"Isabel Muñoz: Yeni Bir Hikâye" - ArtDog Istanbul
Isabel Muñoz, "Göbeklitepe" Arşivsel Pigment Baskı, 40 x 60 cm, , 2022

“Isabel Muñoz: Yeni Bir Hikâye”

//

Pera Müzesi, ünlü fotoğrafçı Isabel Muñoz’un tarihi yaklaşık 12.000 yıl önceye dayanan Taş Tepeler’den Göbeklitepe ve çevresindeki arkeolojik alanları çektiği fotoğrafları, “Isabel Muñoz: Yeni Bir Hikâye – Göbeklitepe ve Çevresinden Fotoğraflar” başlıklı  sergiyle ilk kez İstanbul’da izleyiciyle buluşturuyor.

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, farklı kültürlerin doğasını, estetiğini, yaşam biçimlerini keşfederek fotoğraflarına yansıtan İspanyol fotoğraf sanatçısı Isabel Muñoz’un, Türkiye’nin en önemli arkeolojik alanlarından Göbeklitepe ve bölgedeki Taş Tepeler’i konu alan çalışmalarına  ev sahipliği yapıyor. Prado Müzesi’nin yaşayan en iyi 12 çağdaş fotoğrafçı arasında gösterdiği, Venedik Bienali ve New York Uluslararası Fotoğraf Merkezi gibi önemli sergilerde yer alan sanatçının İstanbul’daki yeni sergisi izleyiciye ünlü fotoğrafçının gözünden  UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Göbeklitepe’nin yanı sıra Karahantepe ve Sayburç’u keşfetme imkânı sunuyor. Fotoğrafçılık alanında pek çok uluslararası projeye imza atan, Mougins Fotoğraf Merkezi Direktörü François Cheval’in küratörlüğünü üstlendiği sergi, 17 Eylül’e kadar Pera Müzesi’nde görülebilecek.

Isabel Muñoz, “Karahantepe” Arşivsel Pigment Baskı, 200 x 134 cm, 2023

Sonsuzlukla ilgili sorular

Türkiye’de daha önce semazenlerden zeytinyağı işçilerine, yağlı güreşlerden Sulukule Romanları’na farklı konular üzerine eğilen sanatçı, İstanbul’da ilk  sergisini 1992’de açmıştı. Sanatçı bu kez yeni sergisinde, çok etkilendiği Göbeklitepe ve çevresinde, gizem, köken ve sonsuzlukla ilgili soruların peşinden gidiyor.

Sergiyle ilgili yaptığı açıklamada Türkiye’den arkeologlar ile ilk defa çalışma fırsatı bulduğunu belirten Muñoz, “Bir fotoğrafçı olarak doğal bir merakım ve yeni şeyler keşfetmeye karşı bitmeyen bir arzum var. Fotoğraf makinem olmadan önce bile geçmişte insanların nasıl yaşadığını ve hissettiğini anlamaya çalışıyordum. İspanya’da zengin bir Paleolitik sanat geleneğimiz var ama Göbeklitepe’de bana hitap eden manevi bir unsur buldum,” ifadelerini kullanıyor.

Isabel Muñoz, “Nevali Çori” Arşivsel Pigment Baskı, 200 x 134 cm, 2022

Göbeklitepe’nin görkemi 

Serginin küratörü François Cheval, Muñoz’un sergide yer alan fotoğraflarını, “Bilinmeyeni, gizem ve sanat eseri arasında gidip gelen sanrılı görüntüleri, sersemletici kalıntılar ve anıtsal megalitleri kaydetmekle yetinmiyor, bu görkemli sahnelerin önünde adeta eğiliyor,” şeklinde tanımlıyor.   

“Isabel Muñoz’un yapıtının tamamı totemlere dayalıdır,” diyen  François  Cheval, bölgenin insanlık tarihinin en mistik alanlarından biri olduğunu belirterek, “Görsel izleri, bize tarihimizi anlatan o işaretleri toplar durmaksızın. Olaylar tarihi değildir ama derlediği, kadim, masalsı, efsanevi zamanların tarihidir. Her seferinde baştan başlayan ‘yeni bir tarihtir’. Onun fotoğrafları masal anlatan insanın o upuzun soy zincirine aidiyetini belirler. Bu görüntüler karşısında, estetik bir olayın değil, her seferinde yenilenen tutkusuyla ‘öte dünyanın bekçileri’yle yakınlığımıza tanıklık eden bir anlatının karşısında buluruz kendimizi! Isabel Muñoz’un fotoğrafları davetli olduğumuz bir şenlik, bizi uzak atalarımıza bağlayan toplu bir kutlamadır,” şeklinde konuşuyor.

İlginizi çekebilir:  Kültür Merkezlerine Girişte Aşı Belgesi Zorunlu
Isabel Muñoz, “Göbeklitepe” Arşivsel Pigment Baskı, 60 x 40 cm, 2022

 Sınırlarda dolaşmak

Muñoz’un Göbeklitepe’de çektiği fotoğraflarla izleyiciyi aşkınlığın sınırlarına davet ettiğini belirtenCheval, cümlelerini şöyle sürdürüyor:

“Fotoğraf artık gerçeğin yerini tutan bir imgeden, bir aracıdan daha fazlası olmuştur, bizi aşkınlığın sınırlarına götürür. Öteden beri peşine düşülmüş ve nadiren ele geçirilmiş o âna, Evrenle bütünleşme ânına ulaştırır bizi. Monolitleri inşa eden bu avcı-toplayıcılarla ışığı yontan Isabel Muñoz arasında fark yoktur, her biri kendine özgü bir biçimde bir sit alanının umutları ve arzularını tomurcuklandırır. Göbeklitepe dünyanın maddesi, maddenin anasıdır. Onun olanca ışıltısı içerisinde kendini göstermesini sağlamak fotoğrafın işidir. İnsanlık tarihinin zamanıyla, çatışmalar ve tartışmaların zamanıyla ölülerle dirilerin ahenkli buluşmasının zamanı, doğaüstü güçlerin koruması altında karşı karşıya gelir.”

Isabel Muñoz, “Karahantepe” Arşivsel Pigment Baskı, 64 x 64 cm, 2022

Göbeklitepe ve çevresi 

Göbeklitepe ve çevresini odağına alan bu sergi için yaptığı arkeolojik çalışmaların kendisi için yeni bir deneyim olduğunu aktaran Isabel Muñoz ise bir söyleşisinde sergiyi şu cümlelerle anlatıyor:

“Çektiğim fotoğraflarda yaşayan insan yok ama bu sefer odak noktam farklı. Arkeoloji ve mimariye karşı bir tutkum var. Türkiye’yi ziyaret ettiğimde mezarlıklarınızın, özellikle de inanılmaz derecede şiirsel olan Osmanlı mezarlıklarının güzelliği beni çok etkiledi. Fiziksel figürler olmasa da insan unsuru hep orada. Bu güzel Osmanlı taşlarını gördüğümde ve üzerlerindeki şiirleri okuduğumda, temsil ettikleri fiziksel kadınları hayal edebiliyorum. Benzer şekilde, Göbeklitepe’de fotoğraf çektiğimde, kendimi bu kadim kültürün içine sokmaya ve onu kendi tarzımda anlamaya çalıştım. Sahip oldukları yıldız bilgisinden ilham aldım ve görüntülerimi oluşturmak için onların ışık anlayışını kullandım. Göbeklitepe ve Karahantepe’yi fotoğrafladığımda onları yaşayan varlıklar olarak gördüm. Altlarında insan figürleri bulunan antropomorfik hayvan figürleri de bu yaşam hissine katkıda bulundu. Bana göre oradaki taşlar bile canlıydı.”

Isabel Muñoz (Fotoğraflayan: © Toni Catalá)

Kadim yöntemler ve yeni teknikler

Isabel Muñoz: Yeni Bir Hikâye – Göbeklitepe ve Çevresinden Fotoğraflar, Muñoz’un etkileyici bakış açısından insanlık tarihinin bu gizemli coğrafyasını keşfetme imkânı sunarken, ünlü fotoğrafçının kullandığı yeni yöntem ve baskı teknikleri açısından da sürprizler içeriyor. Sanatçının kadim zamanlarda kullanılan yöntemlerden ilhamla geliştirdiği “Tepetype” tekniğini ilk defa kullandığı fotoğraflar ve Karahantepe’deki insan başı figürüne EEG yardımıyla beynindeki elektrik dalgalarını yansıttığı sıra dışı otoportreyi de içeren ilgi çekici eser, bu yenilikçi çalışmalar arasında yer alıyor.

Sergi ve katalog tasarımını Onagöre’nin üstlendiği Isabel Muñoz: Yeni Bir Hikâye – Göbeklitepe ve Çevresinden Fotoğraflar, 17 Eylül tarihine kadar Pera Müzesi’nin 4. ve 5. kat sergi salonlarında ziyarete açık olacak.

Previous Story

“Akademik Çalışmalar” Serisi Başlıyor

Next Story

Arnica Art Land Çağdaş Sanat Çalıştayı Sergisi

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.