Küratörlüğünü Ebru Nalan Sülün’ün yaptığı, Ahmet Rüstem Ekici & Hakan Sorar, Cansu Sönmez, Mehmet Çimen’in eserlerinin yer aldığı “Müşterek” sergisi, Mardin’in yeni sanat mekanı Exit Kolektif’te açıldı. Mardin Bienali’nin 6. Edisyonu’nda, “Davet Edilen / Invited” kapsamında açılan sergi, kentin tarihi ve kültürel mirası ile güneş ışığının estetik, bilimsel ve metaforik imkanlarının kesişim noktasından ilham alıyor. Sanatçıların yöreye ait imgeler ve malzemeler kullanarak ürettikleri eserler, kadim şehrin geçmişinin en saf haline duyulan özlemle, Bienali’nin “Daha Uzaklara…” temasıyla derin bir bağ kuruyor.
Tarihi ve Kültürel Mirastan İlhamla
Müşterek, kadim kent Mardin’in izlerini, güneşini, ışığını, tüm bunlara göre konumlanan mimarisinin insan deneyimi üzerindeki etkilerini sorguluyor. Sergi, Bienal’in bu edisyonda ikincisi yapılan, sanat dünyasından aktörlerin veya kurumların sergi yapmaya davet edildiği; davet edilenin de başka sanatçıları davet ettiği çalışma “Davet Edilen / Invited” kapsamında gerçekleşiyor. Mardin’in tarihi ve kültürel mirasından ilham alan sergi, mekân ve zamanın, tarih ve kent ekolojisinin kesişimi üzerinden yeni bir diyalog yaratmayı öneriyor.
Serginin küratörü Ebru Nalan Sülün, sergi hazırlık sürecinde ciddi bir çalışma yürüttüklerini belirtiyor. Kentin çok katmanlı yapısını anlamak ve anlamlandırmak için uzun okumalar, geziler yaptıklarının altını çiziyor. Exit Kolektif’in bulunduğu eski bir Süryani yapısı olan mekanın da serginin oluşum sürecinde kendilerine ilham olduğunu ekliyor. Sülün, mekanda dört ayrı alana yayılan serginin kavramsal yaklaşımını şu cümlelerle anlatıyor:
“Sergide gördüğünüz bütün çalışmalarda bir müştereklik var. Bu nedenle eserler bu odaklanma sürecinde; küratör Ali Akay’ın sorduğu tüm sorulara temelde tek bir cevap veriyor: Müşterek olmayı becerme, başarma, deneme, deneyimleme, deneyimletme, geçmişi öğrenme, güne/ gökyüzüne/kente bakma, geçmiş ile bugünü müşterek düşünme, geleceği ön görme ve belki kuşkulanma, düşünme, endişelenme…
“Sergi, bu arayış ve önerisinde, kentin en eski çağlarına inen tarihsel sürecin ortak unsurları; bölgenin doğaya, coğrafyaya, inanca, dine, dile konumlanan ve bu unsurları konumlandıran, şekillendiren, ayrıştıran etmolojik, epistomolojik yapısının derinliğine inmeyi, tüm bunları hatırlatmayı ve deneyimlemeyi / deneyimletmeyi önceliyor. ”
Sülün sergide Ahmet Rüstem Ekici, Hakan Sorar, Cansu Sönmez ve Mehmet Çimen’in üretimlerinde geleneksel ile en yeniyi birbirine kaynaştırarak “Müşterek Olma” bağlamını refere ettiklerini belirtiyor. “İzlenecek, deneyimlenecek, duyulacak, hissedilecek tüm eserler seçilen malzemeler, üretim yöntemlerinde de tam bu nedenle birleşiyor. ‘Anakronik’ bir yaklaşımla seçilen malzemeler üretim süreçleri ve yöntemleri ile de bu sergi müşterekliği öneriyor,” diyor.
Sergiye özel üretilen eserler şehirle birebir kurdukları ilişki ile öne çıkıyor. Diğer yandan serginin bulunduğu mekan da varlık anlamı ile sergiyle birebir diyalog kuruyor. “EXIT” sanat kolektifinin ana mekân olarak seçilmiş olmasının serginin temasıyla ve ruhuyla bütünleniyor. Seçkin Acar ve Mehmet Çimen tarafından kurulan ve “Invited: Müşterek/ Unified” sergisi ile ilk sergilerini deneyimleyen “EXIT” kolektifi, serginin ardından da Mardin’de kolektif-bağımsız bir sanat alanı olmayı hedefliyor.
Bor Sanat’ın katkıları ile gerçekleşen sergide, sergi mekanına hiçbir müdahalede bulunulmaması ve binayla müşterek bir şekilde ilerlendiği de görülüyor.
İzleyiciyi “Birlikte var olma hali” üzerine çağdaş tartışmaları teşvik eden sergideki işler ve öyküleri ise şöyle:
Melez Topraklar
Mehmet Çimen, Melez Topraklar adlı yerleştirmesi beden ve bedenin evrende bıraktığı ize odaklanıyor. Sanatçı Dara Antik Kenti’nden getirdiği az miktarda toprağı yine o toprağa benzer bir toprakla bütünleyerek, sergi mekanında daha önce gıda saklama deposu olarak kullanılan alana yayıyor. Yerleştirmeye sanatçının Dara antik kentinde çektiği izlerden bir video ve kentin seslerini kaydettiği bir ses enstalasyonu da eşlik ediyor.
“İnsanın yeri vücudunun kapladığı yerdir. Nereye giderse, o da oraya gider, onu burada bırakıp başka bir yere gidemezsiniz… Burası, orası; beden için her yerdir ve iz onun, o izinin takipçisidir,” diyen sanatçının yerleştirmesine dinleyiciyi Eski Mardin sokaklarında hissettiren bir ses yerleştirmesi de eşlik ediyor.
Sanatçı yerleştirmesini şöyle anlatıyor:
“Dara Antik Kenti’ni dolaşırsanız orada yığınla insanın bıraktığı bir ayak izi görürsünüz. Bu, üst üste binerek katmanlaşan bir ayak izi dokusu oluşturur. Bienalin toprak zeminli mekanlarında dolaşırsanız da yine bu ayak izleri ile karşılaşırsınız. Ben o izlerin bir birine dokunurken birbirini değiştirdiği, dönüştürdüğü fikrini çok seviyorum. O nedenle burada gördüğünüz videoda o izlerin makro çekimlerini görüyorsunuz. Bu izler şu anda video da dönüşüyor. O makro çekimin içindeki o detaylar, bazen bir binanın üzerinde bir şekle de dönüşebiliyor. Sembollere dönüşebiliyor. Sizin bu mekandaki ayak izinizde değişip dönüşüyor. Dara biliyorsunuz ki Pers Kralı Darius’un şehri. O tarihlerden bu tarihlere kadar bu toprakta bir sürü iz bırakıldı. Bu toprağa Darius basmıştı; şu anda bizler de bu toprağa basıyoruz.”
Mehmet Çimen’in Melez Topraklar adlı yerleştirmesi, toprak üzerinde oluşan şekillerin metamorfozunu, birbirlerine hiç benzemeyecek olan izlerin katmanlaşmasını anakronik bir anlatı dili ile muğlaklık bağlamı üzerinden ele alarak bu muğlaklığı yeniden tartışmaya açıyor.
Theatrum Mundi
Ahmet Rüstem Ekici ve Hakan Sorar sergide Theatrum Mundi, Gölge Yapısı ve Hesaplanabilir Döngüde Olan işleri sergileniyor. Sanatçı ikilisi Theatrum Mundi adlı eserlerinde Mardin penceresinden izler taşıyan bir dünyaya izleyiciyi davet ederler. Kontrol araçları ile videodaki güneş hareketlerini değiştirebilen izleyici bu çalışmada tüketici konumundan üretici konumuna evrilir. Theatrum Mundi zaman, ışık izi ve desenlerle mekan yüzeyleri ile bağ kurar.
Gölge yapısında ise sanatçılar, Anadolu’nun binlerce yıllık toprak şekillendirme yöntemlerinden yola çıkarak bunu günümüzün dijital teknolojileri ile harmanlarlar. Eser, analog ve dijital üretim süreçlerinin kesişiminde Mardin’in çok katmanlı toprağını ve kültürünü temsil eder. Toprak, insan eliyle şekillendirilerek sert bir kaideye dönüştürülür. Eser, ışık ve gölgenin, fiziksel ile dijitalin, geçmiş ile geleceğin bir arada var olabileceği bir diyalog alanı yaratır.
Hesaplanabilir Döngüde Olan adlı eser ise Mardin’in güneş ile olan ilişkisini ve bu ilişkinin zamana yayılan izlerini ele alır. Hologram fan teknolojisi kullanılarak oluşturulan eser, adak, kurban ve şehrin güneş ışığı altındaki değişimlerine odaklanır. Eser, tarih boyunca bu ışığın nasıl farklı kültürler ve inanç sistemleri üzerinde etkili olduğundan beslenir.
Robotik Zafaran
Cansu Sönmez’in mekana özgü yerleştirmesinde Robotik Zafaran adlı işi dikkat çekiyor. Çalışmasında diğer sanatçılar gibi güneşin peşinden yola çıktığını vurgulayan Sönmez, seramik, zeytin derisi ve mekanik kompenanllardan oluşan safran bitkisine dair mutasyona uğramış bir bitki yerleştirmesi üretir. Bu bitkiler Mardin’deki varlığına dair kesin olmayan bilgilerin mitine ithafen ekolojik dengeyi sürdürmeye çabalayan robotlardır. Deyrrulzafaran Manastırında güneşin mimariyle etkileşimi ve safranın simgesel ve tarihi anlamının ele alındığı çalışmada rivayete göre manastırın safran kullanımıyla sarıya dönüşen mimari yapısından esinlenildi.
Dış Mekan Yerleştirmesi
Sergi mekanın dışına taşan Ahmet Rüstem Ekici ve Hakan Sorar’ın dış mekan yerleştirmeleri ile mekanın sokağa açılması amaçlanıyor. Mekanın böylece bölgede yaşayan insanlara ulaşması, görünürlüğünün ve farkındalığını artırılması ve mekanın izleyicinin sokakla hemhal olarak dönüştürücü güç oluşturması hedefleniyor. Ebru Nalan Sülün, yakın gelecekte “EXIT”in yerel ve uluslararası alanda üreten sanatçıların, sanat ortamının, özellikle de genç ve çocukların kültür-sanat üretimine ve düşünce dünyasına katılımcı olabileceği, ortak üretimlerin sağlanabileceği bir sanat alanı olmasını arzu ettiklerini vurguluyor.
Bor Sanat’ın katkıları ile gerçekleşen “Invited: Müşterek/ Unified”, 10 Haziran’a kadar EXİT bağımsız sanat alanında görülebilir.
6. MARDİN BİENALİ “GELECEĞE” Sayısı
ArtDog Istanbul basılı dergi satış noktalarını görmek için tıklayın.
Kapak Görseli: Halil Altındere, “Star Wars: Mardin,” 2024, 3D animasyonlu video, 3D Generalist: Utku Turan
PİLOT Galeri’nin izniyle