Bodrum Güneşi - ArtDog Istanbul

Bodrum Güneşi

/

1996  yılında vefat eden Zeki Müren, Bardakçı koyundan denize girer, her akşamüstü Barlar Sokağı’nda yanındaki korumalarıyla boy gösterir, Veli Bar’da oturur, etrafını çevreleyen ve kendisine sevgiyle bakan kişileri selamlar, sohbet eder ve onlarla birlikte hatıra fotoğrafları çektirirdi. Akşam yemeğini daha sonraları sahne aldığı meşhur Han Restoran’da yerdi. Zeki Müren şimdi müze olan iki katlı bu evi 1977’de sosyolog Fatma Mansur’dan 1 milyon 200 bin liraya almış. 24 Eylül 1996’da, TRT İzmir stüdyolarında “Batmayan Güneş” adlı Zeki Müren Belgeseli’nin çekimleri sırasında vefat ettiği güne kadar, bu evde yaşamış. Müze için Zeki Müren’in İstanbul’daki evinden getirilen eşyalar da var. Örneğin, onun sahne giysileri, el işlemeli pelerinleri, apartman topuklu lame çizmeleri, takıları gibi… Her yıl ortalama 60 bin kişi müzeyi ziyaret ediyor.

BODRUM’U BODRUM YAPTI

Dönemin Tapu Müdürü Nail Koç, bizzat evine giderek Sanat Güneşi’nin tapu işlemlerini kendi eliyle başlattığını ve onunla ilk tanışmasını şöyle aktarıyor: “Bir sabah tapu dairesine gittiğimde çalışma arkadaşlarıma, Zeki Müren’in Bodrum’dan ev aldığını ve tapu işleri için bu kadar değerli bir sanatçının değil de benim onun ayağına gidip akit (imza) alacağımı söyledim. Onlar da bana onay verdi. Velhasıl yasal olarak gereğini yaptım. Ve bu sebeple de tanışmış olduk. Evine gittiğimde beni çok nazik karşıladı. Mesai saatlerinde olduğum için, bira ya da soğuk bir şampanya teklifini kibarca reddetmek zorunda kaldım. Ancak bunu bir akşam yemeğiyle telafi ettik. O günden sonra da çok iyi bir komşuluk ilişkisi geliştirdik.”

Sanatçının kendisine “müdürüm” diye hitap ettiğini söyleyen Koç, “Açıkçası Zeki Müren, Bodrum’u Bodrum yaptı. Mahallemize taşındığı an hepimizin tavrı ve hitabı değişti. Örneğin başta karım ve çocuklarım olmak üzere sokağa çıkarken daha itinalı giyinmeye, davranmaya dikkat ettik. Çünkü fevkalade bir biçimde Türkçeyi konuşan ve özenli giysilerle dolaşan Sanat Güneş’i ile her an karşılaşma ihtimalimiz vardı. O sebeple hepimizin hayatlarına biraz olsun değmiştir. Her zaman için yolda gördüğünde selam vermeden ve gülümsemeden geçmezdi. Misafirperverdi. Verandasında ne insanları ağırlar ve ne sofralar hazırlatırdı. Her konuğuna özenle hizmet ederdi. Son zamanlarda ise hem medyadan hem de insanlardan uzak kaldı. Bizlere bile gözükmemeye çalışırdı. Bizler de bu duruma saygı gösterdik. Aramızda birkaç ev olmasına ve her gün evinin önünden geçmemize rağmen onun kendini gösterdiği kadar görürdük. Belli ki herkesin hafızasında güçlü ve neşeli haliyle kalmak istiyordu.

İNSAN AYIRMAZDI

80’li yıllarda Bodrum’da taksicilik yapan ve özellikle de Zeki Müren’in şoförlüğünü de üstlenen Yüksel Bey, sanatçıyı gündüz Bardakçı koyuna gitmek için evden alıp teknelerin olduğu yere, akşamları da limandaki Han restorana götürüşünü, kısa sohbetlerini ve son zamanlarını anlatıyor. Yüksel, “O zaman ki Bodrum şimdiki gibi değildi. Gösteriş yarışı başta olmak üzere çok büyük oteller de yoktu. Tahsilli, görgülü ve entelektüel birikimi olan insanların çoğunlukta olduğu dönemin Bodrum’unu yaşadı Paşa. Böylelikle, doğasıyla birlikte insanının da bozulmadığı zamanların Bodrum’unda inzivaya çekildi” sözleriyle o yıllardan bu yıllara değişen Bodrum’a dikkat çekiyor.

İlginizi çekebilir:  “Sanma ki Geldiğin Gibi Gideceksin”

Zeki Müren’in çok fıkra anlattığını ve espriler yaptığını anlatan Yüksel Bey, “Bana Sarı derdi. Arabayı kullandığımda, önce gideceği yerin adını söyler, benden onay almak için de, gülümseyerek “Sarı, yes de be gari” diyerek gülümser, zayıfladığım zamanlarda da “Ulan Sarı, saman çöpü gibi oldun gari” diye espriyi patlatırdı. Yani demem o ki insan ayırt etmezdi. İnsanları statüleriyle değerlendirmezdi. İnanılmaz mütevazi ve sevecendi. Tam toplum insanıydı. Kimsenin kalbini kırmaz, köylüsüyle köylü, fakirle fakir, küçükle küçük olurdu. Ben Bodrum’da ne ünlülerle bir arada oldum. Ancak Zeki Müren gibi insanı ve Bodrum’u seven kimseyi tanımadım. İnsanların, ırkını, maddi durumunu, dilini ayırt etmeden eşit davranırdı. Ben böyle bir insan daha görmedim. Burada 1 Temmuz’da Kabotaj ve Denizcilik bayramı nedeniyle yarışlar olurdu. İzmir’den gelen saz ekibiyle konser verirdi. Bodrum etkinliği olduğu için para almazdı. O kadar ki Bodrum aşığıydı. Kimseyi kırmaz ve kötü söz söylemezdi.

ŞÖHRETİNİ KÖTÜYE KULLANMADI

Yapı Kredi Zeki Müren Fotoğraf Arşivi

Yüksel Bey, “Akşam olduğu zaman kuğu gibi tüm endamıyla Halikarnas’ın limanının giriş yolunda belirirdi. Tüm esnaf kendi yerine otursun diye seferber olurdu. Ancak hesabını ödemediği masaya oturmazdı. Hesap ödemeden asla kalkmazdı. Şöhretini, kötüye ve hayranlarına karşı hiç kullanmadı. Giyisisi ve takıları sanki özel bir televizyon programına çıkar gibi özenliydi” sözleriyle Müren’in Bodrum halkının gözündeki yerini tanımlıyor.

Sanatçının Sarı lakabıyla hitap ettiği Yüksel Bey, Sanat Güneşi’nin inzivaya çekildiği dönemi özetliyor: O dönemde ben su işi yaptım. Onun evine de suyu ben verirdim. O zamanlar yanına yaklaştırmasa da mutlaka verandasına çıkar uzaktan bile olsa beni selamlardı. Evinde çalışan karı-koca hizmetli ve yakın bir iki dostundan başkasının kendisini görmesine istemezdi. İç dünyasına kapanan Zeki Müren’in yakın bir dostundan, sevenlerinin onu en son sahnelerde ve ekranlarda olduğu gibi hatırlamalarını istediğini duymuştum.

UĞUR SUSAM ANLATIYOR

Tekne yapımcısı Uğur Susam da Sanat Güneşi’yle olan bir anısını şöyle aktarıyor. Ben tekne yapımcısıyım. O günlerde Zeki Müren’i Karadağ’a kaplıcalara götürdüm. Köşede durup beklerken elindeki güneş kremini gösterip sırtına sürmemi işaret etti. Heyecandan elim ayağım titriyordu. Böylece panikten bütün kremi sırtına boşalttığımı fark ettiğimde, Müren tüm mütevaziliği ile gülümsüyordu.

Bu yazı için bodrumdanereyegidilir adlı web sayfasında 8 Haziran 2019 tarihinde yayımlanan “Zeki Müren Sanat Müzesi” adlı yazı ve Demet Yalçın Güneş imzalı 23 Eylül 2017’de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “21 yıldır Zeki Müren’siz” başlıklı yazı kaynak olarak kullanılmıştır.Fotoğraflar Yapı Kredi arşivindendir.

Previous Story

Bodrum’un Karanlık Geleceği

Next Story

Bodrum’a Sihirli Değnekle Dokunanlar

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.