Milano Tasarım Haftası fuar ve buna paralel etkinlikler ile birlikte eylül ayında gerçekleştirildi. İklim Krizi’nin yoğun bir şekilde hissedildiği günümüzde Supersalone ismi verilen fuarda küratör Stefano Boeri özellikle döngüsellik ve sürdürülebilirlik konularını ön planda tuttu.
Fuar standları uzun yıllar kullanılabilmeleri amacıyla trendden uzak, sökülüp tekrar kullanılabilen sürdürülebilir malzemelerden tasarlandı. Bununla birlikte en az fuar kadar heyecan verici paralel etkinliklerin birçoğu da döngüselliği ve sürdürülebilirliği konu edindi. Fuar ve bu paralel etkinliklerin yansımaları önümüzdeki dönemlerde de devam edecek diye düşünüyoruz.
Marcin Rusak süregelen çalışmalarının çıktılarını üç bölümden oluşan bir sergi ile gösterdi. Küratörlüğünü Federica Sala’nın yaptığı ‘Unnatural Practice’ isimli sergide Marcin Rusak’ın çürüme, geçicilik ve koruma altına alma olarak üçe ayırdığı sürecini izleyiciler kendileri deneyimle şansı edindi. Araştırmalarında bilimsel yaklaşım ile dönüşüm sürecinin ulvi estetiğini irdeleyen Rusak, analiz, inceleme ve deney süreçlerinden geçerek fikirlerini geliştiriyor. Malzeme olarak doğayı (çiçekler, bitkiler, yapraklar) kullanan Rusak bu malzemeleri toplayıp, parçalara ayırıp, kristalize edip, doğal bileşenlerini bozup, bu malzemelere yeni bir yaşam kazandırıyor. Sergideki ilk bölüm olan ‘installation room’ farklı çiçek pazarlarından alınan atık çiçeklerin sergilendiği nemin, çürümenin ve döngünün izleyici tarafından bire bir deneyimlendiği bir alan. Tasarımcı çocukluğunun geçtiği terkedilmiş seralardaki deneyimlerine bu yerleştirme ile dönüyor. İkinci aşama olan ‘projection room’ izleyiciye ‘unnatural practice’ isimli tüm bu süreci anlatan filmin gösterildiği bir alan. Tüketim kültürü, çürüme sürecinin kabulu ve gösterimi, bozup tekrar yapma bu bölümün odak noktaları. Islak ve yağlı bir hava burada izleyici karşılıyor. ’Main room’ isimli ana sergi mekanı ise metalik bir kokuya sahip. Rusak’ın tüm bu süreçlerden geçirip tasarladığı eserleri izleyicinin karşısında çıkıyor. Farklı yüzey kaplayıcıları ile yeniden bir yaşama kavuşan bitkiler mobilyalara dönüşüyor. Bu objelerin renkleri zaman içerisinde değişiyor ve adeta ‘ölümlü’ olduklarının göstergesi oluyor. Kavramsal olarak bu kadar güçlü olan bu sergideki eserler farklı zamanlarda farklı sergiler kapsamında da sergilencekler. Doğa ile iç içe bir yaşamın mümkün ve daha sağlıklı olduğunun altını çizen Rusak, hem süreç hem de estetik olarak özgün bir öneri sunuyor.
Ana İlham Kaynağı Doğa
Hot Wire Extensions İsviçreli tasarımcı ve malzeme araştırmacısı Fabio Henry tarafından kurulan bir tasarım stüdyosu. Milano Tasarım Haftası kapsamında en ilham verici tasarım projelerini bünyesinde bulunduran Alcova oluşumunda Carwan Gallery tarafından sergilenen ‘Faux Species’ isimli projelerinde ana ilham kaynağı yine doğa oluyor. Üzüm fidelerinin büyüme, dolanma ve birleşme süreçlerini hareketsel olarak taklit eden Hot Wire Extensions, bu süreçleri kullanılabilir mobilya ve aksesuarlara dönüştürüyor. Sergi doğal olan ile insan tarafından üretilen arasındaki ilişkiyi inceleyerek hem teknolojik hem de doğal objeler tasarlamayı hedefliyor. Malzeme inovasyonu ve deneyesel mühendisliğin sınırlarını zorlayan Hot Wire Extensions, hem artık malzemeleri kullanıyor hem de malzemelerin sınırlarını zorlayarak onlara yeni özellikler kazandırıyor.
Haruna Yamada ve Hirokazu Kobayashi tarafından kurulmuş olan SPREAD sanat ve tasarımı bir araya getirerek renkli ve duygusal etkileşimli mekan yerleştirmeleri yapan bir stüdyo. ‘Mesh Virus-Control Flag Partition’ isimli mekan yerleştirmelerini mümkün kılan ürünleriyle mekana renklerin ve desenlerin coşkusunu yayarken bu mekan separatörleriyle aynı zamanda virüslere karşı filtre uygulaması da yapmış oluyorlar. Bu şekilde mekandaki bölümler arasında hala bir etkileşim mümkün kılınıyor. Aynı zamanda sanatsal bir enstelasyon ile mekan yeniden tanımlanıyor. Yalnızlık ve izolasyon gibi sorunların sıklıkla yaşandığı bir dönemde sağlıklı mekan paylaşımları için SPREAD vizyoner bir öneri sunuyor.
