Baksı Müzesi’nde ‘Maskeler’ Dile Geliyor

//

Bayburt’un 45 km dışında bulunan Baksı Müzesi‘nin yeni sergisi “Maske/Çağrışımlar” kapılarını açtı. 15 Mayıs’a kadar ziyaretçilerini ağırlayacak sergi kapsamında 20 sanatçı ve tasarımcı üretimleriyle “maske” kavramını ele alıyor, yorumluyor. Sergiyi aynı zamanda müzenin web adresi baksi.org üzerinden çevrimiçi olarak izlemek mümkün.

Maske Mercek Altında

Sergide, aralarında Alp İşmen, Aykut Erol, Beyza Boynudelik, Enis Karavil, Felekşan Onar, Ferhat Özgür, Fırat Engin, Gülcan Şenyuvalı, Gülten İmamoğlu, Halit Berker, Hatice Gökçe, İrfan Önürmen, Mehmet Dere, Mehmet Kavukçu, Merve – Kerem Ariş (UNIQKA), Mike Berg, Mustafa Horasan, Özlem Süer, Sinan Logie ve Simay Bülbül’ün de yer aldığı isimlerin işleri sanatseverlerin karşısına çıkacak.

Sergiye katılan sanatçı ve tasarımcılar, fotoğraftan performansa, kefen bezinden Lego’ya, tuvalden mobilyaya farklı materyal/malzeme ve medyumlarla, bireyin yabancılaşmasından sistem karşısındaki açmazlarına kadar farklı düşünceler etrafında ‘maske’yi mercek altına alıyor.

Sergide Yer Alan İşler

Merve-Kerem Ariş çifti “Öz” başlıklı tasarımda maskeyi bir distopya çerçevesinde ele alarak bir örnek maskeler giydirilmiş, görmeyen, duymayan, konuşamayan, düşünemeyen insanları konu ediyor. Halit Berker “İster Uzak, İster Yakın” başlıklı mobilya tasarımında maskeyi korunmak amacıyla kullanılan bir malzeme olarak görmeyi reddediyor ve onu hayattaki keyifli anlara tanıklık edecek bir objeye dönüştürüyor: İç içe geçen iki ayrı sehpa…

Aykut Erol “Love Mask” ile aşkın maskesini yorumlarken Enis Karavil “2020.313” adlı tasarımında Apple Watch’un sesli komut özelliğinden ilhamla maskenin ardında konuşan bir sese ve gelecekteki muhtemel iletişim senaryolarına odaklanıyor.

Ferhat Özgür bir seri fotoğrafla Covid-19’dan kaynaklı ev içi hapsinin yaratıcılığa etkilerini araştırıyor. “Kapanma Günlükleri” başlıklı yapıtta sanatçı, evindeki mevcut nesneleri yeniden düzenleyerek kişisel mekânını bir performans alanına dönüştürüyor. Fırat Engin “Otoportre 2020”de neon malzemeyi dijital bir portre fotoğrafı ile birlikte kurguluyor, “şimdi”yi içeren ama geleceğe dönük bir çalışma olarak sunuyor.

Gülcan Şenyuvalı “Çalınmış Hayat”ta kefen bezi olarak kullanmak üzere alınmış bir patiska kumaşını el dikişi ve nakışla bir maske yorumuna dönüştürüyor. Sinan Logie “Akıṣkan Yapılar, faz 20, isimsiz”de kapanmanın getirdiği malzeme kıtlığına işaret ederek eski eserlerini maskeleyerek üzerlerine yeni katmanlar ekliyor.

Simay Bülbül “Fanustaki Çocukluk”u açık havada oyun oynamaları gereken en güzel zamanlarını evlerinde birer cam fanus içerisinde tüketen çocuklara adıyor. Ürettiği lego’dan maske ile hayatlarının odak noktası oyuncak yerine maske olan çocukları anlatıyor. Hatice Gökçe “Tel maske”de teli, rengi, dokusu ve işlenme biçimiyle bir yaşam metaforu olarak ele alıyor.

İlginizi çekebilir:  Avrupa ve ABD Müzelerinden Radarınızda Olması Gereken Sergiler

Felekşan Onar “GetmePPE” adlı yerleştirmesinde kullan-at ekonomisine ve insanoğlunun kısacık belleğine dikkat çekerken, camdan şekillendirdiği ve yerlere atılmışçasına bir araya getirdiği maskelerle bugüne nasıl geldiğimizi sorgulatmayı amaçlıyor.

Mustafa Horasan maskenin yarattığı çağrışımları “Yüz Her Şeydir” adlı bir yağlıboya portre
üzerinden dışavururkken, Beyza Boynudelik “Merhaba Yabancı” başlıklı tuval çalışmasında kentli bireyin maskeli
olma, kendine ve “öteki”ne yabancı olma durumuna odaklanıyor.

İrfan Önürmen ahşap pano üzerine akrilik, foreks, metal vidalar ve demir çubuklarla oluşturduğu “Beyaz Mask”ta maske formunu bir metafor olarak kullanıyor ve günümüz insanının parçalanmışlığına, paranoyasına, teknoloji-beden ilişkisine ve sistem karşısındaki açmazlarına vurgu yapıyor.

Maske Bugün Hiç Olmadığı Kadar Yaşantımızın İçinde

Özlem Süer “Bayburt Ejderhası”nda maskeyi, bulunduğu sergi mekânıyla bütünleştiriyor. Bölgede masallara, efsanelere konu olan yılan-ejderha imgesini yine yöresel bir dokuma olan ehram üzerine işliyor. Mike Berg “Perde” isimli çalışmasında bir kumaş parçasını bir tür maske olarak ele alıyor. Üzeri işlemeli keçe kumaş, arkasındakini gizleyen özelliğiyle maske işlevini üstleniyor.

Alp İşmen “Biri/Someone” adlı tuvalde, arkasına gizlenilen alt benlikler ve bu sayede bürünülen kimliklere, söylenilen yalanlara ve yaşanmamışlıklara değinirken Gülten İmamoğlu “Maske”yi dünyanın maskesi olarak tasarlıyor ve tahammül sınırlarının zorlandığı pandemiyle dünyamızın geldiği noktayı sorguluyor.

Mehmet Kavukçu maskenin koruma, gizleme, saklama, öykünme ve törensellik gibi ana niteliklerden yola çıkarak bir performansın görselleriyle “Maskeleşme”yi hayata geçiriyor. Mehmet Dere “Göze Göz” adlı kâğıt çalışmasında siyah-beyaz dengesinin, yaşam-ölüm, varlık-yokluk, kalem-kâğıt, kuşatan-kuşatılan arasındaki metafizik deneyimlere yerini tuttuğunu dile getiriyor.

Sanat kurulunun Prof. Hüsamettin Koçan, Feride Çelik, Banu Çarmıklı ve Özlem Yalım’dan oluştuğu sergi, “maskeyi aynı zamanda bir kavram olarak boyutlandırma” temelinde geliştirildi. Sanat kurulu ise “Bugün maske, belki de daha önce hiç olmadığı kadar gündemde, günlük yaşantımızın ta içinde… Maskelerimizin ardından iletişim kurmaya çabalıyoruz. Hayatımızın merkezinde maskeli konuşmalar, maskeli buluşmalar, maskeli vedalar var artık…” sözleriyle maskenin güncelliği ve kavramsallığı ile sergiyi açıkladı.

Emre Senan’ın kurumsal tasarımı hazırladığı “Maske/Çağrışımlar” sergisi, Baksı projesinin 20. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde 15 Mayıs 2021 tarihine kadar ziyarete açık kalacak.

Previous Story

Saatchi Gallery JR Sergisi için Hazırlanıyor

Next Story

Karar: Müzeler Nazilerin Yağmaladığı Eserleri Mirasçılara İade Edecek

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.