Türkiye’de Yeni Müze Dalgası Türkiye kültür ve sanat alanı 2019 yılı sonbahar dönemiyle birlikte, 2000’li yılların başında yaşanan dönüşüm sürecine benzer bir hareketlilik dönemi içine girdi. Bu yeni müze dalgası kapsamında; Vehbi Koç Vakfı’na bağlı bir kurum olarak 2010 yılında İstiklal Caddesi
”Animalesque / Art Across Species and Beings” adlı sergi 17 uluslararası sanatçının film, video, resim, heykel, yerleştirme ve ses türlerinden oluşan işlerini Londra’daki Baltic Centre for Contemporary Art’ta bir araya getiriyor. Son yıllarda hepimizin bildiği gibi sanatçılar insanın doğa ile ilişkisi ve
Londra’da bulunan Somerset House’da 31 Ekim 2019 tarihinde açılan ”24/7: A wake up call for non-stop world” sergisi, denetim ve gözetim teknolojileri ile çevrili günlük hayatlarımızda sürekli uyanıkta ve tetikte olma hallerimize dikkat çeken, 50’den fazla sanatçı ve tasarımcının multidisipliner çalışmasına yer
Ziraat Bankası Müzesi’nin tarihi binasında 2017 yılında başlayan restorasyon çalışmaları sonrasında, müze dijital unsurlarla zenginleştirilerek Kasım 2019’da tekrardan ziyarete açıldı. Restorasyon sonrasında, daha öncesinde sadece Şeref Salonu alanında bulunan müze, tüm giriş katı ile birlikte bodrum katta yer alan kasa dairelerini de
Melike Ayça Güzel, ArkeoPera’da gerçekleşecek konuşmasında, Shakespeare’in eserlerinde yer alan klasik kültürü genel hatlarıyla inceleyecek ve Plautus’tan Seneca’ya yazarın eserlerinde Antik tiyatronun çeşitli etkilerini ele alacak. Programda, eski Yunan şair Manandros’un Yeni Komedi akımının uygulayıcılarından olan Shakespeare’in çeşitli oyunları bu bağlamda okunacak.
L.S. Lowry’nin bu zamana kadar kamuya açık olarak sergilenmemiş, sanatçı hakkındaki hiçbir kitapta yer almamış 1943 tarihine ait bir tablosu 70 yıl sonra ortaya çıktı. Tablonun sahibi olan Manchester doğumlu Leonard D. Hamilton, Amerika’ya göç ettikten sonra New York’ta ”Sloan Kettering Institute”de
Fransa’da, Cumhurbaşkanı Emmanel Macron’un emeklilik planına karşı devam eden protestolara Paris’in meşhur operası ”Palais Garnier” balerinleri de katıldı. Paris Operası’nda çalışan balerinler, opera binası önünde Çaykovski’nin ünlü eseri Kuğu Gölü balesinden bir bölüm sahneledi. Balerinlere Paris Senfoni Orkestrası eşlik etti. Paris Operası
Galeri Nev Ankara’nın 35. kuruluş yıl dönümünü için ev sahipliği yapmaya başladığı ”Altın Çağ” sergisi, galerinin kuruluşundan bu yana çalıştığı sanatçılarla birlikte başka zamanlarda, başka vesilelerle temas ettiği ya da teğet geçtiği isimlere de yer veriyor. Serginin adının “Altın Çağ” olması, bu
Genco Erkal, Nazım Hikmet’in ölümünün 54. yıldönümü için uyarladığı ve yönettiği ”Yaşamaya Dair” adlı oyunu, sahnede Tülay Günal ile paylaşıyor. Ozanın Bursa Cezaevi’ndeki yaşamını ve eşi Piraye Hanım’a olan tutkusunu anlatan oyun, sonrasında sürgün yılları ve vatan hasretine odaklanıyor. Piyano ve viyolonsel
Bozlu Art Project, Kerem Ağralı’nın ”Et cor natura / Doğanın Kalbi” isimli sergisine 24 Aralık tarihinden, yarından itibaren ev sahipliği yapmaya başlayacak. Ağralı’nın çalışma pratiği mitler, sembolik anlatımlar, insan doğası ve insanın doğa içinde kendini arayışı gibi konular üzerinde şekilleniyor. Sanatçı, sergide
Yapı Kredi Bomontiada Performans Salonu, 25 Aralık Çarşamba günü Ayşegül Cengiz Akman tarafından kurulan teatr.ist’in ilk projesi olan ”Tekinsiz” adlı oyuna ev sahipliği yapacak. “Tekinsiz”, Ayşegül Cengiz Akman’ın, usta Fransız oyuncu ve palyaço Amédée Bricolo ile ortak bir çalışma yürüterek sahnelediği tek
Orhan Pamuk’un başyapıtlarından biri olan ”Benim Adım Kırmızı”, yayımlanışının 21. yılında 21 makaleden oluşan bir kitapla anılıyor. Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan kitapta, Irmak’ın Orhan Pamuk ile yaptığı bir söyleşi de yer alıyor. ”Benim Adım Kırmızı”, Türk edebiyatının dünyada en çok okunan, en