Fotoğraflarıyla İşin Aslının Peşinde

//

ABD İstanbul Başkonsolosluğu’nda 24 yıldır basın ve kamu diplomasi danışmanı olarak görev yapan Özgür Çabuk ilk kişisel sergisini açıyor. “İşin Aslı”, 7-23 Ekim tarihleri arasında Karaköy’deki Schneidertempel Sanat Merkezi’nde ziyaret edilebilecek. Fotoğrafçı dedesinden bilinçdışı bir ilham aldığını söyleyen Çabuk, sergideki tüm fotoğrafları cep telefonu ile çekti. Sergi isminin arka planını, “Çocukluğumdan itibaren insan psikolojisine ve hissiyatına olan derin ilgim hayat duruşumda yüzeyde olanı değil, perde arkasında olanı, yani işin aslını önemli kıldı benim için” cümlesiyle açıklayan Çabuk, ilham kaynaklarını, gelecek planlarını ve fotoğrafla ilişkisini ArtDog İstanbul’a anlattı. 

  • Fotoğrafla ilişkiniz nasıl başladı ve gelişti anlatır mısınız?

Annemin babası, Nezir dedem bir fotoğrafçı idi. Ondan bilinçdışı bir ilham almış olmalıyım.  Fotoğrafla aktif ilişkim ise teyzemin 1980’lerde Almanya’dan bizim ev için getirdiği, içine film koyarak çalışan fotoğraf makinasını kullanarak başladı. 24 ve 36’lık filmlerin olduğu zamanlarda deklanşöre basmadan daha ince eleyip sık dokumanız gerekirdi çünkü fotoğrafları tab ettirdikten sonra sizi nelerin beklediğini bilmiyordunuz.  Annem ve babam o fotoğraf makinasını kullanmam konusunda bana geniş bir özgürlük alanı tanıdılar. Fotoğraf çektikçe ve anları dondurdukça isteğim arttı. Kişiliğimin bir tarafı ziyadesiyle retrospektif olduğu ve anıları korumaya kıymet verdiği için fotoğraf çekmek benim için hep haz duyduran bir faaliyetti ve hala öyle.

  • Fotoğraflarınızı yıllardır takip ederim ve ne zaman bir sergi açacağınızı merak ediyordum. Sergi açmaya nasıl karar verdiniz ve ismi neden “İşin Aslı” öğrenebilir miyiz?

Sergi açma fikri uzun yıllar boyunca zihnimde yoktu. Özellikle de sosyal medya uygulamaları yaygınlaştıktan sonra fotoğraflarımı buralarda paylaşmak yeterli geliyordu. Ancak sosyal medyada fotoğraflarımı gören yakın ve daha az yakın arkadaşlarım, tanıdıklarım ve birçoğu profesyonel fotoğraf sanatçısı olan tanıdıklarım, yıllarla artan şekilde fotoğraf sergisi açmamın iyi bir fikir olacağını söylediler. Ne yalan söyleyeyim, uzun bir süre bu fikir hoşuma gitse de gerçekleştirme yönünde bir adım atmadım. Sonra fikir içimde kendimin de kaçamayacağı ‘Neden olmasın?’a dönüştü. Ev sahipliği yaptıkları sergileri severek takip ettiğim Schneidertempel Sanat Merkezi’ni aradım ve oranın o zaman idari yöneticisi olan Handan Önel Hanım fotoğraflarımı memnuniyetle yönetim kurullarına sunabileceğimi söyledi ve benden birkaç numune yollamamı, neden sergi açmak istediğimi özetleyen bir yazı göndermemi istedi. Ben tam bu iş olmayacak herhalde diye düşünürken Handan Hanım beni aradı ve Schneiderdertempel yönetim kurulu üyelerinin fotoğraflarımı çok beğendiklerini ve sergi için mekanlarını kullanabileceğimi söylediklerini iletti. Telefonu büyük bir sevinç içinde kapattım. Yolculuk böyle başladı.

Çocukluğumdan itibaren insan psikolojisine ve hissiyatına olan derin ilgim hayat duruşumda yüzeyde olanı değil, perde arkasında olanı, yani işin aslını önemli kıldı benim için. Fotoğraflarımın birçoğunda ters ışık kullanarak kadrajın içindeki kişilerin kimliklerini muğlaklaştırıp onları herhangileştirmeye ve aksi halde şahsına münhasır kalacak sahneleri evrenselleştirmeye çalışıyorum. Bu da asıl olana ulaşma konusunda naçizane çabam.

İlginizi çekebilir:  "Performans Sanatı, Ne Olursa Olsun Kendine Çıkış Yolu Bulur"

  • Fotoğraf çekerken size en çok ne ilham verir?

Yüzündeki ifadeyi hiç görmesem de bir kişinin otururken ya da yürürken içine büründüğü postür, başının yöneldiği yön, elleri, kolları ve bacaklarının duruşu içimde birden o kişinin ve tam o anın fotoğrafını çekme duygusu yaratabiliyor örneğin. Günün ters ışık kullanabileceğim zamanları ilham verici olabiliyor. Evrenin, doğanın devasalığı, sonsuzluğu karşısında biz insanoğlunun küçücüklüğü duygusunu çağrıştıran durumlar da bende fotoğraf çekme isteği uyandırıyor.

  • Sergideki tüm fotoğraflar cep telefonu ile çekildi. Neden profesyonel makine kullanmayı tercih etmediniz?

Yaşamım boyunca sadece iki yıl yarı profesyonel, bir SLR makinaya sahip oldum. 2008-2010 dönemi olmalı. Hiç fotoğrafçılık kursuna gitmedim, hiç kimseden ders almadım bu SLR makinayı almadan önce veya aldıktan sonra. Birçok fotoğraf çektim deneye deneye. İki kez makinayı betona düşürdüm ve ikincisinde tamir edilemeyecek boyuta geldi. O aralar işyerimin verdiği bir Blackberry telefonum vardı. Onunla çekmeye başladım. Uzun yıllar Blackberry ile fotoğraflar çektim, hatta bu sergideki birkaç fotoğrafım Blackberry yıllarımdan. Sonra iPhone 7 ile çekmeye başladım. Uzun bir süre kullandım iPhone 7’yi. Sergideki fotoğrafların yüzde 80’i iPhone 7 ile çekildi. Son zamanlarda da iPhone 11 kullanıyorum. Cep telefonu ile fotoğraf çekmek baştan tercihim değildi, sonra zorunluluktan çekmeye başladım çünkü yeni profesyonel makina almadım. En nihayetinde de hoşuma gitti. Belki de – kendini beğenmiş bir yorum olacak ama – içimdeki “Cep telefonu ile böyle fotoğraflar çekilebiliyor” duygusunu tatmin ettiği içindir cep telefonu ile çekme nedenim.

  • Arşivinizde çok fazla fotoğraf olduğundan eminim. Yeni sergiler açacak mısınız?

Evet, çok fazla fotoğrafım var arşivimde. Yeni sergiler açıp açmayacağım sadece bana bağlı olan bir şey değil. Karşı taraftan bir teklif gelmesi ya da benim karşı tarafa sunduğum fotoğraflara sergilik bir beğeni gelmesi gerek. İkinci sergi için bir galeriden teklif geldi ama bunun dışındakiler için “Hele bir birinci sergi bitsin” ve sonra “Neden olmasın” diyorum.

  • Türkiye’den ve Dünya’dan takip ettiğiniz fotoğraf sanatçıları kimler?

Türkiye’de Dilek Yurdakul Uyar’ı çok beğeniyorum. Dünyada da Jan Saudek, George Digalakis, Mukti Echwantono, Fradi Brinks, Mario Haberl, Marek Waligora, Rena Effendi, Aleksander Mogilo ve Arkadiusz Palasinski fotoğrafçılıklarını çok beğendiğim kişiler.

  • Fotoğraf çekilmeden mi, çekildikten sonra mı kadrajlanmalı?

Bence fotoğraf, daha fotoğraf makinasının deklanşörüne basmadan zihninizde kadrajlanıyor.  Siz cihazı kendinize yaklaştırdığınızda zihninizdeki kadraja en yakın kadrajı bulmaya çalışıyorsunuz.

Previous Story

MUBI Ekim Programı

Next Story

İstanbul’a Vefa

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.