Cezaevinden Berlinale’ye

/

Ukraynalı yönetmen Oleg Senzow’un, tutuklu bulunduğu dönemde fikrini olgunlaştırdığı filmi, “Numbers” (Sayılar), distopik bir toplum parodisini konu ediniyor.

Rusya’da tutuklanan Ukraynalı yönetmen Oleg Senzow, Eylül 2019’da serbest bırakıldı, ancak son filmi “Numbers” çekilirken hâlâ cezaevindeydi. Yönetmenin çekim sürecine dahil olamadığı film, dün 70. Uluslararası Berlin Film Festivali’nde “Berlinale Special” dizisinde gösterildi. “Numbers”, Festival başlamadan kısa bir süre önce, dünya prömiyerini Berlin’deki Maxim Gorki Tiyatrosu’nda yapmıştı.

SÜRECİ CEZAEVİNDEN YAZIŞARAK YÖNETTİ

Yönetmen Senzow, filmin çekim hikâyesini şöyle anlatıyor:
“Cezaevindeyken filmi olgunlaştırmıştım. Yapımcı ile birlikte hazırlıklara başladık; filmi yönetmek için serbest bırakılacağımı umuyordum. Ancak, serbest bırakılmadım. Bunun üzerine Kırım’dan da gelen Akhtemel Seitablayev ile anlaştık. Tüm ekibi bir araya getirdik, ama tabii ki çekim bensiz gerçekleşti.”

Çekim sırasında tüm iletişim yazışma yoluyla yapıldı. Film ekibi cezaevinde olan Oleg Senzow’a fotoğrafları gönderiyor ve gelişmeleri mektupla aktarıyordu. Senzow ise film ekibine isteklerini yazıyordu. Böylece çekim süreci uzaktan yönetildi.

KAPALI SOSYAL SİSTEMLER ÜZERİNE BİR DİSTOPYA

“Numbers”, totaliter bir sistemde yaşayan bir grup insanı konu ediniyor ve distopik bir toplum örneği sunuyor.

Filmin kısa hikâyesi şöyle: İsimleri olmayan ama numaraları olan karakterler, katı kurallara göre yaşamaktadır. Yemekler sadece herkes bir masa tenisi masası etrafında koştururken yenir, erkeklerle kadınlar gece yatmak için ayrı bölümlere gider. Herkes, “büyük bir göz” tarafından izlenmektedir. Fakat filmin ilerleyen sahnelerinde olması gereken olur; grup, totaliter rejimi devirmek için isyan eder.

İlginizi çekebilir:  Koronavirüse Sanatla Direnmek

Filmde Sibirya kamplarına ve Rus hapishanelerine doğrudan göndermeler yapılıyor. Yönetmen Senzow, bu filmle dünyanın herhangi bir yerinde görülebilecek sistemlerin bir benzetmesini yaptıklarını söylüyor ve ekliyor: “Hikâye sadece Rusya’yla veya dünyadaki herhangi bir totaliter ülkeyle ilgili değil. Bence evrensel bir hikâyebu. Anlattığım toplum, herhangi bir toplum olabilir.”
Senzow ayrıca filmin, daha çok bugünkü toplumun bir parodisi olarak tasarlandığını sözlerine ekliyor.

Oleg Senzows, Fotoğraf: dpa

Filmin senaryosunu on yıl önce televizyonda izlediği bir spor müsabakasından esinlenerek yazdığını anlatan Senzow, şöyle davam ediyor: “Eski karım her zaman biatlon izlemekten zevk alıyordu ve bazen ben de onunla müsabakaları izlerdim. Hikâyenin bir biatlon ortamında geçmesini düşünmüştüm, ama saçma olduğunu düşündüğüm için yazmaya başlamam yıllar aldı. Fakat fikir beni terk etmedi, bu nedenle başına oturduktan sonra senaryoyu yazmam sadece birkaç gün sürdü. ”

Senzow, Rusya’nın Kırım’ı ilhakı üzerine Kırım üslerindeki Ukraynalı askerlere yiyecek ve malzeme temin ettiği gerekçesiyle 2014 yılının Mayıs ayında arkadaşı Oleksandr Kolçenkov ile birlike Kırım’da Rusya gizli servisleri tarafından gözaltına alınarak Rusya’ya götürüldü.
Kuzey-Kafkasya Askeri Mahkemesi, 25 Ağustos tarihinde Senzow, hakkında 20 yıl hapis cezası verdi.
Senzow, 2017’de, ABD’de çok zor durumda olan düşünce mahkûmlarına verilen Barbara Goldsmith Yazma Özgürlüğü Ödülü’ne layık görüldü. Yönetmen, 25 Ekim 2018’de ise Avrupa Parlamentosu tarafından verilen Saharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü’nü aldı.

Previous Story

39. İstanbul Film Festivali Yaklaşırken

Next Story

Ölümümün 500. Yılında Raffael’e Övgü

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.