Bu yıl, Cumhuriyet’in 100. Yılını işaret ediyordu ve yılın ikinci sayısını Cumhuriyet’e ayırmıştık. Ancak 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından değil bir kutlama yapmak, Mart-Nisan ve takip eden sayılarımızı depremden ve yol açtığı yıkımlardan bahsetmeden ele almak imkansız olmuştu.
Üstelik depremi izleyen ve tüm toplumu derinden etkileyen seçimlerin ardından süregelen ve gittikçe derinleşen ekonomik kriz, Rusya ve Ukrayna savaşı, giderek artan göçmen sorunu, ayyuka çıkan ve insanları birbirine düşüren barınma sorunu derken yılın son sayısına geldiğimizde içimizde esen 100. Yıl coşkusunu nihayet kutlamak ve kapağa taşımak için bir aralık yakaladık.
Hedefimiz 2023 yılının tüm sayılarında bize Cumhuriyet’i ve her şeyden evvel kapkara ve kanayan bir coğrafyada ‘laik’lik gibi bir özgürlüğü hediye eden, yeri doldurulamayacak Ata’mızı anmak ve daha iyi anlamaktı; bunu ancak yılın son sayısında yapabiliyoruz. Aslında bu durum yaşadığımız toprakların kaotik ve sancılarla dolu yapısını da çok iyi özetliyor.
Bu coğrafyayı ve toplumsal dinamikleri çok iyi bilen bir deha ve vizyonerdi Atatürk. İfade ve düşünce özgürlüğünün iyice daraldığı bugünlerde, bundan 100 yıl önce ifade özgürlüğünün temelinin sanat olduğunu kavrayan bir liderdi.
O, sanatı her şeyin üstünde tuttu, üzerinde titizlikle düşünülmüş politikalarla edebiyattan müziğe, güzel sanatlardan sahne sanatlarına kadar kültür sanatın her alanında kuşkusuz devrim sayılacak adımlar attı. Bugün elinizde tuttuğunuz bu dergi ve bu derginin içinde yer alan tüm içerikler onun attığı bu adımların sonuçları.
Cumhuriyetin yüzüncü yılında, yılın son sayısında Atatürk’ün 1934 yılında Ankara’da bir sergide çekilmiş fotoğrafını kapağa taşıdık.
Atatürk’ün kültür sanata verdiği değeri bu fotoğraftan okumak mümkün. Bu yazıyı onu daha iyi anlamak ve anmak için 1923 yılında yani bundan tam 100 yıl önce kültür sanat ile ilgili söyledikleriyle bitirelim:
“Bir miIIeti yaşatmak için birtakım temeIIer Iazımdır ve biIirsiniz ki, bu temeIIerin en önemIiIerinden biri sanattır. Bir miIIet sanattan ve sanatkârdan yoksunsa tam bir hayata sahip oIamaz. BöyIe bir miIIet bir ayağı topaI, bir koIu çoIak, sakat ve hasta bir kimse gibidir. Hatta kasdettiğim manayı bu söz de ifadeye yeterIi değiIdir. Sanatsız kaIan bir miIIetin hayat damarIarından biri kopmuş oIur. Bir miIIet sanata önem vermedikçe büyük bir feIakete mahkumdur. Birçok unsurIar o feIaketin derecesini farketmez. Farkettiği gün de ne kadar müthiş bir etkinIikIe çaIışmak gerektiğini tahmin edemez.”
İzindeyiz…
ArtDog Istanbul basılı dergi satış noktalarını görmek için tıklayın.
Kapak Görseli: Mustafa Kemal Atatürk, Ankara’da açılan bir sergide heykeli incelerken, 1934, BYEGM
Kapak Tasarımı: Burcu Ocak