir bağlantı kuran ŞîN sergisi, kentin eski sakinlerine ait mimari yapıları sembolize eden resmi kaynaklardaki mavi noktaları, mimari yapılar, güvercinler ve anahtar gibi nesneler aracılığı ile çağrışımsal bir kompozisyonun içinde anlatıyor. Sergide, uçan her güvercin, paslanmış her anahtar, sert güneş ışınları ve bahar yosunlarıyla küflenip mavilenmiş her duvar ve nakış mavi, yaslı ve hafızalardaki hatırlama mavilerinin kimyasal prosesleriyle birleşiyor.
Amar’ın sergisi renklerin, yasların, devir teslimlerin ve mimari yapıların kent içindeki tarihsel el değiştirmelerine dair derin bir bakış sunuyor. Sanatçı bu anlatımında kentle bütünlenen mavi rengi bir araç olarak kullanıyor. Aynı zamanda canlı ve cansız varlıkların fotoğrafla da anlatımını sağlıyor. Sanatçı bu yolla mavi renginin yerel dillerdeki anlam karşılıklarını da dikkat çekiyor.
İnanna ve Dumuzi
Sergi, Sümer ve Babil tabletlerinde mevsim döngülerinin oluşmasını sağlayan anlatıdaki tanrı ve tanrıça İnanna ve Dumuzi gibi mitolojik karakterlerin mevsim değişimi, insani el değiştirmeler ve tarih içinde kaybolmuş, unutturulmuş ve tahrif edilmiş mimari semboller fotoğraf aracılığıyla izleyiciye sunuluyor ve fotoğraf derinliğinin içinde yeniden yorumlanıyor. Sanatçı bu yolla tıpkı İnanna gibi “dönüşü olmayan ülkeye” gidenlerden kalanları çıplak gerçek ile yüzleştiriyor. Bu yüzleşme şöyle tanımlıyor:
“İnanna ve Dumuzi, sıcak bir kent mimarisinin içinde, taştan ve duvardan kentin eski sahiplerinin evlerinde, bereket balıkları, şifa yılanları ve güvercinlerle yeniden mavileniyor. Gidenlerin götürdüğü baharın mavilenmesi gibi…”
Amar sergide balık sembolünü, mitik Babil’de ve Hristiyanlıkta bereket anlamında, yılan sembolünü yerel inançlar ve geleneklere göre şifa ve koruma sağladığına inanılan, anahtar sembolünü kentin eski sakinleri tarafından kapılar için yapılmış fakat yapıların el değiştirmesiyle işlevsiz kalan nesne ve güvercin sembolünü kentin Müslüman olmayan sakinlerinin evlerinin giriş kapılarında bulunan el değiştirdikten sonra tahrif edilen mimari kabartma ya da sembol ve kentin en canlı göksel sakini anlamlarında kullanılıyor.
Fotoğraflar, Tiamat ve Marduk’un yengi ve yenilgi eksenindeki anlatısı Tiamat’ın yok oluşundan evrilen yeşermelerle yeniden canlanmanın unutulmuş başlangıçlarını da sorguluyor. Serginin çıkış noktası olan Babil Yaratılış Destanı “Bir Zamanlar Yukarılarda” başlıklı sergi metninde şöyle anlatılıyor:
Bir Zamanlar Yukarılarda
“Henüz yukarının adı gökyüzü değil iken,
Aşağıya yeryüzü denmez iken…
“Babil yaratılış mitosu, Yeni Yıl Şenliği olan ‘Akitu’ ile ilişkilendirildiği için önemlidir. Destanın ilk sözcükleri olan ‘bir zamanlar yukarılarda’ anlamına gelen Enûma Eliş adıyla tanınan bu hikâye, bir şiir ya da şarkı ile törensel bir biçime de sokulmuştur.
“Bu proje, varlığın ortaya çıkışını sembolize eden ve ana karakterlerden biri olan Babil’in koruyucu tanrısı Marduk’un tanrıça Tiamat’ı ikiye ayırmasıyla bedeninin bir parçasının yukarı doğru dağılarak gökyüzünü oluştururken diğer parçasının ise yeryüzüne dönüşmesini anlatan bu hikâyeden yola çıkılarak kurgulanmıştır.
“Anlatıda, Mezopotamya coğrafyasını birer yılan gibi bükülerek sulayan Fırat ve Dicle’nin Tiamat’ın gözlerinden oluşması, Babil yaratılış mitosunun bu coğrafya ile nasıl ilişkilendiğine işaret eder. Fırat ve Dicle’nin suları ile beslenen Mezopotamya ovası -kendini her defasında bir yılanın deri değiştirmesi gibi yeniden yaratan bu coğrafya- Tiamat’ın gözlerinde yeşillenir. Yılan motifi ile sembolize edilen bu hikâye, özellikle yılan figürünün mitolojik anlatılarda varlığa ve yokluğa işaret eden güçlü alegorik anlatısına da dayandırılmaktadır.
“Takının bedene dair oluşturduğu okumalar ve anlam içeriği, bu projede Tiamat’ın ‘varlık’a işaret eden bedenselliğine dairdir. Fotoğraf imgesi ile temsil edilen idealize edilmiş kadın bedeni, hikâyeyi sembolize eden yılan motifiyle buluşmaktadır.”
*Sergi, 25 Ocak’a dek C.A.M. Galeri kadar görülebilir.