Türkiye genelindeki güzel sanatlar fakültelerinden mezun genç sanatçıların işlerini sergileyerek, onlara sanat hayatına geçişlerinde destek olmayı amaçlayan BASE, bir yandan da sanatseverler, galeri sahipleri ve koleksiyonerler için yeni yetenekleri keşfetme fırsatı sunuyor. 8. edisyonu gerçekleşecek olan BASE’in seçici kurulunda Ari Meşulam, Bahar Kızgut, Coşar Kulaksız, Daryo Beskinazi, Derya Yücel, Ergin Çavuşoğlu, Esra Aliçavuşoğlu, Gülay Semercioğlu, Nermin Er, Oya Delahaye, Serkan Özkaya, Sinan Demirtaş, Yaşam Şaşmazer ve Yekhan Pınarlıgil bulunuyor. Bu yıl da Derya Yücel’in küratörlüğünde gerçekleşecek olan BASE, “Sanat Ne Yapar?” küratöryel başlığı etrafında şekilleniyor. Bu soruyla kesin yanıtlara ulaşmaktan ziyade, ortak ve kalıcı olmayan bir çerçeve kurarken; sanatçı, işi ve izleyen arasında bir etkileşim yaratmak amaçlanıyor. BASE 2024, 27 Kasım-1 Aralık tarihleri arasında The Ritz-Carlton Residences, Istanbul B Blok’ta her gün ücretsiz olarak ziyarete açık olacak ve 132 sanatçının yaklaşık 150 işinden oluşan yeni seçkisinin yanı sıra, önceki BASE edisyonlarına katılmış sanatçıların güncel üretimlerinden oluşan BASELECTED sergisine de ev sahipliği yapacak. BASE 2024’e katılan genç sanatçılardan dikkatimizi çeken bazılarına sanat pratikleri hakkında sorular yönelttik.
Berke Eren Gün
2001 Samsun doğumlu Berke Eren Gün, Hacettepe Üniversitesi Heykel Bölümü’nden mezun olacak. Çalışmalarında video, performans, heykel ve enstalasyon pratiklerini kullanıyor. Sanat pratiğini, “Toplumsal cinsiyet normları, bu normların başta kendi üzerimde olmakla birlikte bireyler üzerindeki etkisini, bu etkiden ortaya çıkan baskıyı ve bu baskıdan doğan nefret suçlarını ele alıyorum. Öncelikle trans/nonbinary hakları, bu insanların hem toplum hem de kendi komünü içerisinde yaşadıkları ataerkil yapıdan ortaya çıkan ayrımcılık ve dışlanmayı eleştiriyorum” biçiminde açıklayan genç sanatçının Olmaktan Korktuğum Kişi I ve II olarak iki işi yer alıyor.
Dilber Aslan
Dilber Aslan, 1997 doğumlu. Mardin Artuklu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu. Daha çok resim ve video alanlarında üretim gerçekleştiren genç sanatçı, sanat pratiğini, “Sanat, sınırsız bir yaratıcılık kaynağıdır. Renkler, formlar ve dokular, sanatçının ellerinde anlam ve duygu dolu bir esere dönüşür. İşte benim de sanattaki meselem duygu ve düşüncelerimi bu renkleri, formları, dokuları kullanarak diğer insanlara sanat aracılığıyla hissetmek,” sözleriyle açıklıyor. Aslan’ın BASE 2024 seçkisinde Kırmızı ve Mardin adlı üç işi bulunuyor.
Esin Keskinoğlu
Esin Keskinoğlu, 1978 İzmir doğumlu. Farklı bir kariyer izledikten sonra 2020 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Bölümü’nü kazanan Keskinoğlu, aynı bölümü 2024 yılında birincilikle bitirdi. Sanat üretiminde ağırlıklı olarak seramik heykel formlar kullanan sanatçının üretim aşamasındaki temel malzemesi kil. BASE 2024’te Dil Yarası adlı işiyle yer alan Keskinoğlu sanattaki meselesini şöyle betimliyor:
“Sanat; bireyin kendi özü ile bağ kurarak, düş ve düşün dünyasını dışa vurmasına olanak sağlar. Sanatçı; sanatı aracılığıyla izleyiciye düşünme, duygulanma ve bağ kurma alanları açarak izleyicide özdeşlik, farkındalık, değişim ve dönüşüm yaratır. Ben de insana dair meseleleri kendi düşün gücüm ve yaşam deneyimlerimden kesitler ile kurgulayarak ürettiğim eserlerimi izleyici ile buluşturuyorum. Çoğunlukla bana dokunan, dert olan, beni yaralayan konular üzerine odaklanıyorum. Bazen yaşadığım coğrafyanın gerçeklerini, bazen insanın ve hayatın doğasındaki diyalektiği, bazen kimlik bunalımlarını toplumsal veya bireysel meseleler üzerinden ele alarak izleyiciye düşünme, duygulanma, bağ kurma ve dönüşme alanları açıyorum.”
“Semiha Berksoy Berlin’de” Sayısı
ArtDog Istanbul basılı dergi satış noktalarını görmek için tıklayın.
Kapak: Semiha Berksoy, Sound, sunta üzerine yağlıboya, 1970. ©️ Semiha Berksoy ve GALERIST’in izniyle. Hamburger Bahnhof – Uluslararası Çağdaş Sanat Müzesi.
Nurcan Kır
1973 Almanya doğumlu Nurcan Kır, 2023 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nden mezun oldu ve aynı yıl Güzel Sanatlar Enstitüsünde yüksek lisans eğitimime başladı. Sanatçının BASE 2024 seçkisindeDialogve Bağ adlı iki işi bulunuyor. Sanatçı, üretim pratiğini şöyle betimliyor: “Çalışmalarımda bedenin bir deneyim alanı olarak nasıl konumlandığını araştırıyorum. Bedeni, mekân, boşluk ve nesne kavramlarıyla ilişkilendirerek ele alıyor; bedene ait fragmanları kullanarak, onu bir mekân gibi kurguluyorum. Bu yaklaşım, içsel düşünceler, duygular ve yaşantıların beden üzerinde nasıl izler bıraktığını ve bedenin bu izler aracılığıyla nasıl dışavurum bulduğunu gözlemlememi sağlıyor. Çalışmalarımda beden imgesini, yokluk ve boşlukla olan ilişkisi üzerinden sorguluyorum.
İnsanın varoluşunu ve evrendeki yerini anlamlandırma çabasının bedenle başladığına inanıyorum. Beden yalnızca fiziksel bir varlık değil; aynı zamanda duyusal deneyimlerle anlam kazanan çok boyutlu bir yapı. Bu yüzden çalışmalarıma, bedeni hem fiziksel hem de duyusal algı yönünden ele alarak başlıyorum. Bedeni, bir yandan algısal yönleriyle keşfederken, diğer yandan içsel dünyadan gelen izleri taşıyan bir alan olarak değerlendiriyorum. Böylece, beden üzerinden insanın içsel ve dışsal deneyimlerini varoluşa dair bütüncül ve kapsamlı bir bakış açısıyla sunmayı amaçlıyorum.”
Zora Kızılkaya
1996 Ağrı doğumlu Zora Kızılkaya, bu yıl Iğdır üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nü birincilikle bitirdi. BASE 2024’te Görücü Usulü işi ile yer alan sanatçı; resim, video art ve fotoğraf ağırlıklı çalışıyor. Çalışmaları için, “Çalışmalarımda, insanların iletişimsizlikten doğan yalnızlıklarını ve kopukluklarını, sıradan ve gündelik nesneler aracılığıyla etkileyici bir şekilde ifade etmeyi amaçladım. Çöp poşetleri ve kartonların kullanımı, hem iletişimsizliğin ağırlığını hem de modern toplumun geçicilik ve tüketim kültürünü yansıtan bir metafor olarak dikkat çekmek istedim,” ifadesini kullanıyor.
Elif Gündüz
Elif Gündüz 1989 Kırklareli doğumlu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Seramik ve Cam Bölümü’nde lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra, 10 yıldır Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Seramik ve Cam Bölümünde Araştırma Görevlisi olarak çalışmalarını sürdürüyor.
Ürettiği işlerde genel olarak, seramik ile çizim çalışmalarını bir araya getiriyor. Seramik malzemeyi bir çizim yüzeyi olarak kullanan sanatçı, süreç sonunda ortaya çıkan işleri seramikten bir natürmort ya da -dijital olmayan- üç boyutlu bir tablo olarak tanımlıyor.
İki ve üç boyutun birlikteliklerinden doğan her türlü sonucu neden-sonuç̧ çerçevesinde gözlemleyebilmek için bir seramik tablo yaratma düşüncesi, modle gibi teknikler dışında çerçeve gibi detayların kullanılmasıyla da tablo izlenimi veriyor.
Hacettepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü’ne bağlı Seramik Sanatta Yeterlik Programı kapsamında sanatta yeterlilik tez konusuna bağlı olarak ortaya çıkan natürmortlar gibi mutfak temalı serilerinde üç boyutlu çizimler gerçekleştiriyor.
BASE 24 seçkisinde Demlik I ve Mutfak Dörtlüsü Serisi işleriyle yer alan Gündüz sanat pratiğini şöyle ifade ediyor.
“Natürmortlar serisinin her bir parçası anlamsal olarak, insanlığın tanıdık ve ortak duygusu olarak mutfakta geçirilen zamanın anlık kesitlerini temsil eder. Daldığımızda gözümüzün önündekini ya da bakakaldığımızda gördüğümüzü sandığımız, hiç̧ de üzerinde durmadığımız kaydedilmemiş̧ anları aktarmak ister. Mutfaktan geçerken anlık olarak gözümüze takılan bir demlik bulaşığı ile girilen diyalogda iç̧ sesin karşısındaki sahne… Her şeyden önemlisi izlenmek ister. Yapısal olarak da bir resim mi yoksa bir seramik mi; iki boyutlu mu yoksa üç boyutlu mu gibi ikilemlerde bıraksa da bu uygulamaların amacı bu çelişkilere ters düşmemektedir. Çünkü̈ bir şey artık, çok disiplinli sanat dünyasındaki mixmedia’lar arasında hem ‘o’ hem de ‘o’ olabilir.”