Güven Zeyrek’in Tenduvar sergisi 3 Ekim’de Nazlı Pektaş küratörlüğünde Bozlu Art Project’in Mongeri Binası’nda açıldı. AKATÜNVEL Sanat Topluluğunun da üyesi olan Zeyrek’in portre, manzara ve natürmortları her bakışta kişiye ilk defa görüyor izlenimi uyandırıyor. Tenduvar sergisinin oluşum süreci, serginin içeriği ve Güven Zeyrek’in sanat pratiği hakkında ile ilgili Bozlu Art Project Direktörü İbrahim Cansızoğlu ile söyleşi gerçekleştirdik.
Tenduvar sergisi figür, manzara, mekân ve beden izleğinde bir sergi. Serginin oluşturulma sürecini anlatır mısınız?
Geçtiğimiz yıl Bozlu Art Project’te çalışmaya başladığımda hazırladığım ilk serginin koleksiyondaki eserlerden oluşmasını istedim ve Bozluolcay Koleksiyonu’nu keşfetmeye başladım. Bu süreçte karşıma çıkan eserlerden bir kısmı AKATÜNVEL Sanat Topluluğu üyelerine aitti ve Güven Zeyrek’in resimleri de bu eserler arasındaydı. Bir sergi açılışında karşılaştığım Nazlı Pektaş’la sohbet ederken onun da bir Güven Zeyrek kitabı üzerinde çalıştığını öğrendim ve bu ortak nokta bizi heyecanlandırdı. Nazlı, bir süredir Güven Zeyrek arşivi üzerinde çalışıyordu ve hâlihazırda bir sergi projeleri vardı. Mekân arayışları zaman içinde Zeyrek ailesini Mongeri Binası’na yönlendirdi ve bu sergiyi birlikte yapmaya karar verdik. Tenduvar’ı Nazlı’nın sergi için yazdığı metnin etrafında birlikte kurguladığımızı söyleyebilirim. Bu çok keyifli ve verimli bir işbirliği oldu.
“Zeyrek, yarım yüzyıla yaklaşan sanat üretimi boyunca hep bir ressam gibi düşünmüş, dünyaya bir ressamın gözüyle bakmış ve ömrünü resme adamış.”
Güven Zeyrek’in boşluk ve yüzeye yaptığı vurgu sanat pratiğinde öne çıkan yanlardan biri. Zeyrek’in sanat anlayışının özgünlüğü sizce nasıl betimlenir?
AKATÜNVEL Sanat Topluğu üyelerinin ürettikleri eserler arasında belirgin paralellikler gözlenebilse de her bir sanatçı zaman içinde kendi özgün yaklaşımını korumuş. Topluluğun büyük bölümünün resim dışında başka uğraş alanları da var. Güven Zeyrek ve Tangül Akakıncı topluluk içinde yalnızca resimle uğraşan üyeler olarak dikkat çekiyor. Zeyrek, yarım yüzyıla yaklaşan sanat üretimi boyunca hep bir ressam gibi düşünmüş, dünyaya bir ressamın gözüyle bakmış ve ömrünü resme adamış. Hem AKATÜNVEL Sanat Topluluğu’nun dayandığı felsefi ilkeleri temel alan hem de kendisinin Adnan Turani’nin öğrencisi olarak başladığı resim yolculuğunun izlerini taşıyan portreler, manzaralar ve natürmortlar üretmiş. Tüm bu farklı resim türleri içinde tuvallerde desatüre renklerin kullanıldığı bölgelerin bir diğer deyişle boşlukların yanı sıra taş dokusunu andıran yüzeyler Zeyrek’in kurduğu resim dünyasının ayırt edici özelleri olarak karşımıza çıkıyor.

Güven Zeyrek’in üretim pratiği ve sanatta önemi hakkında neler söylemek istersiniz? Bozlu Art Project’in sanatçının temsiliyetini üstlenme süreci nasıl gelişti?
Bozlu Art Project başka işlevlerinin yanı sıra bir galeri olarak da faaliyet gösteriyor ve birlikte çalıştığımız sanatçılarla uzun vadeli işbirlikleri geliştirmeyi önemsiyoruz. Tenduvar ile beraber Güven Zeyrek’in galeri sanatçıları arasına katılması da gündeme geldi ve sergiden önce sanatçımızın temsiliyetini duyurduk. Bu çerçevede Tenduvar sergisi Bozlu Art Project olarak Güven Zeyrek’le ilgili sürdürmeyi planladığımız etkinliklerin ilki. Daha pek çok farklı projeye Zeyrek’in resimlerini dahil etmeyi ve sanatçımızın hak ettiği ilgiyi görmesini arzu ediyoruz.
“Toplulukla ilgili bir başka ilginç özellik de daha 60’lı yılların sonunda üyelerin çoğunluğunu kadın sanatçıların oluşturması.”
Zeyrek’in de parçası olduğu AKATÜNVEL topluluğundan söz etmeniz mümkün mü? 1980’lerin sanat ortamında önemi neydi?
AKATÜNVEL Sanat Topluluğu Süleyman Velioğlu öncülüğünde 1967 yılında kuruluyor ve 2000’li yıllara kadar yapısı zaman içinde dönüşüme uğrasa da varlık göstermeye devam ediyor. Bu bağlamda Türkiye sanat tarihindeki en istikrarlı topluluk olduğunu söylemek mümkün. Başta ontoloji ve psikanaliz olmak üzere felsefi anlamda pek çok referans noktasına dayanan, bir manifesto etrafında şekillenen özgün bir estetik anlayıştan söz ediyoruz. AKANTÜNVEL, kurucu üyelerin soy isimlerindeki hecelerle oluşturulmuş bir isim. Toplulukla ilgili bir başka ilginç özellik de daha 60’lı yılların sonunda üyelerin çoğunluğunu kadın sanatçıların oluşturması. Zaman içinde topluluğa başka isimler katılıyor; Güven Zeyrek de bu sanatçılardan biri: 80’li yıllarda dahil oluyor AKATÜNVEL topluluğuna. Zeyrek’in enerjisinin AKATÜNVEL’e daha fazla görünürlük kazandırdığını söylemek mümkün. Topluluk üyeleri 80’li yıllarda pek çok solo ve karma sergiye imza atıyor. Yine aynı yıllarda Sanat Çevresi dergisi AKATÜNVEL’e özel bir ilgi gösteriyor. Topluluğun bu dönemdeki faaliyetlerini Sanat Çevresi’nden takip etmek mümkün.

Tenduvar sergisi çok katmanlı bir sergi. Zeyrek’in atölyesindeki kitaplar da dahil olmak üzere birçok arşivsel meta sergileniyor. Bu anlamda Bozlu Art Project’in çok yönlü kimliğine de ışık tutuyor. Kurum olarak bundan sonra bu çok yönlü kimliği korumak için çalışmalarınız olacak mı?
Bozlu Art Project temel olarak üç yapıdan olan oluşan bir sanat kurumu ve bu yapıyı korumaya devam edeceğiz. Daha önce sözünü ettiğim galeri işlevi var. Şükrü Bozluolcay’ın 1970’li yılların sonundan itibaren oluşturmaya başladığı bir koleksiyona ev sahipliği yapıyoruz ve aynı zamanda bir yayınevi olarak çalışıyoruz. Sorunuzda bahsettiğiniz gibi kapsamlı bir kütüphanemiz var ve sanat tarihi alanında araştırma yapan herkese açık bir mekân burası. Tenduvar sergisinde kütüphanemizi de sergiye dahil ettik. Güven Zeyrek’in kendi kütüphanesinden getirdiğimiz kitapları camekanlarda sergilemek yerine araştırmacıların kullanımına açtık ve özel bir raf oluşturduk. Bozluolcay Koleksiyonu’ndan seçtiğimiz eserler de Mongeri Binası’nın ikinci katında randevu ile gezilebiliyor. Bu kattaki koleksiyon sunumumuzu her yıl yeniliyoruz.
“Osmanlı resminden günümüze kuşaklar arası kesişimleri ve ortak noktaları keşfetmek, yeni diyaloglara alan açmak Bozluolcay Koleksiyonu’nun temel misyonları arasında bulunuyor.”
Bu sene AKATÜNVEL Sanat Topluluğu üyelerinin çalışmaları ile koleksiyondaki diğer sanatçıların eserleri arasındaki kesişimlere odaklandık. Bozluolcay Koleksiyonu 2025 sergimizde Süleyman Velioğlu, Tamer Akakıncı, Tangül Akakıncı ve Güven Zeyrek tuvallerinin yanı sıra Bahriyeli İsmail Hakkı, Feyhaman Duran, İbrahim Çallı, Meriç Hızal, Mehmet Güleryüz, İnci Eviner, Server Demirtaş ve Deniz Gül’ün eserlerine yer verdik. Osmanlı resminden günümüze kuşaklar arası kesişimleri ve ortak noktaları keşfetmek, yeni diyaloglara alan açmak Bozluolcay Koleksiyonu’nun temel misyonları arasında bulunuyor.

Bozlu Art Project’in direktörü ve bir sanat izleyicisi olarak bu sergide sizi en çok etkileyen şey ne oldu?
Nazlı Pektaş sergiyi hazırlarken bazı Güven Zeyrek resimlerini daha önce görmüş olsa bile kimi anlarda sanki ilk kez görüyormuş gibi bir hisse kapıldığını söylemişti. Aynı şeyi ben de yaşadım diyebilirim. Resimlere ve eser görsellerine defalarca bakmış olmanıza rağmen kimi zaman bir resmi ilk defa görmüş olma duygusunu yaratabiliyor Zeyrek’in çalışmaları. Bu oldukça ilginç bir deneyim. Bunun yanı sıra Zeyrek ailesinin Güven Bey’in mirasını korumak için sergilediği takdire şayan çabadan da söz etmeden geçmek olmaz. Projede emeği geçen herkesle tanışmak ve birlikte çalışmak hem büyük bir keyif hem de bir ayrıcalıktı benim için.
Güven Zeyrek’in sanat pratiğine ışık tutan Tenduvar sergisi geleceğe neler söylüyor?
Hem Güven Zeyrek’in sanat pratiği bağlamında hem de AKATÜNVEL Sanat Topluluğu özelinde Batı dışı moderniteler tartışmasının önemli olduğunu düşünüyorum. AKATÜNVEL, Batı’da köklenmiş sanat akımlarını Türkiye’ye taşımak yerine tamamen özgün, kendi felsefesi hatta düşünce sistemi olan bir sanat topluluğu oluşturmak üzere çıkılmış bir yolculuğun adı aslında. Bu çerçevede AKATÜNVEL bağlamında oluşturmaya çalıştığımız farkındalığın kendi sanat tarihimize yönelik daha dikkatli ve özenli çalışmaların gelecekte de sürdürülmesi açısından ilham verici ve teşvik edici olmasını diliyorum.