Venedik Bienali’nden İstanbul’a: Cevdet Erek’in Amfibiosu - ArtDog Istanbul
sa.ne.na Fotoğraf: Özge Balkan

Venedik Bienali’nden İstanbul’a: Cevdet Erek’in Amfibiosu

Venedik Bienali ve İKSV işbirliğiyle hazırlanan “Gökyüzünü Rüzgâr Çizer: Marco Polo’nun İzinde” projesinin üçüncü durağı İstanbul oldu. Cevdet Erek’in ses ve mekân üzerine kurduğu gezici enstalasyonu Amfibio, 2–5 Ekim’de Artİstanbul Feshane’de ücretsiz olarak izlenebiliyor.

Venedik Bienali ile İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) işbirliğiyle düzenlenen “Gökyüzünü Rüzgâr Çizer: Marco Polo’nun İzinde” başlıklı uluslararası proje, üçüncü durağı olarak İstanbul’a geldi. Projenin parçası olan Cevdet Erek imzalı gezici enstalasyon Amfibio, 2–5 Ekim tarihleri arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait Artİstanbul Feshane’de ücretsiz olarak ziyaretçilere açıldı.

Marco Polo’nun Yolculuğundan Bugüne Uzanan Bir Hatırlama

Venedik Bienali Tarih Arşivi tarafından, ünlü seyyah Marco Polo’nun ölümünün 700. yılı anısına başlatılan proje, Polo’nun İtalya’dan Çin’e uzanan rotasını günümüz sanatçılarıyla yeniden yorumluyor. Küratörlüğünü Luigia Lonardelli’nin üstlendiği proje, Marco Polo’nun kültürler arasında kurduğu köprüleri sanat yoluyla bugüne taşımayı amaçlıyor. Projenin İstanbul etabı için, Bienal tarafından özel olarak sipariş edilen Cevdet Erek’in Amfibio enstalasyonu seçildi. İlk kez 2024 Aralık ayında Çin’in Hangzhou kentinde sergilenen, ardından Venedik’e taşınan eser, üçüncü durağında İstanbul’a geldi.

Mekâna Uyumlanan Bir “Sesli Mimari”

Amfibio, bulunduğu her şehirde mimari yapısı ve ses sistemiyle dönüşen, modüler bir toplanma ve performans alanı. Ses yerleştirmeleriyle uluslararası alanda tanınan Cevdet Erek, bu yapıyı “sesli bir mimari” fikri üzerinden geliştirdi. Projenin İstanbul ayağında Artİstanbul Feshane’nin tarihî dokusu, Haliç kıyısındaki konumu ve kentin dinamik müzik sahnesiyle yeni bir boyut kazandı.

Küratör Luigia Lonardelli, eserin Feshane’deki yerleşimini şöyle değerlendirdi:

istmodern
istmodern mobil

“Amfibio, İstanbul’un farklı bölgeleri arasında arabulucu işlevi gören bir yapıya dönüştü. Eski fabrikanın cephesiyle ve Haliç’i aşan köprüyle görsel bir diyalog kuruyor. İstanbul’un canlı müzik sahnesinden bazı üretimlerin de bu yapıyla buluşması bizim için büyük bir mutluluk.”

Sanatçılar

Cevdet Erek
Mimar Sinan’da mimarlık okudu, Nekropsi grubuyla sahne aldı, İTÜ MİAM’da yüksek lisans yaptı. Ses, mimari ve grafik öğeleri buluşturan enstalasyonlarıyla Documenta ve birçok bienalde yer aldı. 2017’de Türkiye’yi Venedik Bienali’nde temsil etti, halen İTÜ’de öğretim üyesi.

Gökhan Deneç
Mühendislik geçmişinden sonra ses tasarımına yöneldi, İTÜ MİAM’da yüksek lisans yaptı. Canlı ses mühendisliğiyle tanındı, deneysel ses ve rezonans üzerine çalışıyor. Türkiye ve yurtdışında projeler üretti.

Fulya Uçanok
Elektroakustik müzisyen ve piyanist. Hacettepe’de piyano eğitimi aldı, İTÜ MİAM’da doktora yaptı. Bali’de Gender Wayang müziği üzerine araştırmalar yaptı, doğaçlama ve elektroakustik performanslarda aktif.

Hareket Haritaları
Gökhan Deneç ve Fulya Uçanok’un ortak projesi. Geri besleme sistemleri, elektroakustik öğeler ve mekân akustiğini kullanarak öngörülemez, deneysel ses dünyaları kuruyorlar.

sa.ne.na
Altı perküsyoncudan oluşan topluluk, deneysel ses dünyalarını klasik geleneklerle buluşturuyor. Multimedya projelerinden konserlere uzanan geniş bir repertuvarla genç bestecileri de destekliyor.

Timber
Michael Gordon’un altı perküsyoncunun ahşap bloklarla icra ettiği eseri. Simantra adlı çalgılarla tek bir bütün ses dokusu oluşturan, mekânda dolaşan büyülü bir ses heykeli yaratıyor.

MİAM Gendy Topluluğu

2024’te kuruldu. Xenakis’in GENDY algoritmasıyla gerçek zamanlı performanslar üretiyor. Arter ve Antwerp’te sahne aldı, algoritmik müzik ve enstrüman tasarımı üzerine çalışıyor.

Birlikte Yaratma Buluşmaları

GENDY algoritmasıyla üretilen sesler projeksiyonla görselleştiriliyor. İzleyiciler performansın sonunda doğaçlamaya katılabiliyor.

Peradi Ensemble
2019’da İstanbul’da kurulan dokuz kadın müzisyenden oluşuyor. 25 dilde halk şarkılarını çok sesli düzenlemelerle yorumluyor, kültürel çeşitliliği sahneye taşıyor.

Dört Günlük Ses Yolculuğu: Amfibio Ses Günleri

Projenin İstanbul ayağı yalnızca enstalasyonla sınırlı değil. 2–5 Ekim tarihleri arasında düzenlenen Amfibio Ses Günleri, dört akşam boyunca farklı müzikal performanslara ev sahipliği yapıyor. Her biri 18.00’de başlayan konserlerde sanatçılar, yapının sunduğu akustik imkânları deneyimliyor, dinleyicilerle doğrudan etkileşime giriyor.

Program şu şekilde:

  • 2 Ekim, Perşembe: Cevdet Erek’in Amfibio üzerine çeşitlemeleri; ardından Gökhan Deneç ve Fulya Uçanok ile “Hareket Haritaları’na geçiş”.

  • 3 Ekim, Cuma: Vurmalı çalgılar topluluğu sa.ne.na., Michael Gordon’un Timber adlı eserini seslendiriyor.

  • 4 Ekim, Cumartesi: MİAM Gendy Topluluğu, algoritmik ses modelleriyle “Birlikte Yaratma Buluşmaları”.

  • 5 Ekim, Pazar: Peradi Ensemble, “Polifonia: Yaşayan Yankılar” başlıklı vokal performansı ile kapanış yapıyor.

Previous Story

Paris’te Picasso Heykel Bahçesi Açılıyor

Next Story

Dalí Sergisinde 21 Sahte Eser Ele Geçirildi

0 0,00