Kolektif “İyileşme” sergisi kapsamında sanatçı Mehtap Baydu’nun “Analı Kızlı” performansı 25-26-27 Mart tarihlerinde Metrohan’da gerçekleştirildi. Deprem bölgesine yardım amaçlı gerçekleştirilen performansta sanatçı, Anadolu’nun ve İstanbul’un sosyal ve kültürel oluşumlarının kadına yaklaşımını farklı yönleriyle yansıtan 11 Türk mutfağı örneğini, 11 kadınla birlikte hazırlayarak 60 davetli misafire 28 Mart‘ta sunuldu. Performans kapsamında hazırlanan yemeklerden elde edilen bağış, afet bölgesindeki depremzede genç kadınlara gönderilecek.
Kadın Vücuduyla İlişkili Yemek İsimleri
Kolektif “İyileşme” sergisi kapsamında gerçekleşen performansta; Anadolu’nun ve İstanbul’un sosyal ve kültürel oluşumlarının kadına yaklaşımını farklı yönleriyle yansıtan 11 Türkiye mutfağı örneği, birbirini tanımayan 11 kadın tarafından kolektif biçimde hazırlandı.
Deprem öncesinde şekillenen ve hazırlıklarına başlanan performans, dört gün sürdü. Ortak yemek pişirme etkinliği sırasında bireysel ve kültürel yansımalarla karşılıklı değişimi amaçlanarak, gelenekler ve sosyal sözleşmeler üzerine odaklanıldı. Performansta 11 kadının kolektif çalışmayla yaptıkları yemekler arasında yıkıcı depremden etkilenen Malatya, Gaziantep ve Diyarbakır yöresinden de yemekler dikkat çekiyor.
“Analı Kızlı” performansında Malatya yöresinden Analı Kızlı adında bir et yemeği, Gaziantep‘ten Ezogelin çorbası ve Diyarbakır‘dan Duvaklı Pilav gibi kadına ve onun sosyal statüsüne göndermeler yapan yemeklerin yanında, Türk geleneğinde, Dilber Dudağı, Hanım Göbeği gibi kadın vücut parçalarının güzelliği ve erotizmi referans alınarak isim verilen tatlılar da yer aldı.
Toplumsal hafızada kadın bedeni
Kolektif “İyileşme” sergisinin küratörü Ayça Okay, Analı Kızlı performansı ile ilgili yaptığı değerlendirmede; “Sanatçının uzun yıllara dayanan üretim pratiğinin bir uzantısı olarak kolektif ve katılımcı yapıdaki performansları, bu kez birbirini hiç tanımayan on bir kadını kolektif biçimde yemek pişirmek üzere bir araya getiriyor. Gündelik hayatımızdan da tanıdık bir eylem sanatçının incelikli düşüncesi ile Metrohan içerisine kurulan mutfakta araçsallaşarak serginin kavramsal anlatısına mükemmel şekilde eklemleniyor. Toplumsal hafızada kadın bedeni üzerinden adını alan ve kadının statüsüne ve göndermeler yapan sosyal normlara eleştiri getirmeyi hedefleyen bu ortak çalışma; izleyicinin de zaman zaman parçası olabileceği bir yapıya sahip,” ifadelerini kullandı.
Kolektif Çalışma
Sanatçı Mehtap Baydu ise Analı Kızlı performansıyla ilgili yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi:
“Anadolu’nun ve İstanbul’un sosyal ve kültürel oluşumlarının kadına yaklaşımını farklı yönleriyle mercek altına alan interaktif performansta 11 Türkiye mutfağı örneği, 11 kadın tarafından izleyicinin katılımı ile hazırlanacak ve 28 Mart‘ta davetlilere sunulacak. Deprem öncesinde şekillenen bir hazırlıklarına başlayan performans, üç gün sürecek izleyicilerin katılımını açık ortak pişirme etkinliği sırasında bireysel ve kültürel yansımalarla karşılıklı değişimi amaçlarken gelenekler ve sosyal sözleşmeler üzerine odaklanıyor. Birbirini hiç tanımayan 11 kadının kolektif çalışma ile yapacakları yemekler arasında Malatya yöresinden Analı Kızlı adında bir et yemeği, Gaziantep’ten Ezogelin Çorbası ve Diyarbakır’dan Duvaklı Pilavı gibi kadına ve onun sosyal statüsüne göndermeler yapan yemeklerin yanında, Türk geleneğinde, Dilber Dudağı, Hanım Göbeği gibi kadın vücut parçalarının güzelliği ve erotizmi referans alınarak isim verilen bazı tatlılar yer alıyor. Mehtap Baydu’nun performansıyla kadın, yalnızca yemeklere olduğu gibi toplumsal eleştiriye, yardımlaşmaya ve dayanışmaya da ismini veriyor.”
Kolektif “İyileşme” sergi ve paralel etkinlik serisi
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği İstanbul Şubesi’nin bünyesindeki Mina’nın Çocukları Projesi, Kolektif “İyileşme” sergi ve paralel etkinlik serisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iş birliğiyle 1 Mart’tan bu yana Metrohan’da atölye, deneyim çalışmaları ve söyleşilerle birçok farklı alanda uzmanlara, kurumlara, kuruluşlara ev sahipliği yapıyor. 18 ulusal ve uluslararası kadın sanatçının farklı disiplinlerdeki eserleri ve iki müzenin desteğiyle oluşturulan seride kriz dönemlerinde sanat alanlarının ve üretiminin işlevselliğini de tartışmaya açmak hedeflenerek, Metrohan’ın çok bölümlü mimari yapısı bir iyileşme merkezi olarak tasarladı.