ABD’de Sanatçılar Otoriterliğe Karşı Birleşti - ArtDog Istanbul
Montpellier’deki Vermont Eyalet Binası önünde, 5 Nisan 2025 tarihinde Trump yönetiminin politikalarına karşı protesto düzenleyen göstericiler. Fotoğraf: John Lazenby/UCG.

ABD’de Sanatçılar Otoriterliğe Karşı Birleşti

21–22 Kasım’da gerçekleşen Fall of Freedom, ABD genelinde 40’tan fazla eyalette 600’den fazla yaratıcı eylemle sanatçıların otoriterleşmeye karşı kolektif direnişini sergiledi. Etkinlikler, kültür kurumlarının sessizliğine karşı bağımsız sanatçıların gücünü ve sanatın toplumsal direnişin mümkün olduğunu hatırlattı.

21–22 Kasım tarihlerinde ABD’nin dört bir yanında yüzlerce sanatçı, performansçı, yazar ve kültür çalışanı, Fall of Freedom adı altında iki günlük büyük bir yaratıcı direniş gerçekleştirdi. Fall of Freedom, otoriterleşme ve sansür baskısının kültür alanında giderek belirginleştiği bir dönemde, sanatçıların kurumları beklemeden harekete geçme isteğinden doğdu. Hareketin ilk kıvılcımı, sanatçı Dread Scott’ın “acil bir sanatçı eylemine ihtiyaç var” diyerek Lynn Nottage, Accra Shepp, Miguel Luciano ve Eric Gottesman gibi isimlere çağrıda bulunmasıyla atıldı. Ardından Zoom üzerinden düzenlenen açık toplantılar, kısa sürede ülke genelinden yüzlerce sanatçıyı örgütleyen geniş bir dayanışma ağına dönüştü.

Organizatörler, Fall of Freedom’ı “yaratıcı bir isyan ve kolektif uyanış” olarak tanımlıyor. Hareket, sanatın tarih boyunca toplumsal mücadelelerde üstlendiği rolü yeniden görünür kılmayı amaçlıyor; Billie Holiday’in Strange Fruit’undan Picasso’nun Guernica’sına uzanan bir hat üzerinde bugünün baskıcı atmosferine kültürel bir karşı koyuş sunuyor.

Kurumların Sessizliği, Sanatçıların Kolektif Tepkisi

Fall of Freedom’ın doğuşunda, kültür kurumlarının içine sıkıştığı baskı ortamının büyük payı var. National Endowment for the Arts fonlarındaki kesintiler, Kennedy Center’daki işten çıkarmalar ve Smithsonian kurumlarına yönelik federal denetim baskısı; müzelerin ve sahne sanatları alanının peşinen boyun eğme eğilimine sürüklenmesine yol açtı. Organizatörler, bu atmosferde birçok eserin “riskli” bulunarak iptal edildiğini, tiyatro ve sergi programlarının politik tartışmalardan uzak durma kaygısıyla giderek daha dar bir çerçeveye sıkıştığını vurguluyor.

Sanatçı Lynn Nottage bu durumu şöyle özetliyor: “Sanatçılar korkmuyor ama kurumlar korkuyor. Ve korku yukarıdan aşağıya doğru ilerleyerek sanatçıların alanını daraltıyor.” Bu nedenle Fall of Freedom, büyük kurumların çekingenliğini aşmak için sanatçıların kendi ağlarını oluşturduğu bağımsız bir model olarak tasarlandı. “Birimizi susturabilirler, ama hepimizi susturamazlar” fikri hareketin temel sloganlarından biri hâline geldi.

Bu bağlamda 21–22 Kasım’da ülkede eş zamanlı yüzlerce etkinlik gerçekleştirildi. New York tek başına yaklaşık 200 projeye ev sahipliği yaptı: Madison Square Park’taki ABC No Rio eylemi, Jackson Heights–Roosevelt Ave istasyonundaki video yerleştirmesi, Trump’ı eleştiren dijital billboard’lar, sansürlü kitap kapaklarıyla kamusal alanı dolaşan Banned Book Brigade ve El Museo del Barrio ile Bronx Museum’un Fall of Freedom kapsamına aldığı sergiler bu hareketliliğin parçalarıydı. Pioneer Works’te düzenlenen Creatives For Freedom konseri ise Sheryl Crow, Mark Ronson, St. Vincent ve Maggie Rogers gibi isimleri aynı sahnede bir araya getirerek hareketin en görünür etkinliklerinden biri oldu; elde edilen gelir ACLU’ya aktarıldı.

California Valisi Gavin Newsom’un X’te paylaştığı yapay zekâ üretimi görsel.

New York dışındaki şehirler de aynı yoğunlukta harekete katıldı. Washington, D.C.’de Kennedy Center’dan kovulan çalışanların gerçekleştirdiği dans protestosu ve ArtWatchV2.0’ın Trump’ı Marie Antoinette olarak hicvettiği Gold is Gauche performansı büyük ses getirdi. Philadelphia’daki pop-up sergiler, Alaska’daki zine atölyeleri, Idaho’daki açık mikrofon geceleri ve Maine’den Wyoming’e uzanan gösteriler, Fall of Freedom’ın ülke genelinde ne kadar geniş bir tabana yayıldığını kanıtladı.

Organizatörlerden Miguel Luciano, bu hafta sonunu bir başlangıç olarak gördüklerini belirtiyor: “Fall of Freedom sadece iki günlük bir program değil; uzun sürecek bir dayanışma mevsiminin ilk adımı.” Accra Shepp ise hareketin özünü şöyle tanımlıyor: “Bu etkinlikler bize bir şeyi hatırlatıyor: Eylem hâlâ mümkün. Cesaret, birlikte durduğumuzda büyüyor.”

 

Previous Story

Klimt Portresi $236,4 Milyonla Modern Sanatın Rekorunu Kırdı

0 0,00