Kalyon Kültür odağına doğa ve sanat ilişkisini alan “Flora” başlıklı grup sergisini ziyaretçilerle buluşturdu. Ceren ve Irmak Arkman’ın küratörlüğünü üstlendiği sergi insanların sanat çerçevesinde doğayı nasıl yorumladığına bakarken, bitki tasvirleri özelinde dijital sanatçıların doğaya getirdiği yenilikçi ve değişik yorumlara eğiliyor.
Sanatçılar Anna Ridler, Clement Valla, François Quévillon, Mat Collishaw, Mustafa Hulusi, Pascual Sisto, Quayola, Ryoichi Kurokawa ve Sabrina Ratté’nin işleri bir araya getiren sergi, 16 Nisan tarihine kadar ziyaret edilebilecek. “Flora” dijital sanatın çok yakın durduğu doğa teması etrafında düzenlenecek sergi serisinin ilk ayağını oluşturuyor.
Sırada İklim Krizi Var
Serinin bir sonraki etkinliği 17. İstanbul Bienali’ne paralel olarak eylül ayında gerçekleşecek. günümüzün en önemli problemlerinden iklim krizine dikkat çeken ve insanların doğa üzerindeki etkilerine odaklanan İnsan Eli Değmiş (Touched by Mankind) isimli sergi olacak.
Nişantaşı Taş Konak’ın her iki katına yayılan “Flora” sergisinde, bilgi sistemleri ve veri kümeleri ile çalışan İngiliz sanatçı Anna Ridler, “Mozaik Virüsü 2018 – 2019” (Mosaic Virus 2018 – 2019) adlı, 3 ekranlı GAN video enstalasyonunda tarihin farklı noktalarından kapitalizm, değer ve çöküş üzerine fikirleri bir araya getiren bir seriyi izleyiciyle buluşturuyor.
Amerikalı sanatçı Clement Valla, Kalyon Kültür’de sergilediği eserlerinde resim yapma, görme ve okuma konusunda insanlarla bilgisayarların giderek daha fazla iç içe olduğu gerçeğine dikkat çekerken, algoritmalar ve görüntüler arasındaki ilişkiler gibi çağdaş medyayı etkileyen değişimlerin yanı sıra gezegensel değişiklikleri de ele alan Kanadalı sanatçı François Quévillon sergide teknolojinin insan bilişini, kültürü, çevreyi, uzayla, zamanla ve birbirimizle olan ilişkilerimizi nasıl değiştirdiğini araştırıyor.
Sergi kapsamında, İngiliz sanatçı Mat Collishaw, Albrecht Dürer’in 1503 yılına ait başyapıtı “Great Piece of Turf”tan ilham alan “Whispering Weeds” isimli eserinde Dürer’in bu ünlü suluboya çalışmasına hayat verirken, İspanyol sanatçı Pascual Sisto, eseri “En Plein Air”de yaygın olarak benekli defne veya altın tozu bitkisi (Aucuba Japonica ‘Variegata’) olarak bilinen özel bir ev bitkisine özgü organik olarak oluşan işaretleri örnekliyor.
İngiliz sanatçı Quoyola ise ”Doğa 1-2-3 (Natures 1-2-3)” başlıklı serisinde siyah bir fonun önünde dramatik bir şekilde aydınlatılmış ve filme alınmış bitkilerin yakın çekim görüntülerini, dijital alemdeki gerçekçiliğin muğlaklığını irdeleyen bilgisayarda üretilmiş materyallerle birleştiriyor.
Japon sanatçı Ryoichi Kurokawa “Ittrans” adlı sessiz, iki kanallı video yerleştirmesinde, hareket ve durağanlık arasındaki zıtlık ve yakınlığa odaklanırken; Kanadalı sanatçı Sabrina Ratté; Donna J. Haraway, Ursula K. Le Guin ve Greg Egan’ın yazılarından ilham alan “Floralia” isimli eserinde, geçmiş ve geleceğin, şimdinin sürekli bir gerilimi içinde bir arada var olduğu, teknoloji ve organik maddenin kaynaşmasından doğan ekosistemlerin bir simülasyonunu oluşturuyor.