Film, Berlin’deki Marmorhaus’da ilk gösterimini yapmadan önce ketin sokakları üzerinde “Du musst Caligari werden!” (“Caligari Olmalısın!”) yazan afişlerle donatılmıştı. Caligari de kimdi, bu afişler nereden çıkmıştı, kimse bilmiyordu. Şimdi bilinen, bunun tarihteki ilk “guerrilla marketing” kampanyalarından biri olduğu. Sonuçta pazarlama stratejsi başarılı olmuş, şehirde film gösterilmeden bir merak ve heyecan uyandırılmıştı. Ama heyecanın zirveye tırmanması için biraz daha beklemek gerekiyordu.
Afişlerin ortaya çıkmasından birkaç gün sonra, 27 Şubat 1920 tarihinde, film gösterildi ve nihayet gizem çözüldü. Caligari, Robert Wiene’nin sessiz döneme ait Ekspresyonist filminin başkarakteriydi. Anlatılanlara göre, altı bölümden oluşan sessiz korku filmi, ‘Das Cabinet des Dr. Caligari’, gösterildiğinde korkudan sinemada bayılanlar olmuştu. Gala kesinlikle rahatsız ediciydi, seyirciler beyazperdeye yansıyan korkunç, gerçeküstü ve karanlık görüntülerden şoke olmuştu. Filmin galasının tarihe “unutulmaz bir performans” diye geçmesi şaşırtıcı olmasa gerek. Kaç filmde seyirciler korkudan patır patır bayılıyor ki!
Sinema tarihi açısından bakıldığındaysa ‘Das Cabinet des Dr. Caligari’nin çığır açan bir film olduğu kesin. Film, zaman içinde sinemaya dekorda, makyajda, aydınlatmada ‘Caligarism’ unsurlarını soktu. Güçlü siyah beyaz kontrastlar, yoğun gölgeler, karanlık bir dünya, stüdyoda yaratılmış sinirli binalar, eğik perspektifler kullanılan film, daha sonra sinemada alt türlere öncülük etti.
‘Caligarism’den, David Lynch veya Tim Burton gibi günümüz yönetmenleri de etkilendi. Örneğin Makas Eller filminde, Johnny Depp’in canlandırdığı Edward’ın makyajı Sezar’dan esinleniştir.
Bugün Wiene’nin filmi, Ekspresyonist sinemanın “yüksek noktası” olarak kabul ediliyor. Film 1915 yapımı ‘Golem’, 1922 yapımı ‘Nosferatu’, ‘Bir Dehşet Senfonisi’ ve ‘Fantom’ ile birlikte Alman Dışavurumcu sinemanın ilk örneklerinden sayılıyor.
KORKU SAHNELERİ SANAL GERÇEKLİKLE CANLANIYOR
‘Das Cabinet des Dr. Caligari’nin galasının yapılmasının üzerinden bugün tam 100 yıl geçti. Bir asrın onuruna Berlinale’de filmin restore edilmiş versiyonu gösterildi.
Ayrıca Deutsche Kinemathek ile Alman Film ve Televizyon Müzesi ortaklığında, filmin 100’üncü yıldönümünü kutlamak için Berlin Potsdamer Platz’da 13 Şubat’ta bir sergi açıldı. Bir asır önceki reklam kampanyasına atıfla ‘Du musst Caligari werden!’ ismi verilen sergi, kült filmin karekterlerinin modellerini ve film sahnelerinin çizimlerini içeriyor.
Film setinin duvarlara resmedildiği sanal gerçeklik projesi, ’Sezar’ın Rüyası’ ise serginin odak noktası. Burada ziyaretçiler, sanal gerçeklik teknolojisi aracılığıyla kült filmin gizemli dünyasına ‘girebiliyor.’ Bu sayede galasında dehşet, korku ve heyecan uyandıran film yeniden canlanıyor.