Created with RNI Films app

“Bu Bir Devrimdir”

///

NFT dünyasından merak edilen pek çok konuyu, sanatçı, koleksiyoner, galerici ve hukukçu perspektifinden tartışmaya açan Piksel Talks at House of Brothers Lounge konuşmaları @brothers1801 YouTube kanalı üzerinden paylaşılarak izleyiciyle buluştu. Piksel Talks at HOB konuşmalarının tamamını @brothers1801 YouTube kanalı üzerinden izlemek, Crash” sergisini kaçıranlar içinse serginin tüm hikayesini @brothers1801 Instagram hesabı üzerinden takip etmek mümkün.

Piksel Talks at House of Brothers kapsamında, “NFT dünyası sanatçı ile koleksiyoner arasındaki mesafeleri ortadan kaldırıyor mu?” başlığıyla, Burcu Dimili moderatörlüğünde gerçekleşen ilk konuşmaya, koleksiyoner Feride İkiz ile sanatçı ikilisi ha:ar (Hande Şekerciler ve Arda Yalkın) konuk oldu. Pernod Ricard Türkiye sponsorluğunda Contemporary Istanbul içerisindeki House of Brothers Lounge’da 1-5 Haziran tarihlerinde izleyici karşısına çıkan “Crash” ve serginin oluşum aşamalarını; sergide koleksiyonundan işlerin bir araya getirildiği Feride İkiz ile Türkiye’nin ilk fiziksel kripto sanat sergisi olan “Crash”in proje ve kürasyonundan sorumlu olan ha:ar’dan dinlemek iyi  bir başlangıç noktası oldu.

Dimili’nin konuklarına kripto sanat koleksiyonerliği ve sanatçı ilişkisi ile kripto sanat piyasasının geleceğine dair öngörülerini sorduğu konuşmada, uzun yıllardır farklı disiplinlerden eserleri koleksiyonuna dahil eden; şimdi de NFT dünyasından eserleri de koleksiyonuna da ekleyen İkiz “Koleksiyonerliğe kripto sanat / çağdaş sanat koleksiyonerliği diye bakmıyorum” derken, NFT öncesi de dijital resim ve video alan bir koleksiyoner olduğunu; dijital işler koleksiyonu yapan birinin de bu piyasalardan uzak durmasını imkansız bulduğunu anlattı.

“Macera Bir AR Heykel ile Başladı”

Tüm bu NFT macerasının Arda Yalkın’a yönelttiği “Sizin AR heykelinizi koleksiyonuma katmak istersem nasıl alabilirim?” sorusuyla başladığını paylaşan İkiz, SuperRare Direktörü Zack Yanger ile MoCDA kurucularından Serena Tabacchi ile yaptığı ve ArtDog Istanbul’da yayınlanan röportajlarla teknolojiyi daha yakından tanıdığını ve bunun alımlarını etkilediğini söyledi.

“Crash”in ‘mutfağında’ yer alan ha:ar’dan Hande Şekerciler, sergi için eser seçimi yapmanın onlar adına kolay olduğunu çünkü sergide sanat dünyasındaki NFT sunumlarının önemli noktalarına işaret eden eserler ya da sanatçıların yer aldığını belirtirken serginin ileride de değerini kaybetmeyeceğine inandığını paylaştı.

ha:ar, Impossible Sculptures no.21, 2021

“NFT Teknolojisi ve Tarihinde İşaret Ettikleri Yer”

Arda Yalkın, seçkileriyle ilgili olarak “Ortaklık kurduğumuz konu anlamında bir ortaklıktansa, NFT teknolojisinde ve NFT tarihinde işaret ettikleri yer” derken, sergilenen 10 eser arasında yer alan ha:ar’ın “Impossible Sculptures no:21” işinin de neye gönderme yaptığını paylaştı. İlgi gören sergiyi ve eserleri bir kez daha akıllara getirdi.

Beeple ve Pak’ın aralarında yer aldığı isimlerden görsel dil ile sosyal medyaya; sanat dünyasında yol açacağı değişime değinen Arda Yalkın “Crash” sergisi değişimin geleceğini gösteren bir sergi olarak nitelerken, “Teknoloji ile geleneğin, NFT ile konvansiyonel sanatın, online eser satışının ile konvansiyonel galericilikle çarpışması; teknolojinin sanatın içine birdenbire girmesi…” şeklinde yorumladı. Şekerciler ise bu kadar hızlı bir çarpışma yaşanmasında pandeminin etkisine dikkat çekti.

Aslında yağlıboya çalışan bir insanın heykel çalışması gibi, bunun bir medyum olduğunun; öte yandan ticaret anlamında karşılığını hızlıca görebildiğiniz bir medyum olduğunun altını çizen ikili, sanatçılardan aldıkları telefonları ve sergilerin devamının gelip gelmeyeceğini de izleyiciyle paylaştı.

“Çağdaş Sanat Dünyasına Bir Meydan Okuma, Bir Devrim”

Nil Nuhoğlu’nun moderatörlüğündeki bir diğer konuşmaya ise “Crash” sergisinde “Allegoria Sacra, Reincarnation” işiyle yer alan uluslararası sanat dünyasında tanınmış sanatçı kolektifi AES+F’den Rus sanatçı Lev Evzovich konuk oldu.

“Kripto Sanat ve Çağdaş Sanatın Kesişen, Ayrışan Noktaları Nelerdir?” sorusunu odağına alan konuşmada bir sanatçı gözünden kripto sanat ile çağdaş sanat arasındaki farklar ve kripto sanat dünyasında bir sanatçı kolektifi olarak varlık göstermek konuları ele alınırken; Lev Evzovich içinde bulunduğumuz süreci ‘bir devrim’ olarak nitelendirdi ve ‘geleneksel çağdaş sanata karşı bir meydan okuma’ şeklinde değerlendirdi.

“Geçici Bir Balon Değil, Yeni Dijital Çağın Önemli Adımlarından”

“Bunun geçici olduğunu ve bir balon olduğunu düşünmüyorum” diyen sanatçı, “Bu yeni dijital çağın çok önemli yeni adımlarından biri” yorumunu yaptı.

İşlerini SuperRare platformu üzerinden satmaya başlayan sanatçı, şu anda birçok platformla çalışmaya başladıklarını söyleyerek platformlar arasındaki farklılıklara değindi. AES+F’ın NFT yaratma motivasyonunu da anlatan Evzovich, galerilerin bu yeni dijital dünyadaki konumuyla ilgili olarak “Eminim birçok galeri, belki de tüm galeriler, şimdi NFT eserleri de satmakla çok ilgileniyorlar” diyerek galeri-sanatçı-koleksiyoner ilişkilerinin ‘birbirini tanıma ve eğitme süreciyle’ gelişeceğini söyledi.

“Gelecek Projelerine Dair Tüyolar Paylaştı”

AES+F adına “Bizim için bu yepyeni NFT, kripto ve kripto para dünyasına giriş yapmak oldukça doğaldı” diyen sanatçı gelecek projelerine dair tüyolar verirken, NFT dünyasında ve geleneksel sanat dünyasında hangi şekillerde var olacaklarına dair önemli bilgiler paylaştı.

AES+F, Allegoria Sacra, Reincarnation, 2021

NFT eser üretiminde satış aşamasına deneyimleri ve sektörün geleceği hakkında öngörülerini de anlatan sanatçı “Bu farklı bir dünyaya giriş yapmak anlamına geliyor” diyerek, izleyenleri bir kez daha heyecanlandırdı.

NFT Dünyasında Galerilerin Konumu

House of Brothers Lounge’da gerçekleşen konuşmaların konuklarından biri de x-ist Galeri Direktörü Zeynep Pakel oldu. Sanat yazarı Burcu Dimili moderatörlüğündeki konuşmada Pakel, “Sanat galerilerinin kripto sanat dünyasındaki konumu nedir?,” “Kripto sanatın geleneksel sanat ile kurduğu diyalog nasıl yorumlanabilir?”, “Galeriler bu dünyaya nasıl adapte olabilir ve bu konuda ihtiyaç duyulan gelişmeler nelerdir?” in aralarında yer aldığı sanat dünyasına ilgi duyan herkesin merak ettiği soruları cevapladı.

İlginizi çekebilir:  Picasso ve Sanyu İşlerine Toplam 31.5 Milyon Dolar

Dimili ile kripto sanatın geleneksel sanat piyasasıyla kurduğu ilişki, galerilerin sistemdeki rolü, sanatçıların bu dünyaya dahil olmak için neler yapabileceği ve kripto sanatın geleceğiyle ilgili öngörüleri üzerine konuşan Pakel, NFT’lerle 2018 yılında tanıştığını paylaştı. Süreci “İnsan doğası statükoyu koruma çabasında ve geleneksel aktörler ilk başta bu konuya çok mesafeli davrandı. Ama aslında bunlar el ele verip birbirlerine alan açabilecek iki aktör. Pak ve Sotheby’s müzayedesi galerilere bu konuda düşünmek için bir fırsat yarattı. İnsanlar Beeple’ın NFT eserinin 69 milyon dolara satılmasıyla da bunun çok hızlı büyüyen bir balon olduğunu düşündü. Fakat bu günlerde galerilerin sisteme dahil olmasıyla beraber bu değişmeye başladı” diye özetledi.

Spekülasyonlar NFT Piyasasını Her Zaman Bugünkü Kadar Etkileyecek Mi?

Pakel, “Kripto para piyasası spekülasyona çok açık ve spekülasyonlar üzerinden şekilleniyor fakat geleneksel sanat dünyasında çok ciddi referans noktalarımız var. Bir sanatçının değeri bir para biriminin artıp azalmasından çok kimlerin koleksiyonlarında yer aldığı gibi verilerle değerlendiriliyor ve bu daha sağlam bir değer. Ne zaman ki geleneksel sanat dünyasının aktörleri kripto sanatla uğraşan aktörlere küratöryel bir bakış açısı sunacak, işte o zaman bir referans noktası sağlanacak ve spekülasyonlar NFT piyasasını bugünkü kadar etkilemeyecek. Sektör yeni oluşmaya başlıyor, oyunun kurallarını yeni keşfediyoruz. Yükselip alçalmalar olacak ve iki tarafın birbirine güvenmemesi, tereddüt etmesi şu an çok doğal. Ama uzun vadede baktığımızda kripto sanatın hayatımıza kalıcı olarak entegre olacağını göreceğiz” diyerek kripto piyasalarıyla ilgili olarak en fazla dikkat çeken noktaya açıklık getirdi.

“Yaklaşık Bir Sene Sonra Enerji Tüketimini Yüzde 90 Civarında Azaltmış Olacağız”

Kripto sanatın çevreye verdiği zarar konusuna da değinen galerici, “Bu benin için kritik bir konu, karşı karşıya kaldığımız sorun bir tüketim meselesi, ne tükettiğimizi anlamadan tüketmeye başladık ve doğaya, ekolojiye etkisini tam araştırmadık. Getirilerine baktığımız kadar götürülerine de bakmamız lazım” dedi. Bununla ilgili araştırmayı akademisyen Memo Akten’in yaptığını, kendisinin de 4-5 ay önce bu konuyu okumaya başladığını anlattı: “…Tek bir edisyonlu işin satışı 10 kilo karbondioksit salınımına neden oluyor. Bu da bir uçuş mesafesinin ekolojiye yarattığı zararla eşdeğer. Bu durum blockchain teknolojisinin çalışma prensibinden ileri geliyor. Yaklaşık 1 sene sonra Ethereum 2.0’a geçilmesiyle beraber bu enerji tüketimini yüzde 90 civarında azaltmış olacağız.”

Galeri direktörü NFT’nin sanat piyasasının uzun dönemli çözemediği problemlerine de yeni çözüm alternatifleri sunduğuna dikkat çekti: “Bunlardan birincisi sanatçı telif hakları konusu. NFT teknolojisi ile telif hakları uzun süreli olarak korunabiliyor. İkincisi ise bu teknolojiler sanat dolandırıcılığının önüne geçiyor. NFT teknolojisinin benzersizliği bunu sağlıyor.”

Telif Hakları ve Eser Orijinalliği Konusunda Atılan Adımlar

Yine Burcu Dimili moderatörlüğünde Piksel Talks at House of Brothers’a konuk olan Avukat Sima Baktaş ise “Kripto sanat telif haklarına yeni bir bakış açısı getirebilir mi?, “Sanatta açmaza giren telif hakları konusu blokzincir teknolojisiyle iyileşme sürecine evrilebilir mi?”, “Kripto sanatta ikinci el satışları sanatçı haklarının sürdürülebilirliği konusunda nasıl bir gelecek vadediyor?”, “Bu alandaki eser orijinalliği, güvenilirlik, hakların korunması ne kadar mümkün ve ihtiyaç duyulan gelişmeler neler?” gibi merak edilen temel noktaları yanıtladı.

Dimili, kripto para konusunda uzman olan Baktaş ile sanat dünyasında bir devrim olarak değerlendirilen NFT sektörünün hukuksal perspektifini, telif hakları ve eser orijinalliği konusunda atılan yenilikçi adımları, söz konusu olabilecek vergi düzenlemelerini konuştu.

“Mevcut Teknolojiler Arasında En Güveniliri”

“Blockchain teknolojisi telif hakları konusunda ispat açısından sanatçılar için çok büyük bir garantör.  Normalde sanatçıların klasik yöntemlerle bunu ispatlaması gerekiyor ve bu da insanları sürüncemede bırakan bir şey. Blockchain teknolojisinde ise bunu eser sahibi çok kolay ve güvenilir bir şekilde ispatlayabiliyor. Telif hakları konusunda da ilerleyen zamanlarda büyük bir delil oluşturacak bir sisteme dönüşebilir. Mevcut teknolojiler arasında en güvenilir teknoloji” diyen Baktaş şöyle özetledi: “Kriptonun sanat dünyasına bulaşmasından çok mutluyum. Sanat dünyasının bu konuyla ilgilenmesi de çok önemli. Zamanlama açısından da çok uygun bir zamana yani pandemiye denk geldi. Sanatçıların eserlerini sergileyemediği bir dönemde dijital mecralar ün saldı ve blockchain bir ilaç gibi geldi. Sanat dünyasının şu an eksik olması çok normal çünkü kripto teknolojisi çok yeni. Bunlar sanat dünyası için çok yeni ama sanat dünyasında eğitim seviyesi yüksek olduğu için hemen alışılacağını düşünüyorum. Bence çok çabuk entegre olundu.”

Crypto Women Turkey adlı oluşumun da kurucusu olan Baktaş, motivasyonlarını “Her sektörde olduğu gibi kripto para sektöründe de erkekler çoğunlukta, kadınların bilişim sektöründeki oranı yüzde 10, kripto sektöründe ise sadece yüzde 5. Kadınların en az olduğu sektörlerden biri. Biz de bu sebeple Crypto Women Turkey’i kurduk” diye aktarırken, oluşumun kadınlara sunduğu eğitimleri ve gerçekleştirdiği organizasyonları anlattı.

Previous Story

Kutsal Bir Alan Olarak Beden

Next Story

İstanbul Film Festivali Sinemalara Geri Dönüyor

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.