Söyleşilerimizde kimi sanatçılarımız bağımsız olmayı sanat üretiminde özgürlükle özdeşleştirirken kimi sanatçılarımız fon eksikliğinin ve koleksiyonerler, fuarlar gibi etmenlere bağlı katı bir sanat ekosisteminin olduğu coğrafyalarda sanatçının bir galeriye bağlı olsun olmasın özgür olmadığından söz etti. Sizin düşünceniz nedir? Kendi sürecinizden söz edebilir
Bugüne dek yaptığımız söyleşilerde bağımsız sanatçılık kavramı karşımıza ya bilinçli bir tercih ya da öteki seçeneklerin verimsizliğinden kaynaklanan zorunlu bir tercih olarak çıktı. Sizin için nasıl gelişti bağımsızlık süreci? İşlerimi sergilemeye 1980’lerde başladım. O dönemin politik ve sosyolojik yapısı herkesin malumu, o
Geçtiğimiz gün kaybettiğimiz Ayla Erduran hayatı ve müziğe tutkusu ile sanat dünyamızda ayrıksı bir yerde duruyor. 1934 doğumlu Ayla Erduran annesinin isteğiyle çok küçük yaşlarda kemana başladı. Dört yaşında Karl Berger’in öğrencisi oldu. On yaşına geldiğinde ilk resitalini Ferdi Ştatzer eşliğinde Saray
Bundan önceki söyleşilerimizde bağımsız sanatçı olmanın kişiye içerik ve üretim anlamında özgürlük sağladığı yine de belli zorluklar barındırdığı konuşuldu. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? Sizin süreciniz nasıl ilerledi? Bu sorunun birden fazla açısı olduğunu düşünüyorum. “Bağımsız sanatçı” ifadesinden kastımız bir ticari galeriye
Galeri sanatçısı olmamanız, bu anlamda bağımsız olmanız size sanat üretiminizde düşünsel ve pratik anlamda da bağımsızlık sağlıyor mu yoksa bu durumu bir yoksunluk olarak mı tanımlarsınız? Bir galeriye bağlı çalışmamanın, kendi tasarrufunda üretmenin ve kendi temsiliyetini üstlenmenin düşünme ve üretme özgürlüğü olduğunu
Bağımsız sanatçı olmanın tanımı üstünde bundan önceki söyleşilerde çokça durduk. Size bu tanımın anlamını değil size hissettirdiklerini sormak istiyorum. İlk neler geliyor aklınıza bağımsız sanatçı denince. Aklıma ilk gelen, hep etkileşim içinde üretmek, bağımsız sanatçı olmaktan çok bu tanımlıyor beni. Onur Haftası
Bağımsız sanatçı olmanın tanımı deyince akla tabii ilk olarak bir galeriye ya da herhangi bir kuruma bağlı olmayan sanatçı geliyor. Sizce bu niçin önemli ve bağımsız sanatçı deyince aklınıza gelen ikincil tanımlar var mı? Aslında uzun yıllar boyunca “bağımsız” sanatçı olduğumun farkında
Gökkuşağı Renkleriyle Yağmur (Çocukların Çağrısı) fikri nasıl doğdu ve ilerledi? 2013’te ben Galeri Mânâ ile çalışıyordum. Sergi iki kısımlı oldu. Çünkü bu Taksim’deki olaylar başladığında galeriler de kapandı. Serginin bir aylık bir hayat oldu. Sonra galeri açıldı. Benden rica ettiler, bu sergiyi
Öncelikle bağımsızlığın, bağımsız sanatçı olmanın tanımından başlayalım. Sizce bağımsız sanatçı kimdir? Bağımsız sanatçı, yerleşik anlamıyla herhangi bir ticari galeriyle temsiliyet ilişkisi olmayan sanatçıyı tanımlıyor olmalı. Bu durumda bağımsız mekânlardan da kâr amacı gütmeme koşulunu düşünmeliyiz. Ama bir şekilde bu mekânlarda kâr ederek
It/Ortada sergisi, sosyal kodların bizi nasıl konumlandırdığına dair oyun simülasyonlu bir deneyim sunmayı amaçlıyor. Paulo Freire’nin Ezilenlerin Pedagojisi kitabından ilham alan sergi, ezen-ezilen, mağdur-fail ilişkilerine odaklanıyor. Ayrımcılık, eşitlik, haz gibi kavramların karşıtlıklarını sorgularken, bu kavramların herkeste farklı yansımaları olduğu gerçeğine vurgu yapıyor.