Deyrulzafaran Manastırı, Avrupa’nın Kültür Rotasında - ArtDog Istanbul
Deyrulzafaran Manastırı - Mardin

Deyrulzafaran Manastırı, Avrupa’nın Kültür Rotasında

Deyrulzafaran Manastırı, Iter Vitis ağına onursal üye olarak katıldı. Bu üyelikle birlikte manastır, Mezopotamya’nın binlerce yıllık kültürel, ruhani ve tarımsal mirasını uluslararası alanda temsil edecek.

Avrupa Konseyi Kültürel Rotalar Programı kapsamında yer alan Iter Vitis – Avrupa’nın Şarap Kültür Rotaları, tarihi Deyrulzafaran Manastırı’nı onursal üyeleri arasına kattı. Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın katkılarıyla gerçekleşen bu önemli adım, manastırın derin kültürel, dini ve tarımsal mirasına saygının bir göstergesi olarak kabul ediliyor.

Bu üyelik, Kuzey Mezopotamya’da bulunan bir Süryani Ortodoks manastırının ilk kez Avrupa Konseyi tarafından tanınan bir kültür rotasına dahil edilmesiyle tarihi bir ilki temsil ediyor. Karar; sınırların ötesine geçen kültürel değerleri, hafızayı ve ortak insanlık anlatılarını ön plana çıkarıyor.

Asırlardır Ayakta: Deyrulzafaran’ın Ruhani Yolculuğu

Mardin’in eteklerinde, Mezopotamya Ovası’na bakan bir tepede yer alan Deyrulzafaran Manastırı, 4. yüzyılda küçük bir şapel olarak inşa edildi. 505 yılına gelindiğinde ise tam teşekküllü bir manastıra dönüşerek, 13. yüzyıldan 1932’ye kadar Süryani Ortodoks Kilisesi’nin patriklik merkezi olarak hizmet verdi.

Garanti Caz
Garanti Caz Mobil

Bugün hâlâ Aramice’nin yaşatıldığı nadir mekânlardan biri olan manastır, bu yönüyle sadece bir ibadet yeri değil, aynı zamanda yaşayan bir kültürel miras alanı olmayı sürdürüyor. Teolojik okullarda hâlâ dua, litürji ve geleneksel bilgilerin kuşaktan kuşağa aktarılması sağlanıyor.

Üzüm ve Zeytinin Kutsal İzleri

Deyrulzafaran Manastırı yalnızca dini bir merkez değil; aynı zamanda tarımsal üretimin, özellikle üzüm ve zeytin yetiştiriciliğinin yüzyıllardır sürdürüldüğü bir mekân. Kalkerli ve mineralli topraklarda yetişen yerel üzüm çeşitleri, dini törenlerde kullanılan şarapların üretiminde değerlendirilirken, manastır bahçelerindeki zeytin ağaçlarından elde edilen yağ da kutsama, defin ve diğer litürjik ritüellerde kullanılıyor.

Manastırın mimari öğelerinde yer alan üzüm salkımı ve zeytin dalı motifleri, bu tarımsal unsurların manevi hayattaki yerini ve anlamını gözler önüne seriyor.

Tarihden Günümüze Bağcılık Geleneği

Manastırda şarap üretimi, erken Hristiyanlık dönemine kadar uzanıyor. Üzümler geleneksel olarak taş teknelerde eziliyor, doğal yollarla fermente ediliyor ve manastırın serin mahzenlerinde saklanıyordu. Bu şaraplar sadece dini törenlerde değil, günlük yaşamda ve hatta tıbbi amaçlarla da kullanılıyordu.

Orta Çağ boyunca manastırın bağcılığı, hem kendi topluluğunun ihtiyaçlarını karşılıyor hem de konukseverliğiyle tanınıyordu. Günümüzde bu gelenek korunuyor ve yerel üzüm çeşitlerinin yaşatılmasına yönelik bir biyoçeşitlilik projesiyle destekleniyor.

Deyrulzafaran çevresindeki Tur Abdin, İzlo ve Mardin platosu, bağcılığın binlerce yıl önceye dayandığı bölgeler arasında. Antik kaynaklarda, özellikle de Tevrat’taki Hezekiel kitabında İzlo şaraplarının kalitesi övgüyle anılıyor. 9. yüzyılda hüküm süren Asur Kralı II. Aşurnasirpal’in de bu bölgeden şarap getirdiği biliniyor.

Efsanelere göre Babil’in Asma Bahçeleri, kralın eşi Mahşerte’nin memleketindeki bağlardan esinlenerek tasarlanmıştı. Süryani Hristiyan geleneğine göre ise Nuh Peygamber, tufandan sonra ilk asmayı bugünkü Şırnak yakınlarındaki Cudi Dağı’na dikti.

İnanç, Kültür ve Tarım Turizminin Kesişim Noktası

Deyrulzafaran Manastırı, günümüzde yalnızca bir ibadet mekânı değil; aynı zamanda inanç turizmi, kültürel miras turizmi ve şarap turizmini bir araya getiren özgün bir destinasyon. Antik mimarisi, ritüel dili ve yaşayan üzüm bağlarıyla ziyaretçilerine tarih, doğa ve inançla örülmüş benzersiz bir deneyim sunuyor.

Iter Vitis ağına katılmasıyla manastır, yeni kültürel rotalara dâhil olacak ve Süryani bağcılık mirasının dünya çapında tanıtımına katkı sağlayacak.

Küresel ölçekte artan kültürel gerilimlerin yaşandığı günümüzde, manastırlar kimlikler, tarih ve inançlar arasında birer köprü görevi üstleniyor. Deyrulzafaran Manastırı da Hristiyanlık, İslam ve antik Mezopotamya kültürlerinin kesişim noktasında yer alarak, ortak geçmişin barış içinde nasıl yaşatılabileceğini gösteriyor.

Iter Vitis ağına onursal üyelikle katılan Deyrulzafaran Manastırı, önümüzdeki süreçte:

  • Uluslararası tanıtım kampanyaları ve sergilere ev sahipliği yapacak,

  • Bağcılık ve kültürel miras üzerine akademik ve kültürel değişimlere katılacak,

  • İnanç, tarih ve tarımı buluşturan yeni şarap rotalarının oluşturulmasına katkı sağlayacak,

  • 2025’te Roma’da gerçekleşecek “Dünya Dinlerinde Şarabın Sembolizmi” başlıklı sempozyum gibi etkinliklerde yer alacak.

Previous Story

“Ölü Bir Gezegende Sanat Olmaz” Picasso’ya Pembe Boya

0 0,00