Candaş Şişman, dijital ve mekanik teknolojileri ifade aracı olarak kullanan bir sanatçı. Çalışmaları, çoklu duyusal enstalasyonlar, kapsayıcı deneyimler, ses enstalasyonları, kinetik heykeller, animasyonlar ve görsel-işitsel performanslar gibi birçok farklı disiplini kapsar. Çalışmalarında dijital ve mekanik teknolojiler kullanarak zaman, mekân ve hareket algılarımızı
Atlı Köşk, Mısırlı Hıdiv ailesine uzanan derin geçmişi, görkemli mimarisi, Boğaz’ın en eşsiz manzaralardan birine hâkim konumu, Boğaziçi’nin tüm renklerini barındıran bahçesi ve Sabancı ailesine uzanan asırlık öyküsüyle İstanbul’un tanınan yapılarından… Adını bahçesine yerleştirilen iki ünlü at heykelinden alan tarihi köşk, 1998’de
Jason Stopa'nın 'Interior Monument' sergisi, renk, ışık ve mekân arasındaki derin ilişkileri keşfederken soyutlamanın sınırlarını zorlayan bir deneyim sunuyor. Stopa ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide, resimlerinin yaratım süreci, ışık ve mekânın rolü, soyut form ve duygusal ifadenin nasıl bir araya geldiği üzerine konuştuk.
Bir akşam sadece şöyle bir, sadece bir göz atmak için elime aldığım Tiraje Sözlüğü, beni kendine öyle bir bağladı ki, bitirdiğimde zihnimde yalnızca bir sanatçının hikâyesi değil; aynı zamanda bir dönemin ve benzersiz bir sanatçı duruşunun izleri kalmıştı. Küratör ve sanat tarihçisi
Christie’s’in 20 Şubat’ta başlayacak “Augmented Intelligence” adlı müzayedesi henüz açılmadan birçok tartışmaya neden oldu. 6000 küsür sanatçının imza verdiği metinde Christie’s’e müzayedeyi iptal çağrısı yapıldı. Metinde, “Müzayedeye çıkarmayı planladığınız sanat eserlerinin birçoğu, telif hakkıyla korunan çalışmalar üzerinde lisanssız olarak eğitildiği bilinen yapay
Sanat kolektifi oddviz, 22 Şubat’a dek sürecek Art On İstanbul Piyalepaşa’daki Urban Artifacts sergisiyle kentsel yapıları ve bu yapıların toplumsal bağlamdaki yerini dijital dünyada yeniden kurguluyor. Sergi, Çağrı Taşkın, Serkan Kaptan ve Erdal İnci tarafından kurulan kolektifin 2016 yılından bu yana süregelen
Alev İnan yeni kitabı Maxistra: Tales of Fortune’da fantastik öğeleri kullanırken günümüz dünyasına birçok atıfta bulunuyor. Günümüz dünyasının çevreye duyarsızlığını, insanoğlunun doğadan kopukluğunu, sistemin zayıfları daha da ezen bir düzene dönüşümünü, siyasetçilerin ve elitlerin ötekileştirerek, ırkçılığı ve soykırımı meşru kıldığı bir dünyayı
Bağımsız sanatçı olmak içinde zorluklar barındırsa da bundan önceki söyleşilerimizde çoklukla üretimde özgürlükle özdeşleştirildi. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir? Sizin süreciniz nasıl gelişti? Sanatta veya üretimde özgürlük bana göre; dönemler, kişiler, kurumlar ve iktidarlara rağmen sanatçının kendi varoluşsal mücadelesinin bir yansıması olarak
31 Ocak 2024 tarihinde kaybettiğimiz sanatçı ve akademisyen Gülçin Aksoy’un ardından, farklı medyumlarda ürettiği işleri Aklımda Bir Şey Vardı sergisi ile bir araya geliyor. 4 Şubat’ta Depo’da açılan, öğrencileri ve kızı tarafından hazırlanan bu anlamlı retrospektif, sanatçının derinlikli dünyasını yeniden keşfetmek isteyenler
Prömiyerini 31. Adana Altın Koza Film Festivali’nde yapan Merhaba Anne, Benim, Lou Lou, annesinin ölümünün ardından cenaze için aile evine dönen drag sanatçısı Hakkı’nın geride bıraktığı hayatıyla yüzleşmesini konu alıyor. Atakan Yılmaz’ın yazıp yönettiği filmin oyuncu kadrosunda ise Onur Gözeten, Ceren Taşçı,