2017 tarihli kayıtlara göre Bodrum, Mimarlar Odası’na kayıtlı 470 mimarın olduğu bir yerleşim yeri. Tarihi, topoğrafyası, yerel mimari özellikleri ve kültürel birikimiyle, yaratıcı alanda üretim yapan pek çok kişi gibi, mimarların da eskiden beri ilgisini çeken bir bölge. Günümüzde ise artan taleple birlikte -ki kent adına bu iyi midir, kötü müdür tartışılır- bu ilgi daha da artıyor ve mimarlık ortamı da gittikçe hareketleniyor.
Bu özellikleri nedeniyle 10 bin eser ve 20 binden fazla belgenin olduğu bir birikime ev sahipliği yapan Mimarlık Kitaplığı’nın Bodrum’da olması çok anlamlı. Kitaplığın Bodrum’da yer alması burayı kuran Prof.Dr. Süha Özkan’ın yaşamının kalan kısmını burada sürdürme kararı vermiş olmasından kaynaklanıyor.
27 YIL CENEVRE
Özkan’ın 27 yıl yaşadığı Cenevre’den ODTÜ’ye dönünce taşıdığı ve genellikle mimarlık monografileri, tematik ve tarihsel antolojiler ile mimarlık tarihi ve kuramından oluşan seçkiyi barındıran koleksiyon önce geçici olarak Ankara’da oluşturulmuş. 2012 yılında Bodrum’a yerleşen Özkan, bir yandan kitap almayı sürdürürken, bir yandan da kitaplara bir ev almış. Kitaplıkla ilgili görüştüğüm Özkan, Bodrum’a gelişini şöyle anlatıyor; “Bu birikim hayatın doğrudan bir sonucu. 17 yıl akademik görev ve 25 yıl uluslararası yöneticilik yaptım. 1964 yılından bu yana Bodrum’u severim. Onca zaman bağlantımız süregeldi. Emekli olunca da burada yerleşmek doğal bir tercihti. Kitap, dergi ve belgelerin benimle birlikte olmaları ise ortamı bir ‘Açık Ofis’ niteliğine getirdi.”
TOPLUMA AÇIK MİMARLIK KİTAPLIĞI
“İlk-Özel” topluma açık mimarlık kitaplığı olarak tanımlanan ve genellikle mimarlara, mimarlık meraklılarına ve öğrencilere yönelik olan kitaplık mimarlık, tarih, kentler ve sanat ürünlerinin yer aldığı tematik bir koleksiyondan oluşuyor. Özkan koleksiyonun kapsamında “ağırlıklı olarak mimarlık ve kent planlaması alanında, kendi neslinin bilgi kaynağı olarak tanımladığı kitap ve dergilerin olduğunu” belirtiyor. Birikimin kaynağı önceleri mesleğin nabzını tutabilmek için satın alınan kitap ve dergiler iken, daha sonra bu kaynağa kişisel olarak hediye edilenler ve zaman içinde de kitaplığa olan sevgi ve güvenden kaynaklanan yığınla armağan eklenmiş.
NELER VAR?
Koleksiyon; Mimar Vedad Tek’in özgün belgeleri ile yıllarca süren, Columbia Üniversitesi’nin ODTÜ ile birlikte yaptığı Bodrum ve Turgutreis çalışmalarının ham ve özgün belgeleri, Ayla Tabanlıoğlu tarafından hediye edilen Hayati Tabanlıoğlu ve Tabanlıoğlu Architects’e ait yüzlerce kitap, 1930-40’lar Alman mimarlığını içeren ve Ali Güreli tarafından armağan edilen birçok kitap, dergi ve broşür, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Ali Cengizkan’ın bağışladığı fakülte yayınları gibi pek çok değerli çalışmayı içeriyor.
BİR BEYİN BANKASI: BODRUM
Yapının kendisi bir yana, kitaplığın Bodrum’la kurduğu ilişkiyi, görüşmemiz sırasında Özkan şöyle aktarıyor; “Bence Bodrum yetkin ve erişkin kişilerin ömürlerini kalanını geçirmek istedikleri çok çekici bir ortam. Bir bakıma Türkiye’nin deneyim ve bilgi sahibi kişilerinden oluşan bir “Beyin Bankası”. Mimarlık mesleği her kesimi ile çok aktif ve bilgili, nitelikli bir mimar nüfus var. Dolayısıyla geçen ay beşinci yılını tamamlayan Bodrum Mimarlık Kitaplığı çok kısa bir sürede kentin önemli bir kültür odağı oldu. Gerçekte Bodrum hem gidilen, hem geçilen, en önemlisi sürekli kalınan bir yer. Kitaplığımız bu özelliklerin hepsinden yararlanan bir ortam. Bu ortamın sosyal yönü kesinlikle bilgi aktarımı işlevinden daha fazla önemseniyor.”
Altı çizilen sosyal ortam, açıldığı günden bu yana gerçekleşen pek çok etkinlik için de bir nevi alt yapı oluşturmuş görünüyor. “Kimsenin yapmadığını yapmanın” sırrına inanan ve “kitaplığın geleceğinde mimarlık ve planlama konusunda derlenecek özgün belgelerin önemli olduğunu düşünen” Özkan aynı zamanda bir çalışma ve üretim alanı da sayılabilecek bu mekânın açıldığı günden bu yana, bu anlamda ev sahipliği yaptığı etkinlikleri şu şekilde özetliyor; “Kitaplık öncelikle barındırdığımız özgün belgelerin Doktora ve Master tezlerinde kullanımları ile ayrıcalıklı bir değer oluşturdu. Osmanlı’nın son, Cumhuriyet’in ilk mimarı Vedad Tek’in tüm belgeleri bizde. Ayrıca benim uluslararası akademik ve teknik kuruluşlarla yaptığım, araştırma, danışmanlık ve yarışma gibi etkinliklerin belgeleri de erişilmesi zor kaynaklar. En önemlisi 2017 Eylül ayından Mart 2020 pandemi dönemine değin düzenlediğimiz 55 adet “Söyleşi Toplantıları” dizisi. Hem yerli hem de uluslararası ortamın katılıcılarının “Bodrum’un çekiciliği” ile ağırladık ve hemen youtube üzerinden yayınlayıp kamuyuna sunduk. Bu etkinliği sürdüreceğiz.”
TATİLCİLER VE YERLEŞİKLER
Yaşadığı yer olan Bodrum’a kurduğu Mimarlık Kitaplığı ile buraya mesleki anlamda da önemli bir katkı sağlayan Süha Özkan söyleşimizde Bodrum’un bugünün anlatırken, sürekli yaşayanlar ve ‘tatilciler’ arasındaki dengeyi şu şekilde tarif ediyor; “Bodrum’da yaşayan herkes kendi çapında tarımla uğraşıyor. Sürekli yaşayanlar bir yandan yiyecekleri sebze ve meyvayı sağlarken, öte yandan endemik türlerin korunması konusunda katkıda bulunuyorlar. Çarşamba günleri kurulan “Tohum – Takas” Pazarı çok seviliyor. Tatilciler ise çiçekleri ile renk katıyorlar. Bodrum’un yüksek bilinç düzeyi özellikle genetik korumacı tarım konusunda bilgi ile tohum ve fide ile öncülük ediyor.” Özkan’a göre mimari tasarım konusundaki en önemli sorun ise “çok sıkışık düzenlemeler nedeni ile sert kaplamaların egemen oluşu ve yağmur emici toprak yüzeylerin azlığı.”
BİR ÇEKİM MERKEZİ OLARAK BODRUM
Bugün yaratıcı üretimin de içinde olan pek çok insan, İstanbul, Ankara gibi kentleşmenin çok daha dramatik olduğu yerlerden, kırsal alanın yoğun olduğu küçük kentlere / yerleşim yerlerine doğru hareket etmeye başladı. Bir yandan üretimlerini de beraberlerinde götürüyor olsalar dahi, artan bir talep ve tüketime yaratmış oluyorlar. Özkan’a son yıllarda daha da artan bu eğilimin Bodrum’u nasıl etkilediğini, dönüştürdüğünü de sorduk. Cevabı hayli net;
“Bodrum’un çekiciliği tarihi, mimari ve kültürel varlığı ile olağanüstü iklim koşulları. Bodrum da her “güzel” gibi sorunlu. Ama 1960lı yıllarda ODTÜ’nün girişimi ve o yılların Bodrum’a kendini adamış saygın kişileri sayesinde kabullenilen yapı normları hâlâ geçerli. Bodrum normal ortamda 150 bin olan, tatillerde 1- 1,5 milyonu bulan nüfusuna ve yoğun yapılaşmaya karşın hâlâ uyumlu ve güzel. Bu elbette göreceli. Kısacası, hâlâ anlamsız kentleşmeye kurban edilen bir Kuşadası ya da Didim, Marmaris değil.”
“Bodrum, Bodrum.”
MANDALİNA BAHÇESİ
Kitaplığın bulunduğu bina kent merkezinde, çevresi imara açıldığı için yok olmuş bir mandalina bahçesi içinde yer alan kırsal bir yapı aslında. Geçtiğimiz yüzyılın başında görev yapmış, Bodrum’un yedinci Şehremini (Belediye Başkanı) Sarıağaoğlu Ali Efendi’nin konağı olarak biliniyor. Zaman içinde Buğday Hareketi’nin merkezi ve Vejetaryen Lokanta olan yapı, uzun yıllar terk edilmiş.
RESTORASYON
Özkan’ın kitaplığı bu yapıda kurma kararından sonraki dönüştürme çalışmaları, Bodrum mimarlığı konusunda uzman olan Ahmet Iğdırlıgil ile başlıyor. İğdirligil öncelikle kullanıldığı süre boyunca içinde çeşitli müdahalelerde bulunulan binayı yapısal olarak güvenceye almakla işe başlıyor. Ardından yapının görünümünü etkilemeyecek bir duyarlılıkla ufak bazı hizmet mekânları ekleniyor. Dış duvarlara dokunulmadan, iç duvarların sıyrılıp yerel dokunun bir özelliği olan özgün taş örgünün ortaya çıkarılmasıyla birlikte, Halil İbrahim Adalı ve restorasyon ekibi tarafından duvar dokusu gerçekleştiriliyor. Yavuş Savaş ise mekândaki iç mimari öğeleri ortaya çıkarıyor. Savaş tarafından mekâna özel üretilen, “özgün tarihi duvar yüzeylerine dokunmadan her iki taş duvarla karşılıklı iki ‘raf-duvar’ çözümü” yapıya verilen değeri bir kez daha gösteriyor.