“Ve işte kadınlar… Erkek egemenliğini sorgulayan, kadınların tarihsel süreçlerdeki etkin rolünün görülmesini kendine amaç edinen, toplumsal cinsiyet kalıplarını tespit edip dönüştürmeye çalışan, ataerkil sistemle ve sıklıkla iç içe olduğu kapitalizmle de mücadele eden, çeşitliliği ve eşitliği savunan kadınlar. İpek Duben, Azade Köker,
“Ermeniler tarih boyunca el işçiliklerindeki maharetleriyle bilinegeldi. Alet kullanma becerileri, yaratıcı olmaları ve çalışkanlıkları sayesinde dünyanın her köşesinde, farklı milletlerden ve kültürlerden insanların arasında, kendi kimliklerini koruyarak yaşayabildiler. Usta, yaratıcı emektir. Usta üretime kendinden parça katandır. Bu yüzden her usta bir parça
“Müşterek” kelimesi, TDK’da “birden fazla şeyin veya kişinin ortak veya aynı olma durumu” olarak tanımlanıyor. Siz serginin teması ile Bienal’in “Daha Uzaklara” teması arasında nasıl bir müştereklik kurdunuz? Öncelikle Mardin Bienali direktörleri Döne Otyam ve Hakan Irmak’ın daveti ile “Invited” projesine dahil olduğumu
AKP’nin Hayvanları Koruma Yasası’nda yapmak istediği değişikliğe itirazlar yükseliyor ancak iktidar kör ve sağır. Etik açıdan, haklar açısından, tıbbi açıdan, doğa açısından ve hatta din açısından söylenen hiçbir şey, katliam yasasından vazgeçmelerine yetmiyor. Sokak hayvanlarını toplamak, ölüm kampı olan barınaklara tıkmak, 30
Sergiye Göz Göre Göre: 25 Yıllık Tanıklık adını koyarken neyi amaçladınız? Sergi başlangıcını, 1998’de Atlas dergisine başlamamla aldık. Benim 25 yıllık retrospektifim gibi düşünülebilir. Sergide Atlas’ta 1998-2005 arası yaptığım işler de olacak, Atlas’tan ayrıldıktan sonra ürettiğim işler de. Atlas’tan ayrıldıktan sonra 2004’ün
Bugüne kadar sosyal medyada gördüğümüz katliam görüntüleri ve vahşet yetmiyormuş gibi, şimdi de iktidar, sokak hayvanlarını “yasal olarak öldürmeni”nin peşinde. AKP’nin “Hayvanları Koruma Kanunu“nda değişiklik yapmayı planladığı kulislerde konuşulmaya başladığından beri, azıcık vicdanı olan herkesin yüreği ağzında. Yasada yapılacak değişiklik elbette şeffaf
“Önce insanı seviyorum. Toprak çalışmalarımda da insan sevgisini işlemek istedim. Yaz aylarında gittiğimiz Şile’de, çevremdeki kadınlar ya çocuk bekliyor ya yeni doğum yapmış. Oysa biliyorum, hemen hepsi sekiz, dokuz çocuk sahibi. Hep çocuklu kadınlar… Analığa saygı duyuyorum elbette. Ama bu yetmiyor ki.
Sıraevler No: 33’te yaşadığı ve ürettiği mekanın Haluk Akakçe için önemi ve yeri neydi? Sıraevler 33 numara, Haluk’un içinde yaşamak üzere yarattığı bir eserdi aslında. Boş bir mekanın yeniden inşası ve dönüşümü üzerine mimari kavramları da sanat eserlerine entegre ederek, mekanın algılanışını
“Biz sizin vereceğiniz çiçekler için savaşmadık.” Almanya’da katıldığım 8 Mart Dünya Kadınlar Yürüyüşü’ndeki bu pankart, belki de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü itirazları arasında gördüğüm en net, çarpıcı, öfkeli ve itiraf edeyim eğlenceli olanıydı. Yılın sadece bir günü kadınlara çiçek alarak erkek