Almanya’dan bütün dünyaya yayılan Bauhaus okulunun kuruluşunun 100. yıl dönümüne özel olarak hazırlanan uluslararası araştırma projesi bauhaus imaginista, SALT Beyoğlu’nda Moving Away [Uzaklarda] bölümüyle sunuluyor. 28 Ocak’ta açılan sergi 3 Nisan tarihine kadar açık kalacak.
Bauhaus anlayışının farklı siyasi ve kültürel bağlamlarda geçirdiği değişimlere odaklanan bu bölüme, bauhaus imaginista incelemelerinin derlendiği “Toplu Araştırmalar” ile “Türkiye Tasarım Eğitiminden Örnekler” eşlik edecek.
bauhaus imaginista, Bauhaus’un kuruluşunun 100. yıl dönümüne özel olarak Marion von Osten ve Grant Watson’ın küratörlüğünde hazırlandı.
bauhaus imaginista’nın sergi bölümleri, Bauhaus’la ilişkili dört üretime dayanıyor: Corresponding With [Karşılıklı Yazışmalar] 1919’da yayımlanan Bauhaus Manifesto’yu, Learning From [Alınan Dersler] Paul Klee’nin 1927’den bir çizimini, Moving Away [Uzaklarda] Marcel Breuer’in 1926’da yaptığı bir kolajı ve Still Undead [Hâlâ Yaşayan Ölü] Kurt Schwerdtfeger’in 1922 tarihli Reflektorische Farblichtspiele [Renk-Işık Oyunu Yansıması] işini çıkış noktası alıyor.
Bauhaus tasarım anlayışının dünyada kabul görmesini ayrıntılandıran bu dört bölümün içeriği, sanatçı, araştırmacı ve kültür kurumlarının katkılarıyla Hangzhou, Kyoto, Tokyo, São Paulo, Lagos, Yeni Delhi, Rabat, New York, Moskova, Berlin, Nottingham ve Bern’de düzenlenen sergiler, konferanslar ve atölye çalışmaları temelinde üç yılı aşkın bir sürede hazırlandı.
Uzaklarda, Bauhaus tasarım tartışmalarının 20. yüzyılın ilk yarısında ne gibi sosyopolitik ve jeopolitik koşullar altında biçimlendiğine; söz konusu fikirlerin değişik coğrafyalarda nasıl dönüştürülüp yorumlandığına bakıyor. Sovyetler Birliği, Hindistan, Çin, Tayvan, Kuzey Kore ve Nijerya’ya yerleşen Bauhausçuların üretimlerine yer veren bölüm, tasarımcıların gerek fikirleri gerekse çalışma biçimlerini sürekli uyarlamak zorunda kalmış olduğuna dikkati çekiyor.
Uzaklarda ile diğer üç bölüm üzerine küratöryel incelemeleri, yazılı ve görsel arşiv belgelerini içeren “Toplu Araştırmalar” enstalasyonu, bauhaus imaginista projesinin geneline dair katmanlı bir okumaya olanak tanıyor. Sanatçı Luca Frei tarafından hem bir heykel hem de bir sergi mekânı olarak kurgulanan enstalasyonun merkezinde, bauhaus imaginista yayınına erişim sağlayan bir bilgisayar istasyonu konumlanıyor.
Uzaklarda’nın İstanbul sunumunda ayrıca, Türkiye’deki temel tasarım ve temel sanat eğitimlerinde öncü yaklaşımlar ve eğilimler irdelenecek. Sergi boyunca, SALT Beyoğlu’nun ikinci katındaki “Türkiye Tasarım Eğitiminden Örnekler” mekânında, İstanbul Teknik Üniversitesi, Devlet Tatbikî Güzel Sanatlar Yüksekokulu (bugün Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi), Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde (bugün Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) işlenmiş bir grup ders, herkesin katılımına açık atölyeler eşliğinde değerlendirmeye açılacak.
BAUHAUS HAKKINDA
Sanat, zanaat, tasarım ve mimarlığı bir araya getiren Bauhaus, Birinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından 1919 yılında Weimar’da faaliyete geçti. Okulun kurucuları, eğitim sisteminin dönüştürülmesiyle mevcut toplumsal koşulların da iyileştirilebileceği fikrini savunuyordu. Bauhaus’ta geliştirilen yaratıcı pratikler ile çalışma ve yaşama biçimlerinin öncelikli amacı, halkı Almanya’nın ulusalcı ve otoriter geçmişinden kurtarmaktı. Kozmopolit bir yapıda olan okulun pedagojik yaklaşımı uluslararası nitelikte ve çok katmanlıydı; ayrı dönemlerde Arts and Crafts [Sanat ve El Sanatları] ve Neues Bauen [Yeni Yapı] akımlarıyla sosyalizm, komünizm, spiritüalizm ve Sovyet konstrüktivizminden düşünceleri de benimsedi.
1933’te nasyonal sosyalistlerce zorla kapatılıp dağıtılması ve birçok üyesinin Almanya’dan kaçmak zorunda kalmasıyla Bauhaus kültürü Avrupa dışı ülkelere yayıldı. Diktatörlükten dekolonizasyona, Soğuk Savaş mücadelelerinden Bağlantısızlar Hareketi’ne geçen yüzyılın köşe taşı olay ve süreçleri, Bauhaus fikirlerinin yerel koşullara ne şekilde uyarlanıp hayata geçirileceğini tayin etti.