“Bugün İlham Almak, Nefes Almak Demek”

//

“Sektörün kalkınması, sanatseveri beslemeye devam etmesi ve içerisinde barındırdığı ekonomiyi, istihdamı desteklemeye devam edebilmesi için kol kola vermemiz kaçınılmaz. Önümüzdeki dönemde çok daha fazla kurumun bir araya gelerek ürettiğini göreceğiz” diyen, “Pandemi sonrası dönemin büyük bir coşkuyla geleceğine inanıyorum” cümleleriyle umutlu olduğunu ifade eden Zorlu Performans Sanatları Merkezi Genel Müdürü Filiz Ova ile kültür sanatın dünü, bugünü ve geleceğini masaya yatırdık; yeni projelerini konuştuk.

  • Zorlu PSM yeni dönem çalışmalarına sizin yönetiminizde devam edecek, hedeflerinizi öğrenmek isteriz.

Nitelikli kültür sanat etkinliklerini daha geniş kitlelere ulaştırmak için planlarımızı yapmaya devam ediyor, bir yandan da kurumumuzun ve sektörümüzün geleceğini daha sürdürülebilir kılmak için çalışıyoruz. Yeni yetenekler, sanatçılar ve izleyicimizle birlikte dönüştürücü bir sahne kültürü yaratmayı önemsiyoruz. Kültürel katılımı kolaylaştırmak ve kültürel üretimin içinde daha aktif olarak yer almak öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bu sezonumuzda yeni müzikal projelerimiz ve tiyatro prodüksiyonlarımız ile hem sektörde canlılık yaratmayı hem de izleyicilerimize yeni deneyimler sunmayı hedefliyoruz. İçinden geçtiğimiz dönemde kültürel etkinliklerin ve sanatın ruh halimiz, kişisel gelişimimiz ve sosyal yaşantımız için ne kadar değerli olduğunu gördük. Pandeminin yarattığı derin etkinin toparlanmasını sağlamada bizim gibi kültür kurumlarının hızlandırıcı rolüne her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.

Tam Kapasiteye Geçiş Kritik

  • Pandemiden en çok zararı gören sektörlerden kültür sanatın eski günlerine dönmesi konusunda neler düşünüyorsunuz?

Pandeminin yarattığı olağanüstü süreç, elbette henüz sona ermiş değil. Zor bir yılı geride bıraktık, yeni edindiğimiz tecrübelerle birlikte önümüze umutla bakmanın kıymetli olduğunu düşünüyorum. Şu an içinde bulunduğumuz dünyayı değiştirmeye aşı ile başlayabiliriz. Aşı sayesinde tam kapasiteye geçiş imkanı olması sektörümüzün ekonomik ve sosyal açıdan sürdürülebilirliği için kritik önem taşıyor. Etkinlikleri sadece yarı kapasite ve oturmalı olarak gerçekleştirmek, bizim gibi, geniş bir yelpazede etkinlik yapan ve etkinlik hacminin önemli bir bölümü uluslararası etkinlikler olan yerler için uzun vadede mümkün değil. Aşı aynı zamanda turne gerçekleştirecek sanatçıların rotalarını belirlemede de büyük etki yaratacaktır. Ülke olarak aşılama oranlarımız arttıkça uluslararası sanatçıların ve organizasyonların da takvimlerinde daha fazla yer almaya başlayabileceğiz.

Tony Pletts

#Dünyandeğişsin

  • PSM’de bu sezona dair gerçekleştirmek istediklerinizden bahsedebilir misiniz?

Dünyamız olağanüstü süreçlerden geçiyor. İklim krizi, demografik değişimler, teknoloji, dijital dönüşüm, salgın hastalıklar gibi etkenler her şeyi ve herkesi değişime zorluyor. Kendi yaşamımızı sorgularken markalar ve kurumlarla kurduğumuz ilişkileri de yeniden düşünüyoruz. Dolayısıyla bu sezon hazırlığımız diğer yıllardan çok daha farklı başladı. Bireyler üzerinde ve dolaylı olarak toplumumuzda yarattığımız etkiyi araştırdık. Sahnelerimizde kim olmalı sorusundan önce koltuklarımızda kimler oturuyor sorusundan yola çıktık. Birlikte hayal etmenin, düşünmenin, ilham almanın tam sırası olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden 9. sezonumuza güçlü bir iddia ile başladık: #Dünyandeğişsin. İçerik yelpazemizi geliştiriyoruz. Sezon açılışımızı 3 büyük uluslararası etkinlikle kutladık, Ekim ayını ise Sónar İstanbul ile karşılıyoruz.

Bu yıl +D kapsamında Sonar’dan sonra da uzun süre PSM’de yer alacak iki ikonik dijital esere ev sahipliği yapıyoruz. Biri Chemical Brothers’a ait Londra Tasarım Müzesi iş birliği ile yaratılan ve tüm izleyicileri dansa davet eden ‘Got to Keep On’ ve Heleen Blanken’in Habitat adlı eseri. Blanken’in eserinin özellikle ilkim krizinin hayatımızı derinden etkilediği bu günlerde çok anlamlı olduğuna inanıyoruz. Prodüksiyondaki güçlü yönümüzü dijitalde de kullanmayı planlıyoruz. Youtube için özel ürettiğimiz Dijital Sahne projemiz milyonlarca izleyiciye erişmişti, şimdi ise “tiyatro sineması” ile yeni bir ufuk açacağız.

Mouse on Mars by Guillaume Bog

Bu sezon #dünyandeğişsin söylemimizin arkasında ayrıca çevresel etkimiz, erişilebilirlik, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kültürel üretimin devamlılığını sağlamak adına sürdürülebilirlik projelerimiz de yer alıyor. Hem mekanımızın hem de etkinliklerin çevresel etkisini azaltmak için çalışıyoruz. Zorlu PSM’deki tüm atıklar ayrıştırılıyor. Zorlu PSM içinde ve sahnelerimizde yeşil enerji kullanıyoruz. Departmanlar arası koordinasyonu sağlamak, farkındalığı artırmak için kendi içimizde gönüllülük esasına dayanarak PSM Yeşil Takım’ı kurduk. Ayrıca daha kapsayıcı bir kültür sanat dünyası yaratmak adına içeriklerimizi görme ve işitme engellilere erişilebilir kılmak adına projeler tasarlıyoruz.

İlginizi çekebilir:  Pera Film'den Yeni Seçki: "Çarpıcı Gündelik Yaşamlar"

Temalara Göre Stratejiler

  • Kültür sanat alanında gelişim adına acil olarak atılması gereken adımlar neler sizce?

Bir kültür merkezi açıldığı anda sadece kendi sektöründe değil, yeme-içme sektöründen turizme, şehir markalaşmasından kültürel diplomasiye her anlamda sosyal bir değer üretiyor ve ekonomiye katkı sağlıyor. Dünyanın en önemli performans sanatları merkezlerinden Lincoln Center, New York ekonomisine yıllık 2.4 milyar dolarlık gelir sağlıyor. Turistlerin New York’u ziyaret etme motivasyonlarında çok önemli bir değerlendirme kriteri olarak görülüyor.

Kültür turizminin kapsadığı müzik turizmi, sanat turizmi ya da festival turizmi gibi temalara göre farklı stratejiler uygulanabilir. Tarihi zenginliklerimizin yanında kültür sanat ekosistemimizin güncel değerlerini keşfetmeliyiz. Yerel ve ulusal değerleri öne çıkarırken güncel sanatları merkezine alan kültür kuruluşlarının da dahil edilmesi yeni potansiyeller yaratacaktır. Kültür merkezleri ekseninde oluşturulacak şehir turları, konaklamalı özel turlar, uluslararası festival paketleri kültür turizmin yaygınlaştırılması için atılacak adımlar arasında yer alıyor. PSM gibi, dünya standartlarında teknik anlamda donanımlı mekanlara özellikle uluslararası tanıtım desteği verilmesi daha geniş kitlelerin dikkatini çekmeye ve akılda kalıcı bir sembol üretmeye imkân tanıyacaktır.

Chemical Brothers press pic, Ruffmercy, fotoğraf: Hamish Brown

Sanat Üretim Merkezi Olmanın Adımları

  • Atölye ve eğitim programları üzerine neler söylemek istersiniz?

Hem Türkiye’de hem de dünyada kültür sanat sektöründe tutku ile çalışmış birçok profesyonelin, pandeminin sebep olduğu ekonomik kaygılar ve belirsizlikler yüzünden istemeyerek de olsa başka sektörlere kaymayı düşündüğü bir dönemden geçiyoruz. Yeni yeteneklerin; konservatuardan yeni mezun birinin ya da hayali tiyatrocu olmak olan bir gencin pandemin yarattığı kaygılar yüzünden hayallerinden vazgeçmesini istemiyoruz. Biz sahnelerimizle var olmaya devam edeceğiz; bunun için de yeni yeteneklere, yeni seslere ve eserlere her zaman yerimiz olacak.

Tam da buradan yola çıkarak PSM için bir ilk olan, sahne sanatları alanında yeni yetenek geliştirme programımız PSM Atölye’yi hayata geçirdik. Kariyerlerinin erken aşamalarında olan ve gelecek vadeden 18 – 30 yaş arası amatör / profesyonel yeni yeteneklerin başvurusuna açık PSM Atölye, alanında öncü yönetmenlerin, oyun yazarları ve yapımcılarının katılımıyla; “Dramatik Yazarlık”, “Tiyatro Yönetmenliği” ve “Tiyatro Yapımcılığı” olarak üç farklı sınıftan oluşacak. Pandemi koşullarının gidişatına göre fiziki ve dijital ortamda eğitimler gerçekleştirerek 28 haftaya yayılan oldukça kapsamlı bir program sunuyoruz. Uluslararası birçok değerli sanatçı da konuk eğitmen olarak programda yer alacak.

“HABITAT” by Heleen Blanken

PSM Atölye ile deneyim alışverişini güçlendirmeyi, yetkinlik transferi sağlamayı ve sahne profesyonellerine yönelik yeni bir yetenek ağı geliştirmeyi amaçlıyoruz. En büyük hedeflerimizden biri bu programın katılımcısı olan yeni yeteneklerin PSM prodüksiyonlarında yer almasını sağlamak. Bu sayede kültürel üretimlerimizin sürdürülebilirliğini sağlamak için de bir adım atmış olacağız. Bu yıl itibariyle sadece etkinliklerin olduğu bir mekan değil, sanatın üretildiği bir üretim merkezi olmanın ilk adımlarını genç yeteneklerle birlikte atacağız. Bu konuda oldukça heyecanlıyız.

“Daha Yaşanabilir Bir Dünya” Yerine  Dünyada Yaşayabilmek

  • İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin “Sanat ve Kültür Yönetimi” bölümünde misafir öğretim görevlisi olarak sağlıklı ve sürdürülebilir kültür kurumlarının yönetimini ele alan “Mekan ve Lojistik” dersi veriyorsunuz. Sürdürülebilir kültür kurumların varlığı ve gelişiminin öneminden bahsedebilir misiniz?

Kendini yenileyebilen, üretken kültür sanat kurumlarının pandemiyi daha sağlıklı atlattıklarını ve kültür sanat hayatına yön verenler arasında öne çıktıklarını gördük. Sürdürülebilirlik de bu anlamda gündemimizin en önemli noktalarından biri haline geldi. “Daha yaşanabilir bir dünya” yerine “dünyada yaşayabilmek” için hepimizin yaptıklarımızla ekonomiye, topluma ve çevremize olan etkimizi göz önünde bulundurarak, iş yapış biçimlerimizi ve hizmetlerimizi gözden geçirmeli; daha demokratik, daha paylaşımcı ve daha özgürlükçü yaklaşımlar geliştirmeliyiz.

Dünyada yaşayabilmek için kültüre ihtiyacımız var. Bugün ilham almak nefes almak demek. Kültür ve sanatın iç içe geçtiği bir kent yaşamı; farklı grupları bir araya getirmekte ve ruha dokunarak daha sağlıklı bir iç yaşam oluşturmakta en güçlü etmenlerden biri.

Yeni dünyayı kavramak, yeni alışkanlıklar öğrenmek, deneyim ve farklı bakış açıları kazanmak için kültür – sanata her zamankinden daha çok ihtiyaç var.

Zorlu PSM Genel Müdürü Filiz Ova
Previous Story

Galerilere NFT Satış için Yazılım Desteği

Next Story

Sergi Haberleri

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.