İstanbul’un tarihine, kültürüne, eski şehir hayatına dair biraz ilgi duyan hemen herkesin ilk baktığı kaynaklardan biri Reşad Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi’dir. Koleksiyonerlerin müzayedelerde peşine düştüğü, bazen bir cildini bulduğu, bazen de fasikül fasikül topladığı bu efsanevi eser 11 cilt yayınlanmış ve ancak Gökçınar Mehmed maddesine kadar gelebilmiştir. Ansiklopedide İstanbul’un eski hayatından ve adetlerinden, bir sünnet eğlencesi için yapılan timsah şeklindeki ilk deniz altıdan şehrin kalbur üstü simalarına, devlet ricalinden yan kesicilerine, tulumbacılarına, kabadayılarına hatta Alain Delon’a benzeyen simalarına kadar birçok ayrıntıya ve eğlenceli anekdotlara ulaşmak mümkündür. Bu efsanevi ansiklopedinin akıbeti hakkında da birçok şehir efsanevi mevcuttu: Ansiklopedinin Z harfine kadar tamamlandığı fakat Reşad Ekrem’in yayımlayamadığı ciltlerin notlarını ve görsellerini bir cinnet anında yakıp yok ettiği, arşivin bir gazete tarafından satın alındığı, bir şirket tarafından alınıp depolarda saklandığı gibi birçok rivayet… Neticede Reşad Ekrem Koçu’ya ait ve yaklaşık 40 bin parçalık bu arşiv 2018 yılında tekrar gün yüzüne çıktı ve Kadir Has Üniversitesi ile Salt Araştırma’nın yaptığı ortaklıkla dijital ortama aktarılması ve araştırmaya açılması için bir çalışma başlatıldı. Bu çalışmanın bir paydaşı olarak da Salt Galata’da arşivin bir bölümünün sergilendiği Başka Kayda Rastlanmadı isimli sergi açıldı. 29 Ekim’e kadar açık kalacak olan serginin ismi, Koçu’nun ansiklopedi maddelerini yazarken kullandığı çeşitli kaynakların neticesinde, maddelerin sonuna eklediği bir kapanış cümlesidir.
İstanbul Ansiklopedisi ile Reşad Ekrem Koçu’nun…