Yaşamını ve çalışmalarını Ankara’da sürdüren Necla Rüzgar’ın Ben Denizle Sınanan Bir Kayayım isimli sergisi, Galeri Nev Ankara’da 23 Mart’a kadar açık. Sanatçı sergisinde dayanıklılık, sosyolojik meseleler ve tüm bunların fark edilmeyecek kadar küçük kişisel yansımalarına odaklanıyor.
Necla Rüzgar, üretimlerinde toplumun yalnızlaştıran ve başkalaştıran alışılagelmiş tutumları işlerken bireylere ve hayvanlar âlemine figür dağarcığının unsurları olarak yer veriyor. Sanatçı bu sergisinde de kullandığı sembollerde koç figürü yiğitliği temsil ederken, dağlar korkuyu simgeliyor. Rüzgar’ın izleyiciyle etkileşime giren figürleri bir yandan, hayatta kalmanın izlerini belirginleştirirken, bir yandan da onu gizliyor.
Sergide yiğitliği temsil eden koç; koyunun aksine görkemli görünüşü, gösterişli varlığı dolayısıyla kurban ediliyor. Eserlerde, koçun bu kurban edilişi asaletle kabullendiği varsayılıyor. Sergi tanıtım metninde ise bu kurban ediliş “Bir erkekten beklenen kutsal/kutsanmış güç, aynı zamanda onu öldürecek olandır,” ifadesiyle açıklanıyor.
Sergideki işlerde yer alan dağ ise korkuyu temsil ediyor. Sergi metninde bu temsil “Kendini keşfetme yolculuğunda zirveye ulaşmak için, nefesi ayarlamak, zorluklara hazırlanmak, kayanın sonsuz/sessiz sabitliğine meydan okumak gerekir. Dünyanın dört bir yanında, dört bin zamanın bilgeleri, manevi dönüşümlerini tamamlamak için dağlara çıkar. Bir kadından beklenen dehşetli ve hürmetli bu duvarları sırtlanmasıdır; dağlara sırtında dağlarla tırmanmalıdır, ” şeklinde yer alıyor.
Ben Denizle Sınanan Bir Kayayım, Necla Rüzgar’ın ilk sergisini 2014 yılında gerçekleştirdiği galeriyle ilişkilerinin derinliğini ve önemini de vurgu yapıyor. Sanatçının galeride sergilenen eski ve yeni eserleri arasındaki bu ilişki ise deniz dalgalarının sürekliliğiyle vurgulanıyor.
*Ben Denizle Sınanan Bir Kayayım, Galeri Nev Ankara’da 23 Mart’a kadar görülebilir.