Anna Laudel’de Yeni Sergi: “Seni Sevmeyen Ölsün” - ArtDog Istanbul
Rasim Aksan, To Me You are the Definition of Life and Breath, 2016, Şafak Kartı (Daybreak Card), Acrylic airbrush and aquarelle on paper, 34 x 11 cm (Detail)

Anna Laudel’de Yeni Sergi: “Seni Sevmeyen Ölsün”

/

Anna Laudel, 26 Mayıs itibarıyla “Seni Sevmeyen Ölsün” / Who Doesn’t Love You, May Die” başlıklı grup sergisini izleyiciyle buluşturuyor. Adını Tüdanya’nın 1986 yılında büyük çıkış yapan aynı isimli şarkısından alan serginin küratörlüğünü gazeteci M. Gülben Çapan üstleniyor.

10 Eylül’e kadar görülebilecek sergide, Anıl Can, Ardan Özmenoğlu, CANAN, Cansu Yıldıran, Haluk Çobanoğlu, Rasim Aksan, Tuğberk Selçuk ve Yasemin Özcan’ın farklı materyal ve tekniklerde ürettikleri eserlerinden bir seçki sanatseverlerin karşısına çıkıyor.

Anıl Can, Bizim Çayevi, Pendik 1967 – Altındiş Ziya, Yapay zeka üretimi_AI Generated, 2023, 40×40 cm, Anna Laudel

Ana Tema ‘Arabesk’

Türkiye’nin modernleşme çabasına tepki olarak ortaya çıkan 1960’ların önemli kültür furyası arabesk ise serginin ana temasını oluşturuyor.

Uzun yıllar resmi yasaklara ve sansürlere maruz bırakılan, zor hayat şartlarına karşı bir başkaldırı niteliğinde olan arabeskin yaşadığı dönüşüm, seçkide yer alan eserler aracılığı ile farklı form ve biçimlerde izleyici karşısına çıkıyor.

İlginizi çekebilir:  Ukraynalı Sanatçılara Yardım Fonu
Cansu Yıldıran, Lubunlarca Son Akşam Yemeği, 2022, Arşivsel pigment baskı, 35x50cm, Anna Laudel

Sergi, son yıllarda değişen, dönüşen ve günden güne özgürleştirilerek daha geniş kitlelere hitap eden bir müzik türü haline gelen arabesk müziğin yolculuğuna ışık tutarak arabeskin günümüz toplumundaki yerini hatırlatıyor. Geçmişte arabeskin “babaları” olarak anılan figürler ile günümüzde arabeski yaşamaya devam edenler arasındaki sınıfsal uçurum üzerine kurulan sergi, bugün toplumun geride kalan ve kimlik arayışını sürdürmeye devam eden ötekileri üzerine düşünmeye davet ediyor.

“Seni Sevmeyen Ölsün” seçkisiyle, acının ve aşkın isyanı üzerinden ortak bir kimlik ve bir “kurtarıcı” arayışına giren bu kültürün, kendi yarattığı kahramanlarının toplumsal değişimine, kenardan merkeze hareketle ve bu hareketin gücüyle yeni kahramanların nasıl yaratıldığına tanıklık ediyor.

Rasim Aksan, Bir Gül Kadar Güzel Ol Ama Dikeni Kadar Zalim Olma, Kağıt üzerine quarel kalem, 11.5 x 8.4cm, 2017, Anna Laudel
Previous Story

OMM’da Açık Hava Sineması

Next Story

“Neredeyiz?” Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi’nde

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.