Serginizin adı Segreta, İtalyanca “gizli, saklı” anlamına geliyor. Serginizde duyguların ve zarafetin saklandığını belirtiyorsunuz. Bu bağlamda, serginizin adında yer alan “gizli” kavramı, heykellerinizin arkasında ne tür duygusal bir anlam taşıyor? “Segreta” ismi aslında duyguların saklı bahçesi fikrinden yola çıkıldı sevgili Pınar Türker
Ankara merkezli Adoruart galeri tarafından düzenlenen sergi, Skin of Consumption adlı karma sergi, Çankaya Belediyesi Zülfü Livaneli Kültür Merkezi ev sahipliğinde açıldı. Almanya Büyükelçiliği’nin desteğiyle gerçekleştirilen sergi, atıkların geri dönüşümü ve döngüsel ekonomi konularında kamuoyunda farkındalık yaratmak amacıyla çeşitli ülkelerden sanatçıların ağırlıklı
Düşünme, araştırma ve uygulama için sanatçılara yepyeni bir paylaşım alanı açan Ruzy Gallery, dokuz sanatçının eserlerini My Fairy Tale adlı karma sergiyle bir araya getiriyor. Sanatçıların “masal” kavramını kişisel, toplumsal ve politik bir metafor olarak ele aldıkları sergide kendi cinselliğini ve kişisel
Özge Enginöz ile Gözde Mulla’nın Gamze Öztürk küratörlüğünde Kasa Galeri’de açılan Dünyaya Uzanmak sergisi, insan ve dünya arasındaki bağlantıyı derinlemesine incelerken, bu ilişkiler ağını ev kavramı üzerinden araştırıyor. Serginin sanatçıları ve küratörü ile “dünyaya uzanma” çabası, ev, aile kavramları ve sanat pratiklerine
Çukurova bölgesinin çağdaş sanat galeri KUN Art Space, Feyzan Alasya’nın 7067 SOKAK adlı kişisel sergisini ağırlıyor. Geçmişin ve anın iç içe geçtiği, düşler ve gerçeklik arasında gezinen, bilinçaltından taşan imgelerle kurulu bir bütünlük sunan sergide sanatçı, günlük rutinlerin içinde sıradan görünen ancak
Melida Tüzünoğlu, Her Şey Konuşacak adlı yeni romanında nesneleri anlatıcıya dönüştürerek tarihin, tüketim kültürünün ve direnişin izini sürüyor. Kıyafetler sessizliğimizin tanıkları mı, yoksa hafızamızın bir parçası mı? Peki, tekstil endüstrisinin küresel düzeni içinde bireyin rolü ne? Ambulansla Dünya Turu, Annem Bir Robot Doğurdu,
Tekstil, yalnızca bir kumaş parçası değil, aynı zamanda geçmişin izlerini taşıyan bir anlatı biçimi. Türkiye Tekstil Bienali, bu yıl Dalga Kumaş temasıyla, dokuma ve doğa arasındaki ritmik ilişkiye odaklanıyor. Akdeniz’in dalgaları, tarihsel dokular ve sanatçılar tarafından yeniden yorumlanan tekstil mirası, bienalin izleyiciye
Fok Derisi Kavuşma!, Esra Şengünalp’in yazıp sahneye koyduğu, kadınların kimlik ve annelik mücadelesini mitolojik bir anlatı üzerinden keşfeden derinlikli bir hikâye sunuyor. Esra Şengünalp'e yapmış olduğumuz bu söyleşide kadınların kaybolan ruhlarını bulma yolculuğunda, toplumsal ve kişisel çatışmalarını konuşuyoruz.
Küçük Balkon, tadilatı yarım kalmış bir evin salonunda iki kız kardeşin yüzleşmesini merkezine alıyor. Romantik ilişkiler, kardeşlik, aile travmaları ve geçmişin üstü örtülen anıları üzerine katmanlı hikâyesiyle dikkat çeken oyun, seyirciye farklı noktalarda farklı karakterlerle özdeşleşebilmeyi mümkün kılan etkileyici bir deneyim sunuyor.
Günlük nesnelerin, mekânların ve kimliklerin duygusal etkileşimine derinlemesine bir bakış sunan Özlem Yenigül, Her Yerde Ev Olma Arzusu / The Desire To Feel At Home Everywhere adlı ilk kişisel sergisiyle çağdaş sanat dünyasında güçlü bir çıkış yapıyor. Sergi, 23 Ocak – 2