Sanatçı Nazlı Gürlek Hodder, bizleri ‘büyük yaşam ağı’ dediğimiz sistemin içindeki yerimizi hatırlamaya ve bedenin içinde saklı bulunan şifaya ulaşmaya davet ediyor. Hodder’in metod çalışması serisinin ilki olan “BİR Beden Ritüeli”, kadim bir Anadolu medeniyetinin rehberliğinde özgürlük, direnç ve güçlenme pratiği sunuyor.
Teknik lise ve Akademi’yle başlayan yolculuğunuzun ilk gününden bugüne sanat üretmek sizin için ne anlam ifade etti, ediyor? Nuri Kuzucan: Aslında çıkış noktam sanat üretme niyetiyle ilgili değil, uğraştığım şeyin bu alanın içinde olmasıyla ilgili. Yaptığım şey zaten belli kalıplar içinde sanat
40 yıldır var Siyah Beyaz. Başkentte. Bu kırk yıl bir ömür gibi mi geçti yoksa çabuk mu? Hani göz açıp kapayana kadar mı diye sorayım. Fulya Sade: Bu sene Cumhuriyet’in 100. Yılı. Bizim kırkıncı yılımız. Bir galeri için kırk yıl bir şey
Birkaç farklı tarih anlatısı üzerinden yapılan birden çok İstanbul tarifi var. Bu sergideki nizamın dışında, tekinsiz bir İstanbul. İstanbul tekinsizlerin kenti mi? Sergiyi gezerken kente dair aklınızdan neler geçti? Bu ‘tekin’ ve ‘tekinsizlik’ mevzusu bizim o zamana dair yaptığımız hikayeleştirmenin bugünkü tezahürü.
Mustafa Boğa’nın Kunt Art Space’in iki katına yayılan “Havuzdaki Ilık Yeri Aramak” adlı sergisi sanatçının kendi belleğine yönelttiği “ben kimim?” sorusu etrafında bir tür toplumsal sorgulamaya dönüşüyor. Boğa’nın kendi belleğine uzanan arkeolojik kazı yaparak başladığı bu arayış, kültürel ve toplumsal yaşamın baş
“Keskinlik yetmez, pas da gerek. Yoksa senden söz ederken hep “daha çok genç” derler” F. Nietszche Sergi metnini kaleme alan Sinan Eren Erk Nietszche’nin bu sözüne referans verirken “paslanma”yı şöyle tanımlıyor: “…insan tüm görmezden gelişlerine, kaçınmalarına, kibirle keşfettiği günü kurtaran çözümlere ya
Sarkis’e sorulmamış bir soru sormak çok zor. Özellikle de bu sohbeti yaparken sergileriniz henüz kurulmamış olduğu için ve sizin bütün sergilerinizde işlerinizi mekanla ilişkilendirirken üzerine detaylıca düşündüğünüzü bildiğimizden ve işlerinizin farklı mekanlara yolculuk ederken birtakım değişimler geçirdiklerini kavradığımızdan. Bu iki yeni serginiz
Uluslararası DenizBank VoiceUp A Capella Festival 22-27 Ağustos tarihleri arasında yapılacak. Festivali DenizBank ana sponsorluğunda düzenleyen Vokal Akademi’nin kurucu sanat direktörü Başak Doğan’dan dinledik. Yerli ve yabancı 550’den fazla müzisyeni ağırlayacak olan festival, şehrin çeşitli mekanlarında gerçekleşecek. Dünyaca ünlü koro şeflerinin Türkiye’de
İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür A.Ş.’nin genç sanatçılara özgür bir ortamda sanat pratiklerini sergilemeye ve hikâyelerini anlatmaya teşvik etmek amacıyla düzenlediği “Gençlere Alan Açık: Resim Yarışması”nda dereceye giren ilk 20 eser Taksim Sanat’ta izleyiciyle buluşuyor. “Bellek ve An” temalı resim yarışmasına Türkiye’nin
Köpeklere olan derin sevgi ve bağlılıktan yola çıkan, “DOGS, DOGS, DOGS”, tüm ziyaretçilerini köpekleriyle birlikte sergiyi gezmeye davet ediyor. Ambidexter ev sahipliğinde gerçekleştirilen sergi, 30 Temmuz’a kadar görülebilecek. Sergi kapsamında 27 Temmuz’da ise bir kapanış etkililiği gerçekleştirilecek. İnsanların ve köpeklerin davetli olduğu