Her ne kadar Hollywood popüler bir film endüstrisi olsa da sinemayı sanat bağlamında düşündüğümüzde akla ilk Avrupa yapımı filmler geliyor. Avrupa sineması, Fellini’den Bergman’a, Tarkovski’den Godard’a sinema tarihinin en büyük “auteur’’lerinden bazılarının doğduğu yer olmakla kalmıyor, aynı zamanda Alman Dışavurumculuk, İtalyan Yeni
1400’lerin erken dönem Hollandalı ressamları, son derece incelikli ve ayırt edici kayıtlar olan portrelere öncülük ettiler. İki yüzyıl sonra, Hollanda Altın Çağı sanatçıları bu yüzleri etkileyici ve karakteristik bir dokunuşla canlandırdılar. Gülümsemeler, somurtmalar, sırıtmalar ve dudak bükmeler gibi yüz ifadelerinin abartılı şekilde
4 Ekim’de açılan Zamana Bırakmak temalı Çanakkale Bienali 9. Edisyonu, 50’nin üzerinde sanatçının katılımıyla gerçekleşti. Aralarında Troya Müzesi, Bordo Bina ve bu yılmekânlar arasına eklenen ASTİM Sanayi Sitesi gibi 13 farklı mekâna dağılan Çanakkale Bienali 9. Edisyonu, aynı zamanda birçok etkinliğe de
Nesim Ovadya İzrail’in ilk kez 2011 yılında yayımlanan Krikor Zohrab 1915 Bir Ölüm Yolculuğu kitabı Kor Yayınları tarafından yeniden yayımlandı. Osmanlılık, Türklük, Ermenilik; millet ve ihanet kavramları altında on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısı ile yirminci yüzyılın ilk on beş yılının panoramasını çizen
7-15 Kasım tarihleri arasında Büyülü Fener Kızılay Sineması’nda gerçekleşen 35. Ankara Uluslararası Film Festivali, 15 Kasım akşamı düzenlenen ödül töreniyle sona erdi. Hemme’nin Öldüğü Günlerden Biri’nin öne çıktığı Ulusal Uzun Film yarışmasında “En İyi Film” ödülü ise geçtiğimiz haftalarda kaybettiğimiz Ankara Film
İstanbul’da mekânların yeni sezon ajandaları şekillenmeye başladı. Açıkhava etkinliklerinin bir süre devam edeceği sezonda gece kulüpleri ve konser mekânları uzun soluklu festivaller, konserler ve partilerle daha aktif. İstanbul teraslarında düzenlenecek Rooftop Festival, tek bir geceye sığdırdığı kapsamlı programında elektronik müziğin alt türlerini
İstanbul’un gizemli köşelerinden biridir İstanbul Manifaturacılar Çarşısı, yaygın adıyla İMÇ… Türk çağdaş mimarisinin en önemli yapılarından biri olarak öne çıksa da onun şehir hafızasındaki tanınırlığı bir dönem Anadolu’dan İstanbul’a şöhret olmak için gelenlerin ilk durağı olmasından gelir. Ama kent içindeki öyküsü bu
Antik Çağ’da “ayva” anlamına gelen “kidonia”dan ismini alan, tarihte ilk olarak Midilli’nin Kydona köyünden ya da Girit’in Kydonies bölgesinden gelmiş olabilecekleri düşünülen Misyalılar (Misler) tarafından yerleşim bölgesi olarak kullanılan Kuzey Ege’nin zeytin güzeli ilçesi Ayvalık, daracık sokakları, birbirine bitişik taş evleri, doğal
Ayvalık, mübadeleden sonra zor zamanlar yaşamış bir kasaba. Mübadele öncesi nüfusu tamamen Rumlardan oluşan bölgeye Girit, Midilli ve Selanik’ten mübadiller getirilerek yerleştirilmiş. Artık Türk olan bölgede değişim sırasında kiliselerin bir kısmı camiye dönüştürülmüş, büyük bir çoğunluğu da kaderine terk edilmiş. Zaman içinde
İlk gençlik yıllarımda tutkuyla okuduğum Selim İleri’nin Her Gece Bodrum romanı, Bodrum yolculuğunda kılavuzum olabilirdi belki. Ama Bodrum artık romanlardaki, şiirlerdeki, resimlerdeki ve eski fotoğraflardaki; hele ki Halikarnas Balıkçısı’nın kalbindeki Bodrum değil ki… Artık herkes kendi Bodrum’unu yaratsa da yine de Arşipel’in
Ters Yüz PƎRⱯ Yıl boyu düzenlediği süreli sergileriyle dünya sanatının önemli isimlerini de ağırlayan Pera Müzesi, 2024 yazını ilginç bir sergi karşıladı. Küresel kapitalist ilişkileri ve yerelleşmiş kültürel pratikleri araştıran Ters Yüz PƎRⱯ, müzenin açıldığı 2005 yılından bu yana üniversitelerle iş birliği